Merve YİĞİTCAN
Kahramanmaraş depremleri sonrası yaşanan başta koordinasyonsuzluk ve haberleşme zafiyetleri, 1999 Marmara Depremi’nden hiçbir ders alınmadığını acı bir şekilde ortaya koydu. İstanbul Valiliği’ne bağlı bir komisyonca 2006’da hazırlanan raporda, Marmara Depremi sonrası haberleşme, müdahale ve hasar konularında ‘alınan dersler’e yer verildiği görülürken, Kahramanmaraş Depremi sonrası ortaya çıkan tabloda ne yazık ki bu konularda yeterince yol alınamadığı anlaşılıyor.
İstanbul Valiliği’ne bağlı İstanbul Proje Koordinasyon Merkezi tarafından 2006 yılında, “İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi” için bir sunum hazırlandı. Kazım Gökhan Elgin direktörlüğünde hazırlanan sunumda, dünyada ve Türkiye’de doğal afetlerin yarattığı can kayıplarına ve ekonomik hasarlara yer verilirken, Türkiye’nin sismik açıdan dünyanın en aktif bölgesi olduğu, ülke topraklarının yüzde 66’sının aktif fay bölgelerinde bulunduğu bilgisine yer veriliyor. Yine aynı sunumda “Son yüzyılda meydana gelen afetlerin yol açtığı kayıpların yüzde 64’ünün ve binaların yüzde 75’inin depremlerden kaynaklandığına” vurgu yapılıyor.
4 başlıkta alınan dersler
Sunumun en dikkat çekici kısmı ise “1999 Marmara Depreminden Alınan Dersler” başlığı altında yer alıyor. Burada alınan dersler haberleşme, müdahale, hasar ve ekonomik kayıplar olmak üzere 4 başlık altında toplanmış. Peki, Marmara Depremi’nde alınan dersler neler? Burada listenin şu şekilde sıralandığı görülüyor: “Haberleşme sağlanamaması, ilk saatlerde bütün telefonların kullanılamaması, arama kurtarma faaliyetlerinin organize ve koordineli olamaması, kaos ortamı, yardım için resmi prosedür ve izin, geceleri aydınlatmada sorun yaşandığından kurtarma faaliyetlerinin etkin yürütülememesi, lojistik desteklerde yetersizlik, sağlık ve bina yapı bilgisine yeterince sahip olmayan amatör kurtarma görevlileri ver gönüllülerinin yarattığı karmaşa/ tehlike, 77 binden fazla ağır hasarlı bina, kamu binalarında hasar, deprem sonrası kullanılamayan ve hasar gören altyapı ile bina hasarlarının değerlendirilmesindeki karmaşa.”
Aynı eksiklikler tekrarlandı
Tespitlerin detaylı yapıldığı bu çalışmaya rağmen, yaklaşık 13 milyon kişinin doğrudan etkilendiği 6 Şubat depremleri, yerinde tespitlere karşın uygulamanın zayıf kaldığını gözler önüne serdi. Zira bölgede ilk günden itibaren iletişim konusunda yaşanan aksaklıklar, telekom operatörlerinin çözümlerinin yetersiz kalması, haberleşme alanındaki zafiyetlerin sürdüğünü ispatlıyor. Öte yandan, bazı yollarda ve Hatay havalimanında yaşanan asfalt kırılmasının yol açtığı ulaşım sorunları, deprem sonrası kullanılamayan ve hasar gören altyapının ne kadar hayati bir tehlike olduğunu kanıtladı. Zira birçok bölgeye özellikle karadan arama-kurtarma ve yardım organizasyonlarının sevkinde ilk 2-3 gün ciddi sıkıntılar yaşandı. Hatay Havalimanı’nın pistindeki hasarın onarımı ise depremin 8’inci gününde tamamlanabildi. Yanı sıra AFAD’ın koordinasyon konusunda zayıf kaldığı iddiaları ise hala çeşitli kademelerde dile getirilmeye devam ediyor.
“2021’de olsaydı mali hasar 51,1 milyar dolar olurdu”
Raporda Marmara Depremi kaynaklı birincil ekonomik kaybın 10-15 milyar dolar civarında olduğu belirtilirken, geçtiğimiz günlerde TÜRKONFED’in Kahramanmaraş depremlerine yönelik hazırladığı ön raporda, Marmara Depremi’nin 2021 yılında gerçekleşmesi senaryosunda can kaybının 26 bin 451 kişi, yaratacağı hasarın da 51,1 milyar dolar mali hasar yaratacağı tahmini yapılıyor. Raporda, “Marmara Depremi verilerinin kullanıldığı yöntem ile Kahramanmaraş Depremi’ni 2021 yılı dolar verileriyle sınarsak 72 bin 663 can kaybı, 84,1 milyar dolar mali hasar hesaplanmaktadır” ifadeleri yer aldı” ifadesi de 6 Şubat depremlerinin tahmini ekonomik hasarını gözler önüne seriyor.