Son bir buçuk yılda devreye alınan çok sayıda kısıtlamaya maruz kalan bankalar seçim sonrası olası bir kur ve faiz şokuna karşı stres testlerini yapmaya başladı. Düzenlemelerin yan etkisi olarak mevduat ile kredi faizi arasındaki makasın ise yılın ikinci yarısından sonra bankaların faiz gelirlerinde zarar yazmasına yol açması kaçınılmaz görünüyor.
Reuters’a bilgi veren üst düzey dört bankacı seçimi iktidar veya muhalefet hangi taraf kazanırsa kazansın ekonomideki mevcut uygulamaların “sürdürülemez” olduğunu vurguladılar. Bankacılar, ortodoks politikaların giderek bir zaruret haline geldiğini belirterek, bu politikalara geçişin ani değil kademeli olması gerektiğini ifade ettiler. Düzenlemeler bankacılık sektöründe fiyatlama davranışlarını değiştirdi. Düzenlemelerle ortalama ticari kredi faizleri yüzde 14-15’lerdeyken, mevduata verilen faizler ise yüzde 30’a kadar yükseldi.
Alışılagelmişin dışındaki bu politikaların artık devam etmesini “imkansız” olarak gören bankacılar ise “kötü senaryoda olası bir kur, faiz ve kredi şokuna karşı” stres testlerini yapmaya başladı. Kötü senaryoda oluşabilecek kur ve faiz şokuyla sermaye yeterlilik rasyolarının düşmesi beklenirken, son düzenlemelerle bilanço kalemleri negatif etkilenen sektörün geçen yıl yüzde 366 olarak gerçekleşen kâr artışının yerini ise ikinci yarıda kâr daralmasına bırakması öngörülüyor.
Bankaların stres testleri yapmakta olduğunu kaydeden üst düzey bir bankacı, “Bankaların kendi senaryoları var. Kur, faiz ve kredi şoklarına karşı bilançolarını test ediyor. Genel olarak bankaların durumları hâlâ sağlam, ancak 2018 yılından bu yana kredi pazarında pazar payını kayda değer bir şekilde artıran kamu bankalarında risk oluşabilir” diye konuştu. Mevcut ekonomi ve faiz politikasının “sürdürülemez” olduğunun altını çizen aynı bankacı, “Sürdürmeye devam edilirse bu başka sıkıntıları da tetikler. Yapılacak şey çok basit: Bu riskleri almak yerine faizleri artıracaksın.”