Güldağ: Bakan Şimşek iş dünyası ile görüşmelerini sürdürüyor. Atamaları da bekliyoruz. Sayın Bakan’ın ekip kurma çalışmalarını tamamlamakta olduğunu anlıyoruz. İçeriden ve dışarıdan destek bulacak bir güçlü program hazırlığı içinde olduğu mesajını da veriyor. Bunun için de sabır ve zaman istiyor…
Ağaoğlu: Çünkü süreç sabır gerektiriyor ama bir yerden bir şeyler yapılmaya başlamış olması gerekiyor. Asıl sabır o atılan adımların sonuçlarını almak için gerekecek. Ama pek bir şey yapılmadı şu ana kadar. Net bir mesaj bir tek devir teslimde verildi.
Güldağ: 22 Haziran’da faiz artırımı ile mesaj verilecek anlaşılan…
Ağaoğlu: İlk iş faiz artırmak değil belki. Mesela kredi tarafında bir açılma, ödemeler sistemini engelleyen bazı kısıtların yumuşatılması gibi birtakım beklentiler var. Orada da bir şey yapılmıyor. Seçimden sonraki 100 gün ne yapıldığına bakınca, o 100 günün 18’ini yedik. Beşte birini.. Oysa bu 100 gün içinde birşeyler görmemiz lazım.
Güldağ: Bankacılar cuma günü regülasyonların gevşetilmesi konusunu dile getirmiş.
Ağaoğlu: İyi de bu regülasyonların mimarı gibi görünen sayın Kavcıoğlu BDDK Başkanı şimdi. ‘Nasıl olacak da olacak’ soru işareti var. Aynı şekilde, daha önce politika faizini 8,5’e indiren PPK, şimdi faizi çıkaran kurul ile aynı kurul mu olacak? 20’ye, 25’e, 30’a kadar…
Güldağ: Yeri gelmişken ben ilk etapta faiz artışının 20’nin altında kalacağını düşünüyorum. Bir yandan, hazır konuşulmuşken ve fırsat varken, Merkez Bankası’nın kendisini hissettireceği 25 puan ve üzerine yükseltmek mantıklı geliyor, ancak öbür yandan, faiz indirimlerine başlamadan önceki seviye olan 19 puan düzeyini hemen aşmak psikolojik bir takım sıkıntılara yol açar. Reel sektörü de sallar.
Ağaoğlu: Hedefimiz varsa, bir yola çıkmışız demektir, yolda biraz tökezleyeceğiz, düşeceğiz, kalkacağız, canımız acıyacak. Ama nihayetinde mutlu sona erişeceğiz diye varsayacağız da, nereye gittiğimizi henüz bilmiyoruz. Eski ekol mü devam edecek yeni bir ekol mü gelecek konusu onun için piyasada ciddi bir soru işareti. O üyelerden sonra ortaya çıkacak. İkincisi de bir faiz artışı gelmesi gerekiyor. Faizi yeknesaklaştırmak adına. İşgören faizler 40-45 seviyesinde. Hatta…
Güldağ: Hatta 60 seviyesi konuşuluyor. Problem birden bire faizi artırınca TL Ref üzerine 3-5 puan farkla 13-15 ile kendini döndüren firmalar ne yapacak? Bir de yüzde 1,36 faizle banka kartıyla dönmeye çalışan vatandaşları da düşün. Diyelim ki işgören faizler 40-45 seviyesinde, kalkıp pat diye faizi 40- 45’e çıkarmak doğru mudur?
Ağaoğlu: Olması gereken en az 30’lu bir rakam. 35’le 40’tan biri olması gerekiyor. Mesela 10’a çıkartsanız faizi attığınız taş asla ürküttüğünüz kurbağaya değmeyecek. Bir başka şey daha söyleyeyim. Bu kadar hassas bir durum varken ve artık bir değişim beklenirken neden 22’sini bekler Merkez Bankası? Neden olağanüstü toplantı yapıp da bunu hemen açıklamaz? Hemen arkasından bayram tatili var. Tepkileri yönetmeye vakit lazım.
Güldağ: Piyasada da henüz bir iyileşme yok. Kredi ve döviz sıkışıklığı devam ediyor. ‘Döviz bitti’ krizi hala risk. Dışarıdan döviz akacak kanalları işler hale getirmek kritik önemde. Bu kanalları açacak normalleşme için Bakan Şimşek’in devreye hızla girmesi bekleniyor. Döviz bulursak başarılı sayılacak, bulamazsak sıkıntı devam edecek…
Ağaoğlu: Devam ediyor zaten. Mesela kamu dövize müdahale etmeye devam ediyor. Neden? Hazır yüzde 20’ye yakın kurun değer kaybetmesine izin vermişsiniz… Kur artışının sonsuz gitmesini engelleyebilmenin ilk yolu net bir mesaj vermek olur. O mesaj ortada yok.
Güldağ: O mesaj PPK’da verilir…
Ağaoğlu: Tamam da neden bekliyorsunuz ve bu arada döviz rezervi yakmaya devam ediyorsunuz. Bu sorunun yanıtı bende yok. Kaynak bulalım derken, neden elinizdeki kaynağı şu anda heba ediyorsunuz.
Güldağ: Geçen Aydın’daydık konuşuyorduk, iş insanları da aynı tüketici gibi kurlardaki artışın fiyatlara yansımadan alım yapmak istiyor. Ciddi bir sipariş hareketliliği var piyasada. Enfl asyon beklentileri düşmüyor artıyor. Dün 10’a yaptırdığımızı bugün 30’a yaptırıyorum, yarın 50’ye yaptıracağım diye bir an önce alım yapmak istiyor insanlar. Gelgelelim öte yandan da, acaba üç ay sonra o canlılık olacak mı? Ödemeler sorunsuz yapılabilecek mi? O sorular da var zihinlerde. Bu açıdan da, belirsizliği azaltacak adımların bir an önce atılması bekleniyor. Ekonomi yönetiminin önününde zorlu bir sınav olduğunun herkes farkında. Ama beklemeye de tahammülü yok.
Ağaoğlu: Onun için artık hareket zamanı.
Fonlama maliyetimiz yüksek olacak
Güldağ: Fed kararı geldi. Faiz artışı durdu.
Ağaoğlu: Fed’de artış hiç tartışılmamış neredeyse. Herkes duralım demiş.
Güldağ: Ya bundan sonrasına ilişkin? Ağaoğlu: Önümüzdeki döneme ilişkin bazı farklılıklar oluşmuş durumda. 10 baz puanlık bir artış yerine bir 50-60 baz puana yönelik böyle bir beklenti, Fed’in açık piyasa operasyonları komitesinin üyeleri arasında bir farklılaşma olmuş. O biraz piyasanın kafasını karıştırdı. Önümüzdeki toplantıda bir verilere bakalım belki 25 hatta 2 tane 25’lik artış gelebilir gibi bir beklenti var. Grafiklerde bu yönde değişim var. Aynı zamanda sonraki dönemde indirim beklentileri de artmış. Güldağ: Artık faiz artışı gelmez diyordun…
Ağaoğlu: Aynen.Fed’ten beklentilerime uygun bir açıklama geldi. Yeni bir faiz artışına bile ihtiyaç olmayabilir fakat bir veri halen daha Fed’in de işini zorlaştırıyor. O da istihdam. Hakikaten işsizlik oranları hayli düşük durumda. Tabii bu ücretlerin üzerine bir baskı yaratıyor. Onun getirdiği küçük bir açmaz var, Fed açısından. Fakat piyasa bunu, nasılsa sonrasında yine resesyon beklentisi olduğu için tam hesaplamadı diye düşünüyorum. Özellikle hisse senedi fi yatlarında. Enfl asyon da daha uzun süre kalıcı olacak düşüncesiyle şirket karları nominal olarak artacak. O yüzden de şu andaki faiz ortamı 25 ya da 50 baz puan artsa da, o enfl asyon artışı ile gelecek olan karları iskonto edeceğimiz oran çok artmayacak. Dolayısıyla şirketlerin değerleri artacak gibi bir varsayımla, özellikle NASDAQ başta olmak üzere Amerika’daki hisse senetleri yukarı çıkmaya devam ediyor. Bono tarafında da görece istikrarlı bir seyir var ve ben orada çok majör bir artışa şimdilik piyasanın gönlü olmadığı, faiz tarafından bahsediyorum, bunun da ABD hisse senetlerini pozitif etkilediğini düşünüyorum.
Güldağ: Bütün bunlar bize nasıl yansır?
Ağaoğlu: Bizim için de yüksek faiz maliyeti dönemi uzuyor demektir. Yani şu anda Türkiye yaklaşık 500-600 baz puan üstünde bir fonlama ile gidiyor. 5 faiz diyelim Libor’da, onun üzerine 500-600 baz puan, yani 10- 11 seviyelerinde bir borçlanma… Bu maliyet çok yüksek. Fed’in bu açıklamalarından sonra da fonlamada yüksek maliyet daha uzun süre kalacakmış gibi görünüyor. Güldağ: Avrupa Merkez Bankası artırıma devam etti. Piyasaları nasıl etkiler? Ağaoğlu: Fed’den sonra Avrupa Merkez Bankası’ndan 25 baz puan bir artış geldi. Biraz orta yolcu bir karar. Her ne kadar orada durgunluk olsa da faiz seviyeleri çok düşük, enfl asyon halen yüksek. Avrupa’nın biraz daha yolu var. Teknik olarak parite 1,0975 hatta 1,11’e kadar bir yükseliş ihtimalinin olduğu bir biçim sergiliyor. Benzer bir durum emtia tarafında da var. Özellikle Ukrayna, Rusya ve Amerika’dan gelen bilgilerle mısır, buğday ve soya fasulyesi bloğu, bunlar biraz pozitif etkilendiler bu son gelişmelerden.
Güldağ: Altın-gümüş tarafında ne var?
Ağaoğlu: Çok hareket yok. Gümüş Fed faiz artırır mı endişesiyle, altın 1950’lerin altına, gümüş de 23’lere gelmişti. Şu anda tekrar altın 1960’ın üzerinde, gümüş de 24’ün üzerine çıktı. Altın gümüş oranında gümüş lehine bir gelişme var. Bu gümüş tarafından, en azından o AGU paritesi tarafından pozitif.
Güldağ: Petrol tarafı çok hareketli…
Ağaoğlu: OPEC tarafında Suudi Arabistan’ın gönüllü kısıntısının diğer OPEC üyeleri tarafından çok desteklenmediği veya bütün yükün Suudi Arabistan’a yükleniyor olmasının getirdiği bir sıkıntı var. Petrol fiyatı için artık bu sene içinde Brent’te 70 doların altına, Batı Teksas için de 65 doların altına inileceğini söyleyeyim.