Şebnem TURHAN
Türkiye’de ekonomide sıkışıklık olduğu her dönem ismi ekonomi yönetimi için geçen Mehmet Şimşek yeni hükümetin Hazine ve Maliye Bakanı oldu. Geçen hafta piyasanın coşkuyla satın aldığı ismin gerçekleşmesi ilk aşamada pozitif olarak değerlendiriliyor. Ancak önemli olan ‘Yeni Türkiye Modeli’ olarak adlandırılan, düşük faiz, cari fazla ile büyüme ve sürdürülebilir düşük enflasyon hedefl eyen politikanın değişip değişmeyeceği olacak. Konuya yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre Bakan Şimşek, 18 ay süre istedi, Türkiye’nin ihtiyacı olan dış kaynağı da kendisinin bulacağını belirterek güven mesajı verdi. Tarihi en yüksek negatif seviyeye düşen net uluslararası rezervler, yükselen iflas risk primi (CDS), yüksek enflasyon, cari denge ile bütçe dengesindeki artan çift açık riski ve Türkiye’yi terk etmiş olan yabancı yatırımcı için Bakan Şimşek’in atacağı adımlar büyük önem taşıyor. Ekonomistler Şimşek’in ne kadar bağımsız olabileceği ile dünyaca kabul görmüş ekonomi politikalarına ne derece dönüşün gerçekleştirilmesinin kritik önemde olduğuna dikkat çekti.
Borsa İstanbul için pozitif
Geçen hafta Borsa İstanbul BİST100 endeksi haftalık yüzde 11,66 yükseldi. Özellikle ikinci tur sonrasında Şimşek isminin daha sık konuşulmaya başlamasıyla birlikte yükseliş hızlandı ve kritik 5000 seviyesi aşıldı. Bugün ilk açılışta da coşkunun sürmesini bekleyen piyasa uzmanları beklentinin satın alınması nedeniyle kar satışları da yaşanabileceğine işaret etti.
Borsadaki coşkulu seyir Türk Lirası’nda yaşanmadı. TL’de değer kaybı geçen hafta da sürdü. Dolar/ TL 21.05 seviyesini, Euro/TL ise 22.59 seviyesini gördü. Geçen hafta Türkiye’nin iflas risk primi CDS’leri ise 600 baz puanın altına gerilese de yüksek seyrini sürdürdü. Rezerv kaybı ise devam ediyor.
Merkez’e ilk kadın başkan mı geliyor?
Bakan Şimşek’i bu açıdan da oldukça zorlu bir gündem bekliyor. Öncelikle Merkez Bankası’nın başkanlığına güvendiği birini getirmesi öngörülen Şimşek’in kur korumalı mevduat ve menkul kıymet zorunluluğu getiren politikalar konusunda da neler yapacağı takip edilecek. Makroihtiyati önlemler ve regülasyonlarla sıkıştırılmış, kredi arzının neredeyse durduğu bankacılık sektörü için atılacak yeni adımlar büyük önem taşıyor. Kredi mekanizmasının normalleşmesi gerçekleşebilecek mi bilinmez ama uygulanması beklenen sıkılaştırma politikası bankacılık sektöründe bazı uygulamaların değişmesini şart koşuyor.
Ağbal-Elvan hayal kırıklığı zihinlerde
Şimşek için umutlar büyük, ancak piyasanın zihninde Naci Ağbal, Lütfi Elvan dönemi için yaşadığı hayal kırıklığı halen duruyor. Şimşek’in atması beklenen adımların ne derece sürdürülebilir olacağı ve bağımsızlığı piyasa tarafından dikkatle izlenecek. Eğer her şey yolunda gider ve Şimşek beklentileri karşılayabilirse daha normal politikaların işareti verildiğinde bile uzmanlar iflas risk priminin hızla geri çekilmesini öngörüyor. Hatta şu an 600 baz puanın hemen altında seyreden CDS’lerde yeniden 300 baz puanların konuşulabileceğine dikkat çekiliyor.
“Rasyonel zemine dönme dışında seçenek yok”
Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek, düzenlenen törenle görevi Nureddin Nebati’den devraldı. Bakan Şimşek, ilk mesajında, ekonomide rasyonel zemine dönme ve makro finansal istikrar vurgusu yaptı. Mehmet Şimşek şunları kaydetti: “Hükümetimizin temel hedefi toplumsal refahı yükseltmektir. Önümüzdeki dönemde bu hedefe ulaşmada şeff afl ık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır.
“Kurala dayalı, öngörülebilir ekonomi”
Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır. Küresel zorlukların jeopolitik gerginliklerin arttığı bir konjonktürde kurumsal kapasite ve kalitemizi güçlendirerek makro finansal istikrarı önceliklendireceğiz. Vakit kaybetmeden OVP çalışmamıza başlayacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mali disiplinin tesis edilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması temel hedefimiz olacaktır. Orta vadede enflasyonunu yeniden tek haneli rakamlara düşürülmesi, her alanda öngörülebilirliğin artırılması, cari açığı azaltacak yapısal dönüşümün hızlandırılması ülkemiz için hayati önem taşımaktadır.
Uygulanacak maliye politikası ve yapısal reformlarla Merkez Bankamıza enflasyonla mücadelede destek olmak temel politikamız olacaktır. Bu öncelikler çerçevesinde çalışmalarımızı eşgüdüm içinde ilgili bakanlar ve kurumlarla koordinasyon sağlayarak yürüteceğiz.” Mehmet Şimşek, kurumsal kapasite ve kalitenin iyileştirilmesine yönelik sözlerini konuşmasının devamında bakanlık kadrosunu övdü. Şimşek, konuşmasında küresel zorluklar ve depremin ağır etkileri döneminde görev yapan Nureddin Nebati’ye teşekkür etti ve yatırım, üretim, istihdam ve ihracatta önemli kazanımlar elde edildiğini kaydetti.
Nebati: Tam bağımsız Türkiye için çalıştık
Görevi devreden Nureddin Nebati de zor bir küresel görünüm ortamında görevi devraldığını ve deprem felaketini hatırlatarak, “Tam bağımsız, güçlü ve büyük Türkiye inancıyla ilerlerken bizler için en önemlisi, milletimizle yan yana verdiğimiz bu mücadeleye bir vazife bilinciyle yaklaşarak ve en ufak bir gafl ete düşmeden aralıksız hizmete devam etmektir” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimat ve yaklaşımı doğrultusunda çalışmalar yürüttüklerinin altını çizen Nebati, “Özellikle son 5 yılda, bir yandan küresel ve bölgesel gelişmeler neticesinde karşı karşıya kaldığımız zorlu sınamaları aşmak, bir yandan da yerli ve milli bir üretim ekonomisinin ülkemizde giderek güçlenmesini sağlamak için mesai arkadaşlarım ve milletimizle yan yana esaslı bir mücadele verdik. Bu yolculukta, Türkiye Yüzyılı için, tam bağımsız, güçlü ve büyük Türkiye davamız için, durmak yok, yola devam” diye konuştu.
EKONOMİSTLER, MEHMET ŞİMŞEK DÖNEMİ İÇİN NE DÜŞÜNÜYOR?
“İSTEDİĞİ SÜRE VERİLİRSE BAŞARILI OLACAKTIR”
■ ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Umutluyum, iyimserim. Mehmet Şimşek’in de önümüzdeki dönemde istediklerini yapabileceğini düşünüyorum. Geleneksel para politikalarına, serbest piyasaya mali disiplinden ödün vermeden dönüş sağlamak isteyecektir. Eski bakanlık dönemlerinden hatırladığımız gibi mali disipline çok önem verir, bir yere para harcayacaksa başka yerden para bulmaya çalışacaktır. Serbest piyasa ekonomisine inanan bir insan, piyasa ekonomisini yeniden yerleştirmeye çalışacaktır. Yurtdışı bağlantılarından dolayı yabancı yatırımcılara güven verip kaynak çekecektir. Mehmet Şimşek’e istediği zaman ve yapmak istediklerine olanak sağlanırsa başarılı olacağına inanıyorum. Zaten Mehmet Şimşek de bu şartlar oluşmadan gelmezdi, kesin bir söz, garanti almıştır. Diğer türlü dışarıdaki kredibilitesini riske atar.
“TAM ANLAMIYLA ORTODOKS POLİTİKA DÖNÜŞÜ OLMAYABİLİR”
■ Deniz Yatırım, Yatırım Strateji ve Araştırma Bölüm Müdürü Orkun Gödek: Sayın Şimşek, piyasada ikinci turun ardından satın alınan isimdi ve gerçekleşti. Bu kısım önemli. Beklenti karşılandı, fiyatlamalar için yeni bir hayal kırıklığı başlığı oluşmadı. BIST için ilk etaptaki iyimserliğin ardından kısmen beklentinin gerçekleşmesi nedeniyle realizasyon görmemiz şaşırtıcı olmaz. Ancak, yapısal bozulma şu an için zor. Buradan sonra piyasa temsilcileri iki başlık etrafında odaklanırlar: 1) bürokraside yapılması muhtemel atamalar, 2)olası politika değişiklikleri. Şahsi fikrim tam anlamıyla bir ortodoks politika dönüşü olmayacağı şeklinde. Ancak, bozulan piyasa dinamikleri ve yatırımcı algısı açısından bir takım normalleşme adımları mutlaka gelecektir. Makro taraftaki başlıklar bir süre daha hayatımızda olmaya devam edecekler ve beklentilerin ne ölçekte karşılanacağı yatırımcıların yeni odak noktası olacak. Gelecek vadede kur ve hisse senetlerinin yüksek korelasyon ile hareket ettiğini görebiliriz. Daha serbest kur rejimi yabancı yatırımcı girişine de ilk etapta sınırlı olmak kaydıyla oyun alanı açabilir.
“BANKALARIN ÜZERİNDEKİ REGÜLASYONLAR GEVŞETİLEBİLİR”
■ Gedik Yatırım Baş Ekonomisti Serkan Gönençler: Mehmet Şimşek isminin piyasalar açısından simgesel bir anlamı bulunuyordu. Şöyle ki, Mehmet Şimşek’in atanması tam ortodoks politika setine bir dönüş olmasa bile, bankalar üzerindeki regülasyonların gevşetileceği beklentisini doğuruyor. Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliyet Bakanı olarak atanmasının ardından şimdi gözler başta TCMB Başkanlığı olmak üzere yapılacak kilit atamalarda olacaktır. TCMB Başkanlığına da piyasa dostu bir ismin atanması ortodoks politikalara (kademeli de olsa) dönüş beklentisini pekiştirecektir. Döviz rezervlerinde süregelen hızlı düşüş dikkate alındığında, bundan sonra ekonomi politikalarının öncelikli amacının iç talebi ve de dolayısıyla döviz talebini sınırlandırmak üzerine yoğunlaşacağını düşünüyoruz. Ekonomi yönetiminde piyasa dostu isimlerin olmasını bu amaca ulaşılmasını kolaylaştıran bir durum olarak değerlendiriyoruz. Buna bağlı olarak, ülke risk priminin düşmesini ve bunun özellikle bankacılık hisselerine olumlu yansımasını bekleyebiliriz.
“RASYONEL ZEMİN, SADECE ORTODOKS POLİTİKAYA DÖNÜŞ DEĞİL”
■ Fortuna Capital Danışmanlık Kurucusu Dr. Altuğ Özaslan: Hem Mehmet Şimşek hem de Cevdet Yılmaz’ın kabinede beraber görev alması, ekonomi yönetiminin ve kamu maliyesinin bütünselliği açısından olumlu bir tablo sunuyor. Mehmet Bey’in açıklamalarını da dikkate alınca, durumun ehemmiyetin net şekilde farkında olduğunu ve rasyonel bir zemine dönme zorunluluğunu Sayın Cumhurbaşkanı’na kabul ettirdiği anlaşılıyor. Ama bu rasyonel zemin sadece politika faizinin arttırılması ve ortodoks politikalara dönüş değil. GYSH’nın %5.5’u kadar cari açık, %3.5’u kadar bütçe açığı, $130 milyar KKM, %64 civarı dolarizasyon oranı, bozuk ve adaletsiz vergi sistemi vb gibi nice önemli sorunları kalıcı olarak çözülmesi gerekiyor. Buradaki ‘kalıcı’ kelimesi önemli çünkü piyasa aktörleri her ne kadar kısa vadede coşkuyu satın alacak olsa da, bu rasyonel zemine dönüşün yerel seçime kadar bir zaman kazanmak mı yoksa samimi ve inanılarak yapılan bir dönüş mü olduğu sorusunu Mart 2024’e kadar ve özellikle sonrasında aklının bir ucunda canlı tutacaktır. Sayın Şimşek kısa yabancı sermayenin ülkemize sıcak para ağırlıklı olarak gelmesine sebep olabilir, kamu tarafında bazı satışlar ve FDI girişi de olabilir ama önemli olan içeri gelecek sermayenin niceliği yüksek körfez sermayesi ağırlıklı değil, niteliği yüksel batı sermayesi ağırlıklı olmasıdır. Bunu başarabilmemiz için yapmamız gereken de piyasaya Ağbal şokunu unutturmak, tıkanan swap kanallarını açmak ve yabancı kurumların risk yönetimlerinin kıstığı limitleri yeniden yükseltmesini sağlamaktır. Bu da ne yazık ki 2-3 ayda değişebilecek bir durum değildir. Sayın Şimşek büyük ihtimalle kariyerinin en zorlu görevine geldi, kendisine ve atanacak yeni bürokratlara başarılar dilerim. Umarım aklın ve bilimin öncülüğünde, kronik ekonomik sorunlarımızı çözebilen kalıcı bir ekonomi politikasını tesis edebilirler.
“ATAMALAR ÖNEMLİ OLACAK”
■ TEPAV Direktörü Dr. Burcu Aydın Özüdoğru: Piyasaların Mehmet Şimşek’ten beklentileri var. Bu beklentileri de şöyle sıralayabiliriz: Merkez Bankası başta olmak üzere önemli pozisyonlara atamalar, TCMB’den faiz artışı ve izleyen aylara ilişkin artış patikasının belirlenmesi, piyasadaki kısıtlayıcı kontrol ve düzenlemelerin kaldırılması veya buna ilişkin takvimin açıklanması ve kamu maliye dengelerini iyileştirecek tedbirler.