Şebnem TURHAN
Merkez Bankası yeni başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki ilk toplantısında yüzde 8,5 seviyesindeki politika faizini 650 baz puan artırarak yüzde 15’e yükseltti. Piyasanın yüzde 20 seviyesindeki beklentisinin çok altında kalan faiz artışı Mart 2021’den sonra ilk artış olarak tarihe geçti. Piyasa oyuncuları Merkez Bankası’nın işledi doğru yaptığını gösterme açısından Merkez Bankası’nın elindeki büyük şansı kuvvetli bir faiz artışı yapmayarak kullanamadığına dikkat çekerken parasal sıkılaştırma sürecinin ilk adımının atıldığını bundan sonra regülasyonlardaki sadeleşmenin de önemli olacağını vurguladı. Dolar ve Euro faiz kararı sonrası yönünü yukarıya çevirdi, Euro 26 lirayı, dolar 24 lirayı aştı. Borsa İstanbul endeksleri ise dalgalı bir seyir izledi.
Son dönemdeki en kritik Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı 6.5 puanlık faiz artışıyla sonuçlandı. En son bu denli yüksek faiz artışı Haziran 2018’de Başkan Murat Çetinkaya döneminde 8.5 puan olarak gerçekleştirilmişti. Naci Ağbal dönemindeki ilk artış da 6.25 puan olmuştu. Merkez Bankası Başkanı Erkan ile birlikte PPK metni de tamamen değiştirildi ve dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin başlatılmasına karar verildiği açıklandı.
Geleneklerden kopulamadığının işareti
Oldukça kısa bir PPK metni yayımlandı. Bankacılık sektörü kaynakları metnin kısa ve yetersiz olduğunu belirterek yüzde 5 enflasyon hedefinin korunuyor olmasını ise anlamsız olarak değerlendirdi. 2025-2026 yıllarında bile Türkiye’nin yüzde 5 enflasyonu yakalayamayacağını vurgulayan kaynaklar faizin yüzde 15’e çıkarılmasını ise eski geleneklerin devam ettiğini ve ‘mevcut yanlıştan’ çok kopulamadığının göstergesi olarak yorumladı. Faiz artışının piyasa beklentisinin çok altında olması nedeniyle etkisinin de çok olmayacağını söyleyen kaynaklar eski yüzde 8,5 politika faizi nasıl sadece bankaların ucuz fonlanmasını sağlarken bu yüzde 15 oranının da durumun devam edeceğini gösterdiğini, mevduat, kredi ve tahvil faizlerinde ciddi bir değişiklik yaratmasının zor göründüğünü işaret etti.
Yüzde 5 enflasyon hedefi korundu
PPK metninde son aylardan tamamen farklı metinde küresel ekonomide enflasyon düşerken, halen uzun dönem ortalamalarının çok üzerinde seyrettiğine işaret edilerek bu nedenle, bütün dünyada merkez bankaları enflasyonu düşürmeye yönelik tedbirler aldığı belirtildi.
Türkiye’de, yakın döneme ilişkin göstergelerin enflasyonun ana eğiliminde yükselişe işaret ettiğine dikkat çekilen PPK metninde, “Bu gelişmede yurtiçi talepteki güçlü seyir, maliyet yönlü baskılar ve hizmet enflasyonundaki katılık belirleyici olmuştur. Kurul, bu unsurlara ek olarak fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın enflasyon üzerinde ilave olumsuz etki yapacağını öngörmektedir. Kurul politika faizini enflasyonun ana eğiliminin gerilemesini ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşmasını sağlayacak parasal ve finansal koşulları oluşturacak şekilde belirleyecektir” denildi.
Gerektiği zaman gerektiği ölçüde
Piyasa oyuncularının PPK metninde en dikkat çektiği ifadelerden biri de “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” oldu. Bu ifadeyi ‘her ay benden faiz artışı beklemeyin’ olarak yorumlayan piyasa oyuncuları piyasanın şartlarına ve gidişatına göre aylık 1-2 puanlık ayarlamalarla para politikasının sürdürülecek gibi göründüğünü vurguladı. Bankacılık sektörü kaynakları, faizin yüzde 15 yapılıp kademeli devam edebilirim mesajının Merkez Bankası’na yönelik faiz kararı öncesi algıyı değiştirdiğine dikkat çekti ve ‘iplerin TCMB’nin elinde olmadığının’ gösterdiğini dile getirdi.
Regülasyonların kaldırılacağı sinyali
Metinde enflasyon ve enflasyon eğilimine ilişkin göstergelerin yakından takip edileceği ve TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceği kaydedilen metinde parasal sıkılaştırma sürecinin başlaması ile para politikasının etkinliğinin artacağı belirtildi. Metinde, “Bununla birlikte, fiyat istikrarının sürekliliğini sağlamak hedefiyle, TCMB cari dengeyi iyileştirecek stratejik yatırımları desteklemeye devam edecektir” denilerek selektif ve düşük faizli kredi politikasının süreceğinin mesajı verildi.
Piyasanın kısa metinde önem verdiği diğer konu da regülasyonlara ilişkin ifade oldu. PPK metninde “Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirecektir. Sadeleşme süreci, etki analizleri yapılarak kademeli olacaktır” denildi. Bankacılık sektörü kaynakları makroihtiyati önlemlerin kademeli olarak kaldırılacağının sinyalinin verildiğini belirterek bunun ekonomiye katkısı olacağını kaydetti.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIŞINI UZMANLAR NASIL YORUMLADI
KURUN BU DENLİ ARTMASINI SAĞLAYACAK ORAN DEĞİL
ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat:
Benim beklentim de yüzde 15 seviyesine çıkarılması yönündeydi. PPK metni de güçlü aslında. Kademeli olarak artışın süreceği belirtiliyor, enflasyonun farkındalar. Piyasanın duymak istediği her şey var metinde. Öncekilere göre sade bir metin ve rasyonel yorumlar yapılmış. Ama karardan önce kamu bankalarının alım yapmaya başladığı söylentileri var dolarda. Bu bence bilinçli bir şey. Serbest piyasada bir döviz talebi olmadığı halde kur 24.5 oldu ve yüzde 4 artış ciddi bir artış. Yüzde 15 piyasanın çoğunluğunu oran olarak tatmin etmemiş olabilir ama metinle yumuşatmaya çalışılmış. Agresif iyi bir metin aslında ama kurun yükselmesi enflasyonu destekleyecek faktörlerden birisi. Temmuzda da faiz artışına devam edebilirler ama 650 baz puan mı olur ona emin olamıyorum.
TEMEL EKSİK YÖNÜMÜZÜ BİLMİYORUZ
Ekonomist Fatih Özatay:
Ben olması gerekenin yüzde 35 olduğunu düşünüyorum. Kademeli yapılacaksa da yüzde 25 ile başlanması gerektiğini söyledim. Tahmin değildi bunlar yapılması gerekendi. Önceden yönlendirme yapılmadığı için de beklentiler yüzde 15-40 arasında değişiyordu. Şimdi PPK metnine bakınca enflasyon vurgusu çok, sıkılaştırma sürecinin başladığı belirtiliyor, bu ilk adım anlamına geliyor. Ama gerektiği zaman gerektiği kadar kademeli güçlendirme vurgusu var yani durup bir daha yapılabilir belirsiz. Orta vadeli enflasyon hedefi yüzde 5 vurgusu korunmuş ama bu hedefe nasıl gidileceği belirsiz. Açıklama yok bu yönde neye göre bunu söylüyor bilemiyoruz. Enflasyon gelişimini bilemediğimiz için yüzde 15’i neyle karşılaştıracağız anlaşılamıyor. Enflasyona ilişkin yönlendirme yok. Yeni bir enflasyon hedef, tahmini vermesi lazımdı. Metin daha ayrıntılı olmalıydı çünkü normal bir zamanda değiliz. Bu metin sanki her şeyin yolunda olduğu bir dönemde yüzde 5 hedefinizin biraz üstünde veya altında bir enflasyondayken yazılmış gibi. Liralaşma vurgusunun kalkmış olması çok olumlu ama enflasyon hedefi belirsiz olunca temel eksik bu oldu.
DOLARİZASYON AĞUSTOSTAN İTİBAREN AZALABİLİR
Ekonomist İnanç Sözer:
Önümüzdeki dönemde faiz artırımlarının devam edeceğini vurgularken, her toplantıda yüklü faiz artırımları yapabilmesi mevcut koşullar altında çok zorlu… Buna rağmen, politika faizinin seviyesine bakmadan mevduat faizlerinin yüzde 40’lar, kredi faizlerinin de yüzde 50’ler mertebesinden düşük olmaması için gerekli sözle yönlendirme yapılmış oldu. Bununla birlikte TCMB cari dengeyi iyileştirecek stratejik yatırımları destekleyecek kredi mekanizmasını canlı tutacağını da belirtiyor. Öte yandan bankaların serzenişte bulunduğu düzenlemelerden de, etki analizleri yapılarak kademeli olarak sona erdirileceği ifade ediliyor. Önümüzdeki günlerde menkul kıymet tesisine dair düzenleme başta olmak üzere bazı deregülasyonların esnetilmesini bekliyorum. Bugünkü karardan sonra, iç talepteki daralmanın boyutu, bankaların kredilerdeki fren derecesi ve toplumda fiyatlama davranışlarındaki değişiklik önümüzdeki dönemde faiz artışlarını şekillendirecek. TL’deki değer kaybının kısa vadede sürmesini ve ağustostan itibaren dolarizasyonun peyderpey azalarak TL mevduatların büyümesini bekliyorum.
YABANCI GÖZÜNDE YETERİNCE OLUMLU ALGI YARATMADı
Fortuna Capital Danışmanlık Kurucusu Dr. Altuğ Özaslan:
Merkez Bankası’nın normalleşmeye ve Ortodoks politikaya dönüşe dair beklentileri ve söylemleri eyleme dökmüş olmasını kısa vadede olumlu buluyorum. Aynı zamanda bu süreci parasal sıkılaşma sürecinin başlaması olarak tanımlamalarını da yakın vadede için umut verici buluyorum. PPK metni kuvvetli ve şahin bir metin ama metnin retoriği ile faizin geldiği seviye ne yazık ki uyumlu değil. Metinde belirtilen, “fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın enflasyon üzerinde ilave olumsuz etki yapacağını öngörmektedir” söylemi, son 12 ay içerisinde %100’ün üzerinde yapılan asgari ücret artışı, kamu maliyesinin genişlemeye devam edecek olması, yaşadığımız acı doğal afetin etkisiyle artmak zorunda kalacak harcamalar, enflasyonda katılık ve ataletin olduğu bir tabloda, parasal sıkılaşmaya %15 ile başlamak ne yazık ki umutlarımın bir kısmını törpülüyor. Mevcut kararın yabancı yatırımcı gözünde yeteri kadar olumlu bir algı yaratmayacağını ama bundan sonra atılacak tüm adımların ve faiz artışının hangi seviyeye kadar devam edebileceğinin en azından ima edilmesi çerçevesinde kısa vadeli sıcak para akışı açısından olumlu bir algı yaratılma ihtimalinin de hala var olduğunu düşünüyorum. Uzun bir yolun ilk adımı atıldı, umuyorum ki gömleğin düğmeleri bundan sonra da doğru şekilde iliklenir.
TEMMUZ TOPLANTISINDA DA BENZER ARTIŞ OLABİLİR
Gedik Yatırım Baş Ekonomisti Serkan Gönençler:
Beklentilerin altında kalan bir faiz artırım kararı alınsa da, hem artırımların devam edeceğine dair sinyal verilmiş olması hem de mikro ve makroihtiyati çerçevenin sadeleştirilmesine vurgu yapılmış olması önemli. Bu nedenle borsada ilk piyasa tepkisinin olumlu olduğunu görüyoruz. Enflasyona ilişkin artan vurguya rağmen, büyüme hassasiyetinden de vazgeçilmediğini, kredi faizlerindeki artışların kademeli olmasının tercih edildiğini ve iç talepteki yavaşlamanın sınırlı tutulmak istendiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla, bir sonraki toplantıda da dünküne benzer ölçekte bir faiz artışı bekleyebiliriz. Karara sanayi endeksinin daha olumlu tepki vermesini de ekonomi yönetiminin iç talepteki yavaşlamayı sınırlandırma tercihine bağlayabiliriz. Piyasa şimdi makroihtiyati tedbirlerin sadeleştirilmesine ilişkin kararları bekleyecektir; bu yönde açıklanacak kararlar bankacılık endeksini de yukarı sürükleyebilir. Kararın ardından, önümüzdeki günlerde gerek Mehmet Şimşek, gerekse de Hafize Gaye Erkan’dan gelebilecek mesajlar piyasalar üzerinde fazlasıyla etkili olabilir.
TL DEĞER KAYBINDA VOLATİLİTE DEVAM EDEBİLİR
Global Menkul Değerler Araştırma Grup Direktörü Serdar Pazı:
TCMB faiz kararını açıkladı ve sizlerle paylaştığım beklenti doğrultusunda 650 puan artırıma gitti. Dolayısıyla politika faizi olarak izlenen haftalık repo faizi yüzde 15 düzeyine getirildi. Önümüzdeki aylarda da aylık yüzde 4-5 civarı bir artırım patikası görmek açıklama metnine bakıldığında şaşırtıcı olmayacak. Kararın ardından yaşanan TL değer kaybı yukarı yönde volatilitenin devam etmesi beklenebilir. Endekste ise, ilk planda kısa vadeli tarihi zirvemiz olan 5730 direnç konumunda takip edilecektir. Dolar kurunda volatilite azalmadan yabancı yatırımcının tanıyacağı kredibilite ve açacağı pozisyon da limitli kalabilir.