ŞEBNEM TURHAN
Merkez Bankası yılın son Para Politikası Kurulu kararını bugün açıklıyor. Yeni Merkez Bankası yönetimi hazirandan bu yana yüzde 8,5 seviyesindeki politika faizini yüzde 40’a çıkardı ve kasım PPK sonrasında sıkılaşma döngüsünün sonuna gelindiğinin sinyallerini verdi. Bugünkü toplantıda PPK’dan 2.5 puanlık faiz artışı ile yılın yüzde 42,5 politika faiziyle tamamlanması bekleniyor. Ancak piyasa uzmanları Merkez Bankası’nın swap kanalıyla bankaları politika faizinin altında fonladığını ve piyasadaki fazla likiditenin de ek sıkılaştırma önlemlerine gerek duyulmasına yol açtığına işaret etti.
Merkez Bankası yeni yönetimiyle 7’nci yılın son Para Politikası Kurulu toplantısı kararını bugün verecek. Merkez Bankası, haziranda 650 baz puan, temmuzda 250 baz puan, ağustosta 750 baz puan, eylül, ekim ve kasımda 500’er baz puan olmak üzere 6 toplantıda toplam 3 bin 150 baz puan faiz artırmıştı. Anketlere göre Merkez Bankası’nın bu ay da faiz artışlarına devam etmesi, ancak artış hızını son üç toplantıdaki 500 baz puandan bu ay 250 baz puana düşürmesi beklentisi var. TCMB bir önceki metinde mesajını verdiği üzere kısa sürede sıkılaştırmayı tamamlayacak.
2024 sonu gelmeden indirim başlayabilir
Reuters anketine katılan 12 ekonomistin tamamı yüzde 40 seviyesindeki politika faizinde 250 baz puan artış bekliyor. Ankette Haziran 2024’te politika faizinin seviyesine ilişkin soruya cevap veren 11 ekonomistin tahminlerinin medyanı yüzde 45 seviyesinde oluştu. Ankette 2024 sonu gelmeden faiz indirimlerinin başlayabileceği de öngörülüyor. 10 ekonomistin 2024 sonu için politika faizi tahminlerinin medyanı yüzde 37,5 seviyesinde. Tahminler yüzde 35 ile yüzde 45 bandında yer alıyor.
Bankacılık sektörü kaynakları Merkez Bankası’ndan bankacılık sisteminin ana fonlama aracının swap kanalı olduğuna işaret ederek bu kanaldan bankaların fonlama maliyetinin yaklaşık yüzde 36 seviyesi ile yüzde 40 politika faizinin altında gerçekleştiğini dile getirdi. Böylece bankacılık sisteminin hala görece ucuz likiditeye Merkez Bankası üzerinden ulaşabildiğine dikkat çeken kaynaklar bu durumun para politikası yeterince sıkı mı sorusunu da gündeme getirdiğini vurguladı.
TL zorunlu karşılıklarda artış olabilir
Bir diğer sıkıntıyı ise önceki PPK toplantıları döneminde yaşandığı gibi bankacılık sisteminde eksi değil fazla likidite olması olarak gösteren bankacılık sektörü kaynakları bu durumun politika faizinin etkinliğini azalttığına işaret etti. Sistemde TL likidite fazlası önceki gün itibarıyla 200 milyar TL’ye yaklaştı. Bu nedenle de sektör kaynakları bugünkü politika faizi kararı sonrasında yine bazı makroihtiyati önlemler ile TL likiditesinin sıkıştırıldığının görülebileceğine dikkat çekti. Bu önlemlerde de TL zorunluk karşılık oranlarında artışın en büyük olasılık olduğunu söyleyen bankacılık sektörü kaynakları bu uygulandığında ise ortaya çıkan maliyeti bankaların müşteriye yansıtması durumunda mevduat faizlerinin düşeceğini dile getirdi ve o yüzden ince bir ayar gerektiğini vurguladı. Öte yandan piyasadaki likidite fazlasının Merkez Bankası’nın bankalar üzerinden döviz alması ile oluşmuş olabileceğini de söyleyen kaynaklar bu durumun da Merkez Bankası rezervlerinde birkaç milyar dolar artış olarak görüleceğini belirtti. Merkez Bankası rezerv verileri de bugün açıklanacak. Reuters’in bankacıların hesaplamalarına dayanarak yaptığı habere göre toplam rezervlerin geçen hafta 1 milyar doların üzerinde artışla, 142.5 milyar dolar ile yeni tarihi zirvesine çıktı.
Para politikasının etkinliğini olumsuz etkiliyor
TEPAV hazırladığı PPK değerlendirme notunda da Merkez Bankası’nın bankacılık sektörünü fonlama kanalına dikkat çekildi. Değerlendirme notunda kasım toplantısında politika faizi yüzde 40’a çıkarılsa bile Merkez Bankası’nın son aylarda bankacılık sektörüne fon aktarımını repo işlemi yoluyla değil, döviz karşılığı Türk lirası swap piyasası işlemleri ile yaptığı hatırlatılarak “Bu durumda, politika faizi açıklanan repo faizi değil de efektif olarak kamuoyunun bilmediği, daha düşük oranlı bir ağırlıklı ortalama swap faizi olmaktadır. Bu uygulama yalnızca para politikasının etkinliğini olumsuz yönde etkilememekte, aynı zamanda hem şeffaflık ilkesine zarar vermekte hem de mevduat faizlerinin yeteri kadar sıkılaşmamasına yol açarak liralaşma eğiliminin güçlenmesini sekteye uğratmaktadır” denildi. TEPAV notunda politika faizinin yüzde 45’e yükseltilmesinin yararlı olacağına işaret edilerek şu noktalara dikkat çekildi: “Döviz karşılığı Türk lirası swap piyasası işlemleri uygulamasının gözden geçirilmesi; en azından işlemin vadesinin kısaltılmasının ve tutarının azaltılmasının değerlendirilmesi yararlı olacaktır. Ayrıca, bankalara sağlanan likiditenin ağırlıklı ortalama faizinin kamuoyuna açıklanması gerekmektedir. 2023’ün sonuna doğru yaklaşmakta olduğumuz şu günlerde 2024-2026 döneminin her yıl sonu için resmi birer enflasyon hedefi açıklanması gerekli görülmektedir. Bu durum TCMB’nin itibar açığını süratle kapamak açısından da önemli bir iletişim politikası aracı olacaktır.”
Yabancı ekonomistler sonun yaklaşıldığı fikrinde
Yabancı uzmanlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) para politikasında sıkılaşma döngüsünde sona yaklaşmış olabileceğini öngörüyor. Societe Generale Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika Stratejisti Marek Drimal, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, TCMB’nin son toplantıda politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 40’a çıkardığını ve dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığına dair açıklamada bulunduğunu anımsattı. Buna göre parasal sıkılaştırmanın hızının yavaşlayabileceğini ve sıkılaştırma döngüsünün kısa sürede tamamlanabileceğini belirten Drimal, bu yönlendirme sonucunda TCMB’nin sıkılaştırma hızını aralık ayı toplantısında yarı yarıya azaltabileceğini ifade etti. Drimal, bankanın politika faiz oranını 250 baz puan artırarak yüzde 42,50’ye çıkaracağı öngörüsünde bulundu. TCMB’nin ocak ayında bir 250 baz puanlık artış daha yaparak politika faizini yüzde 45’e yükseltebileceğini söyleyen Drimal, enflasyonun Mayıs 2024’te yüzde 68’e kadar yükseldikten sonra hızla düşerek 2024 sonunda yüzde 39’a kadar inebileceğini aktardı.
TL henüz yeteri kadar cazip değil
In Touch Capital Markets Kıdemli FX Analisti Piotr Matys de TCMB’nin beklenen faiz artırımına, bankanın resmi olarak faiz oranlarının yeterince yüksek olduğunu açıklamasının eşlik edebileceğini dile getirdi. Nominal anlamda TL’de oldukça cazip bir carry trade fırsatının olduğunu kaydeden Matys, ancak reel anlamda bakıldığında TL’nin carry trade yatırımcıları için henüz yeteri kadar cazip olmadığını söyledi. Bu durumun Türkiye’de enfl asyonun yılın ilk yarısında nihayet zirveye ulaşıp düşmeye başlamasıyla değişebileceğini belirten Matys, bunun da Fed’in 2024’ün ikinci yarısında faiz indirimine başlamasıyla aynı zamana denk gelebileceğini ifade etti.