Bu hafta Şans Sohbetleri’nde ekonomist Ali Ağaolu ve gazeteci Hakan Güldağ, Merkez Bankası’nın son faiz kararını ve piyasalar üzerindeki etkilerini tartıştı.
Güldağ: Bugün sohbetimize ‘Yaşasın Cumhuriyet’ diyerek başlayalım.
Ağaoğlu: Cumhuriyetimizin 100. yılı hepimize kutlu olsun. Ben cumhuriyetin sağladığı fırsatlar sayesinde bugün burdayım. Başta Atatürk olmak üzere, Cumhuriyeti kuranları, vatan için hayatlarını ortaya koyanları büyük bir minnet ve saygı ile anıyorum. Cumhuriyetin yetiştirdiği öğretmenler beni yetiştirdi. Hepsine teşekkür ediyorum.
Güldağ: Atatürk’ün belirttiği gibi ‘ilelebet payidar kalacak’ Cumhuriyetimiz. İnanıyoruz. Üstümüze ne düşüyorsa da yapacağız. İşimize dönersek, Merkez Bankası 35’e çekti faizi. Son günlerde 32,5 ya da 33’te kalabilir fikri oluşmuştu. Ama 500 baz puan artırım yaptı. Özellikle yabancı yatırımcı için mesajı bulandırmak istemedi. Çünkü henüz istediğimiz parayı bulamadık.
Ağaoğlu: 250 puan beklentileri için biraz İsrail-Hamas savaşının etkileriyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanın Para Politikası Kurulu toplantısı öncesinde yaptığı konuşmada, Hamas’ı “vatanını savunmak için savaşan mücahitler” olarak nitelemesinin karara etki yapabileceğini düşünenler artmıştı. Hakikaten bir politik etkinin hissedilebileceği düşünüldü.
Güldağ: Ben de tam aynı nedenlerle 500 baz puan yapma ihtimalinin arttığını düşündüm o sırada. O noktada yabancı yatırımcının kafasını bir de 500 puandan az faiz artırarak karıştıramazlar diye düşündüm doğrusu.
Ağaoğlu: Karar hem 500 puan olmasıyla önemli hem de bu söylemin hemen arkasından, ‘biz kendi yolumuza devam ediyoruz’ mesajını vermesi açısından kıymetliydi.
Güldağ: Politika faizi arttı ama piyasa faizlerinde kısmi bir geri çekilme var. Özellikle mevduat faizinde. Bankalar topladıkları mevduatı krediye dönüştürmekte zorlanıyor. Yurt dışı gibi yurt içi talep de zayıfladı. Otomobil, konut, perakende hemen her alanda yavaşlama belirtileri belirginleşiyor. Yatırım kredisi talebi de öyle…
Ağaoğlu: TL krediye erişim zorlukları ödemeler dengesini etkiliyor dedik. Şimdi Merkez Bankası’nın son düzenlemesiyle önemli iyileştirme geldi. TL kredi kullanımı kolaylaşacaktır.
Güldağ: Merkez Bankası’nın kredi kullanımında menkul kıymet tesisi kuralında getirdiği esneklikler kredi talebini pek arttırmaz. Talep zayıf, kredi talebi de zayıf olur. Politika faizinde yıl sonunu 40’la bitirir miyiz?
Ağaoğlu: Bitiririz. İki toplantı kaldı. Piyasada 250 artı 250 gelir beklentisi var. Ancak son PPK toplantısı rasyonel politikaların devam edeceğine dair çok önemli bir ipucuydu. Tek partide 500 baz puanlık artışla 40 yapıp devam etmek lazım. Hiç vakit kaybetmeyelim.
Güldağ: Enflasyon hızı da biraz yavaşlıyor. Temmuz ve ağustostaki müthiş artışlardan sonra eylülde yüzde 4,75 arttı. Ekimde muhtemelen biraz daha altında olur. Tabii 4’ün altı zor.
Ağaoğlu: Enflasyonda baz etkisinden kaynaklanan düşüşlerin çok gecikmeli geleceğini düşünüyorum. 3-4 aydır da 5 ile 9 arasında aylık enflasyonlar gördük. Seçimden sonra kurun artışıyla birlikte gelen enflasyon artışları oldu. Yerine daha düşük oranları koymamız için bizim en az 9-10 ay beklememiz gerekiyor. O süreyi de beklemeyle geçirirsek enflasyon düşük faiz nedeniyle yeniden baş kaldıracaktır. O yüzden önümüzdeki yıla da Merkez Bankası 5 puanlık artışla başlar ondan sonra bekler diye düşünüyorum. Yüzde 45 gibi faizle faiz artış patikasının sonuna geliriz. Bir 500 şimdi bir 500 de yeni yılın başında veya 500 sonra iki tane 250 ile bekleme. Çünkü etkilerini görmemiz lazım. Şunu da kabul etmek lazım ki, faizlerdeki majör bir değişikliğin piyasalara yansıması 6 ay alıyor. Demek ki, ilk etkiler ocakta görülecek.
Altın yeterince yukarı çıktı, yeni rekor gelmez
Güldağ: Dünya Altın Konseyi’ne göre Türkiye dünyada en çok altın rezervine sahip 11. ülke… Bizde altına ilgi çok, altın da hareketli…
Ağaoğlu: Savaşla birlikte altın ruhunu yeniden kazandı. Güvenli liman algısı yüksek. FED ve ECB faiz artırmadı. Onun etkisi de var ama sınırlı. Daha önemli gelişme Amerikan 10 yıllık tahvilleri 5’i geçti. Sonra geri geldi ama 4,84’e geldi. 4,62 kritik eşikti .
Güldağ: Bu ne anlama gelir?
Ağaoğlu: Şu; 5’in üzerine kalıcı olarak geçmedi. Geçerse 6’lı rakamlar konuşulacak. Yani ciddi yüksek bir faiz ortamında yaşayacağız.
Güldağ: Çok yüksek bir faiz ortamı…
Ağaoğlu: Aynen. Yılbaşından bu yana tahvil ihraçlarının yüzde 30’u piyasa yapıcılar tarafından satın alınıyor. Çin’in yuanı korumak için dolar satması gerekiyor. Satacağı dolarları bono satışından alıyor. Japonya, ABD bonosu alımını yavaşlatmış durumda. Talep ektsikliği var. 2018 yılına göre Amerikan’ın toplam borçluluğu iki katına çıkmış durumda.
Güldağ: Evet 33 trilyona dayandı…
Ağaoğlu: 16 trilyon dolardan 33 trilyon dolara… Burada eskiden hiç konuşmadığımız ama artık yavaş yavaş birilerinin kulağına kar suyu kaçtığı döneme geçtik.
Güldağ: Bu borçtan dolayı mı?
Ağaoğlu: Amerika’nın riski var. Burası borçlu ülke haline geliyor. Amerikan tahvillerine güvensizlik mi başladı.
Güldağ: Bunu altına bağlarsak…
Ağaoğlu: Altında, bu güvensizliğin küçük bir parçası temsil ediliyor. Altın, İsrail-Filistin savaşının ardından boşluklu bir yükseliş kaydetti. 1834 ile 1844 arasında 10 dolarlık boşluğu var. Oradan bu yana altın yükseliyor. 2000 doların da üzerine çıktı bir ara.
Güldağ: Nasıl bir seyir bekleyelim?
Ağaoğlu: Önemli bir seviye geldi. Buraya gelişi İsrail’in sert bombardımanı ile. Teknik analizde gördüğüm 2010-2012 bölgesine kadar çıkıyor. Oradan sonra geri dönmesi lazım. Dönmediği takdirde altın yeni rekor kırar.
Güldağ: Yani 2050’lerin üzerine…
Ağaoğlu: Önceki 2065 rekorunun üzerine çıkar, 2090’ları bulur. Fakat dikkat edelim, altın tek başına gidiyor. Buna biraz bitcoin de eşlik ediyor. ITF’in onaylanacağı haberi 35 bine çıkarttı bitcoini.
Güldağ: Kripto güvenli liman mı oldu?
Ağaoğlu: Savaştan korunmayı yansıtmıyor bence bu yükseliş çünkü mesela ethereum aynı artışı kaydetmedi. Savaşla ilgili fiyatlama ağırlıklı olarak altında oldu. Gümüş bile o kadar desteklemiyor altını.
Güldağ: Ne olacak peki şimdi?
Ağaoğlu: Altın-gümüş paritesi 84’lerdeydi. Şu anda 88’lere geldi. Bu iki şey demek; ya altın duracak gümüş yetişecek, ya da gümüş duracak altın ona doğru geri gelecek. 70’li rakamlara düşmesi gerekiyor bu paritenin. Altın yeterince yukarıya çıktı. Yeni rekor beklemiyorum. Böyle rakam kırılacaksa 1834 ile 1844 arasında boşluk kapanmadan gelmez. Eğer gelirse birileri oradan epey altın boşlatır.
Dolarda yılı 30’un altında kapatabiliriz, faiz önemli
Güldağ: Rahatlatıcı birçok adım geliyor ama kur alım satım arasındaki makas açıklığı yine 1 lira civarında. Bankacılarla konuşunca bu farkın yönetim tarafından istendiği söyleniyor. Kur kotasyonları konusunda da ‘telkin’ devam ediyor. Şu düzeyin üstüne çıkmayalım gibi. Ancak bir yandan da ufak ufak yukarı doğru çıkıyor kurlar…
Ağaoğlu: Şimdi 2019 yılsonuna göre baktığımızda enflasyondaki artış bugünkü kur seviyesi ile karşılaştırdığımızda çok daha üzerinde. Kur ve faiz serbest belirlenmediği için böyle…
Güldağ: Kurlar tutulduğu için…
Ağaoğlu: Birikmiş enflasyon farkı var kur üzerinde. 2019’dan bu yana. İhracatçılar gittikçe zorlanıyor. Özellikle tekstilde…
Güldağ: Ciddi kapasite düşüşleri yaşıyor hazır giyim ve tekstil.
Ağaoğlu: Bunu tamamen kurla düzeltmek mümkün değil. Avrupa’da enflasyonla daha çok içe kapanma az tüketmeyle başa çıkma yöntemi izleniyor. İhracatçının kurda talepleri var ve bunun bir kısmı haklı.
Güldağ: Dolarda nasıl bir seviye bekliyorsun yıl sonunda?
Ağaoğlu: Yılı 30’un altında kapatacağız büyük ihtimalle. Seçimden sonrada bu baskı devam edecek. Faiz önemli. 50 kristal kürede görünmüyor ama 45 belirmeye başladı. Uzun bir faiz dönemi gerekecek. Mehmet Şimşek’in görevde kalıp kalmayacağı yabancıların en çok sorduğu soru. Seçimden sonrasını bekleyecekler.
Güldağ: Sanayicide nisanda ciddi kur artışı beklentisi var. Bu üretime devam etmenin motivasyonu haline de geldi.