Güldağ: Anlaşılan dövizi baskılamaktan vazgeçiyoruz. Merkez Bankası yeni rotaya uygun kararları alıyor. Her ne kadar politika faizinin 15’e çıkarılması piyasa tarafından yeterli görülmediyse de…
Ağaoğlu: Çünkü yüzde 15 yeni rota iddiası ile tutarlı değil. Piyasanın yüzde 20-25 beklentisi makuldü. Enflasyona ilişkin beklentiler ortada. Piyasada geçerli olan benim işgören dediğim faiz oranları ortada. İster istemez neyi bekliyoruz diye sorma ihtiyacı içinde oluyor insan. Durumun ciddiyetinin farkındaysak, yüzde 15 ile neyi yönetmeyi düşünüyoruz?
Güldağ: Birikimleriyle Bakan Şimşek’in durumun farkında olmaması mümkün değil. Gelgelelim faizi yükseltmek de kolay değil. İlk hedef ‘döviz bitti’ krizi ile karşı karşıya kalmamaktı. Bir ani duruşu engellemekti. Finansal piyasalarca yapılacak iş belliydi. Ancak faizin yükseltilemeyeceğini düşünenlere de mesaj verilmesi gerekiyordu. Tecrübeli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bunun hiç de kolay olmadığını gayet iyi bilirsin.
Ağaoğlu: Anlıyorum da, ‘mış gibi’ faiz artışının önemli bir fırsatı heba etmesinden duyduğumuz endişeyi de dile getirmeyi görev biliyorum. Bizim görevimiz belli. Merkez Bankası’nın görevi de belli. Ana odağında da enflasyonla mücadele var. Fiyat istikrarı var. Herkes üstüne düşeni en iyi şekilde yapmalı.
Güldağ: İlk amaç, sıcak, soğuk demeden ülkeye olabildiğince döviz sokup, Merkez Bankası’nın rezervlerindeki erimeyi önce durdurmak sonra iyileşmesini sağlamak.
Ağaoğlu: Kısa vadeli, günü kurtaran çözümler, orta ve uzun vadede canımızı çok daha fazla yakan maliyetler haline geliyor. Yapmanız gereken şey Körfez’de ya da başka yerlerde yapacağınız temaslarla ülkeye 5-10 milyar dolar daha sokmak mı, yoksa ‘çöp’ seviyesine düşme riski olan kredi notunuzu yükseltecek adımlar atmak mı?
Güldağ: Henüz bunu sağlayacak serbest piyasa mekanizmalarına dönmedik. Piyasanın beklediği daha sert sıkılaştırma adımlarına ‘mahcup’ bir yaklaşımımız var. Hiç kuşkusuz bunda TLREF faizinin belirlenmesinde önemli kriter olan politika faizinin yüzde 15 olmasının reel sektörü bir miktar destekleyecek olmasının da payı var. Ama ortada yeni bir rota oluşturma çabası var ve bunu da görmezden gelemeyiz.
Ağaoğlu: O zaman doğru ve yeni bir rotaya girildiği piyasalara iyi anlatılmalı. Piyasaları yönetmek gerçekten zanaatkarlık gerektiriyor. Henüz kanama devam ediyor.
Güldağ: Kur tarafına bakarsak özellikle haklısın. Dolarda beklentiler 28 liraya yerleşiyor gibi. Euro’da da 30. Tabii buna göre enflasyon tahmini de yeniden 50’ye yaklaşıyor. Yerel seçim öncesinde ücret-fiyat sarmalı devam edecek beklentisi de yüksek.
Ağaoğlu: Bana göre, ekonomi yönetimindeki ilk PPK önemli bir değişim fırsatıydı yine kaçtı. Riskler devam ediyor. Ve biz de beklemeye devam ediyoruz.
Güldağ: Evet ama bir farkla… Risk bir olasılık. Yönetilebilir. Belirsizliği yönetmek ise mümkün değil. Her yöneticinin yapması gereken ilk iş belirsizliği riske çevirmek. Şimdi doğru adımlar peş peşe gelirse tablo değişebilir.
Enflasyonda talep baskısı artabilir
Güldağ: Fed iki tane daha faiz artırımından bahsediyor..
Ağaoğlu: Ben duracaklarını düşünen taraftayım. Çünkü faiz artışlarının etkileri 6 aydan sonra başlıyor. Yavaş yavaş da etkileri görülmeye başlandı.
Güldağ: Hiç ihtimal vermiyor musun?
Ağaoğlu: Hızlı faiz artışlarının etkisi istihdam piyasasında yeterince hızlı görülmedi doğrusu. O yüzden özellikle tüketim mallarına olan talep devam ettiği sürece bir artış gelme ihtimali var.
Güldağ: Bir faiz artışı gelirse emtia tarafında etkileri ne olur?
Ağaoğlu: Faize duyarlı emtia bloğu yavaş yavaş onu fiyatlamaya başladı zaten. Mesela buğday faize teknik olarak duyarlı. Ancak temel dinamikleri itibariyle tahıl koridorunun kapanıyor olması faiz duyarlılığından daha farklı bir biçimde etkiliyor tahil fiyatlarını…
Güldağ: Tarımsal emtia tarafında hava olayı El Nino’nun etkileri de var. Tarım ürünlerinin fiyatını yukarı doğru destekliyor. Metallerde ne etkili?
Ağaoğlu: Fed’in faiz artırım sinyalleri vermesi endüstriyel metalleri etkiledi. Çin’in mayıs verileri de öyle. Çin’de ekonomik canlanmaya ilişkin kuvvetli sinyaller gelmiyor, fiyatlar düşüyor.
Güldağ: Kimi uzman kuruluşların analizlerinde, “Çin, gelecek 10 yılda talep tarafında itici güç değil, karşıdan esen rüzgar olacak” yönünde değerlendirmeler görüyoruz. Bakalım hayırlısı.
Petrol fiyatları çıkmıyor, çıkamıyor
Güldağ: Bizde akaryakıt fiyatlarında kur kaynaklı artışlar var. Dolarda 28 lira beklentisinin güçlendiği bir ortamda dünya petrol fiyatında beklentiler nedir?
Ağaoğlu: Buğdayda bir ayda yüzde 20’ye varan fiyat artışları kötü haberimizdi, petrol ise iyi haberimiz. Petrol fiyatları çıkmıyor. Çünkü yukarıya taşıyacak temel sebepler yok. Vadeli petrol fiyatlarında fonlama artı depolama maliyetini bile fiyatların üzerine bindiremiyorlar. Bu demektir ki ilerideki talebin yeterince güçlü olmayacağı beklentisi var.
Güldağ: Petrol desteksiz kaldı desene…
Ağaoğlu: Fiyatı yukarıda tutabilecek en önemli şey, 65-72 dolar arasında Amerika stratejik petrol rezervlerini satacak, yerine de yenisini koyacak beklentisi. O biraz piyasayı yukarıda tutuyor ama Çin tarafında bir türlü gelemeyen talep de etkili. Bir de az sayıda rapora rastlasam da, Çin’deki elektrikli değişimi hızlanıyor. Tahminim 2050 yılından da önce petrol çağının sona geldiğine dair raporları daha sık duyar hale geleceğiz. OPEC+’nın da çok sağlam durmadığını görüyoruz. Üretim kısıntılarında bütün yükün Suudi Arabistan’a yükleniyor olması diğerlerinin buna pek de destek olmaması önemli işaret. Bir an evvel o petrolü satalım da parayı cebe koyalım düşüncesinin hakim olduğu hissini uyandırıyor bende. Elektrikli ve özellikle hidrojen tarafı petrolü giderek daha fazla zorlamaya başlayacak gibi görünüyor önümüzdeki dönemde.
Güldağ: Taş devri taş bittiği için bitmedi.
Ağaoğlu: Aynen. Fiyat dersen halen 65- 70 dolar arasına ineceğini düşünüyorum Brent petrolün.Hatta iddiaya da girdim.
Altında yeni fiyat için Fed’i görmek lazım
Güldağ: Fed’in faiz artırımlarına ilişkin daha güçlü sinyaller vermesiyle altın ve gümüş fiyatları geriledi. Fed’in gidişatına bakınca altına ilişkin yıl sonunu da kapsayan bir fiyat tahminin var mı?
Ağaoğlu: Yok. Bu tahmini yapabilmek için Fed’in bir sonraki toplantısını mutlaka görmek lazım. Çünkü oradan iki değil, bir faiz artışı bile gelmese o bir sonraki toplantıya ilişkin vereceği sinyalleri görmek lazım. Niyetiyle ilgili ne söylediğini duymak lazım.
Güldağ: Altın bir süre daha Fed’in faiz bilmecesinin etkisiyle gel-git’ler yaşayacak anlaşılan…
Ağaoğlu: Tüm metaller bloğunda faizin etkisinin en fazla hissedildiği alan değerli metaller oluyor. Altın da gümüş de Fed Başkanı Powell’ın bu yıl ek faiz artışının uygun olacağını söylemesiyle hızla düştü.
Güldağ: Avrupa Merkez Bankası da faiz artırımlarına devam edeceğinin sinyalini verdi…
Ağaoğlu: Gümüş 22,11’i gördü. Altın 1910’u gördü. Şimdi bu önemli bir geri çekilme. Ama Amerika’nın 10 yıllık tahvil getirisinde öyle müthiş bir zıplama da olmadı. 3,60-3,80 arasında gelip gidiyor, Yani altın ve gümüşteki gerileme biraz gereğinden fazla oldu diye düşünüyorum.