Güldağ: ABD ve Avrupa’da bankacılık sistemine yönelik yaşanan gelişmeler ister istemez para politikalarına yönelik belirsizliklere de neden oldu. Piyasalar, “acaba faiz artırımlarında frene basılır mı” telaşına kapıldı. İlk yanıt ise Avrupa Merkez Bankası’ndan 50 baz puan artış yapılarak geldi. Şimdi önümüzde daha kritik bir viraj var; acaba Fed nasıl aksiyon alacak?..
Ağaoğlu: Hatırlarsan geçtiğimiz haftalarda 50 baz puan konuşulurken, ben de ‘nereden çıktı bu’ diye yorumlamıştım. Yani 50’ye çıkması için coşkulu, kontrol edilemez veriler yoktu ortada. Bankacılık krizi sonrası bu sefer de 25 baz puan artışa, hatta faiz indirimi olabilir mi sorusuna kadar gitti iş. İster Silikon Vadisi Bankası olsun, ister Credit Suisse… Bunları makro sistemin sadece küçük parçaları olarak görmek lazım. Makro sistem enflasyonla uğraşıyor ve bu çok geniş kesimleri ilgilendiriyor. O yüzden bu ve benzeri görece mikro problemleri makro problemin ana politikasında değişikliğe yol açacak şekilde yönlendirmeye kalkarsanız bunun bedeli ileride yine çıkar.
Güldağ: Senin anlattığın açıdan bakarsak, Avrupa Merkez Bankası da ‘makro’ gerçeklere göre hareket etti. Yani kriz endişelerine prim vermedi diyebiliriz.
Ağaoğlu: Acaba frene basar mı diye merak edilen Avrupa Merkez Bankası 50 baz puan artırım yaptı. Ancak finansal piyasalardaki durumlara da yakından bakacağız diye not düştüler. Ben açıkçası ECB’nin banka krizine bağlı olarak, para politikasını gevşeteceğini pek düşünmüyorum. Bundan sonra atacağı adımlarda Fed’in izleyeceği yol da etkili olacak. Ben Fed’den 25 baz puan artırım beklentimi hala koruyorum. “Bankacılık tarafında sistemik riskleri elimine ettik, asıl büyük problemimiz enflasyon ve biz asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” mesajını vermek için 25 baz puanlık bir artış gelecektir. Söylem kısmında Fed de büyük ihtimalle finansal piyasalara dem vuracaktır. “İlgili otoriterler yakından izliyor, gereken önlemler alındı” denip yumuşak bir geçiş yapılacaktır. 25 baz puanlık daha artış gelir, sonrasında da verilere ve gelişmelere göre bakılır. Ama halen daha faiz artışlarının devam edeceğini, bundan kolay kolay vazgeçilemeyecek bir politika olduğunu düşünüyorum kendi adıma.
Güldağ: Bankacılık krizinin yayılmaması için hem ABD’deki hem Avrupa’daki ilgili otoriterler, bazı tedbirler aldı. Ancak sistemik risk adına soru işaretleri net olarak giderilebilmiş değil diye düşünüyorum. Sıkıntı bu haliyle yada daha da büyürse bizi etkiler mi?
Ağaoğlu: Hayır. Bir tek yerde etkiliyor, ama genel sistemimizi etkilemez. Neden dersen; bizim finans sistemimizin dünya finans sistemi ile entegre olmadığı bir dönemdeyiz. Londra bankalarıyla swap işlemlerindeki köprülerin yerle yeksan edilmesinden dolayı ne yabancılar bize ulaşabiliyorlar ne biz yabancılarla gidip bir şeyler yapabiliyoruz. O köprüler olmadığı için bizi etkilemez. Etkileyeceği tek alan Fed üzerinden gelecek olan faiz artışlarıyla bizim toplam fonlama maliyetimiz üzerindeki baskıdır. Yani olumsuz etkinin Avrupa’daki Credit Suisse ile ya da Amerika’daki Silikon Vadisi Bankası’nın yarattığı problemden dolayı olmayacağı aşikar.
Güldağ: Pek tabii ki bu yaşananlar risk iştihanı zayfılattı ve piyasada oynaklık arttı. Bizim piyasamıza etkileri açısından ele alırsak… Borsa İstanbul, uzunca bir süredir iç dinamiklerle hareket ediyordu. Ancak yurt dışı piyasalara duyarlılık artmış gibi. Özellikle de son haftada küresel fiyatlamalarla paralellik gösteriyor. Ne dersin?…
Ağaoğlu: Borsanın ben şu anda serbest fiyatlarla oluştuğuna inanmıyorum. Teknik analizime bile çok şüphe ile bakmaya başladım. Ben kamu eliyle desteklenmiş borsaların çok uzun süre dayanabileceklerini zannetmiyorum. Yine seçime kadar böyle bir çaba olacak ama seçimden sonra iktidar değişir ve o durumda yabancı gelir dediğiniz noktada bile ben çok şüpheyle yaklaşacağım. Fiyatlamalar çok ucuz dediğinizde ona da şüpheyle bakacağım. Aşağı yönlü hareketlerde bir fren olduğunu, satışların karşılanmaya çalışıldığını görüyoruz. O nedenle şu andaki fiyatlamaların ben çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Daha doğrusu ben bu teknik hesabı yapamıyorum.
Güldağ: Tam da teknik göstergeler de mi bu yönde sinyal veriyor diye soracaktım…
Ağaoğlu: Rahle-i tedrisatım yeknesaklaşmış faizden, oradan iskontoya, iskontadan bugünkü değere falan getirir, ben böyle bir hesap yapabilen ekolden geliyorum. Mevcut fiyatlama, benim tanıdığım bir fiyatlama yöntemi değil. O yüzden ben borsaya temkinli yaklaşılmasını önereceğim. Bireysel yatırımlar yerine mümkünse fonlar üzerinden yatırım yapılmasını, ama fonların da bazı talimatlarla yönetilen değil de, ehil insanlar tarafından yönetilenlerin tercih edilmesini önereceğim. Çok sağlıklı ölçüm yapamadığım için hangi seviyeleri görür noktasında da teknik tahmin yapmak zorlaşıyor.
Altının hızı Fed sonrası kesilebilir
Güldağ: Risk iştahındaki bozulmayla doğal olarak emtia cephesinde de oynaklık arttı. Özellikle altındaki hızlı yükselişi soracağım; devamını bekler misin?
Ağaoğlu: Finans piyasalarındaki sıkışmaya karşı önce altın sonra da gümüş önemli ölçüde nemalandı. Altın ilginç bir grafik çiziyor. Gümüşe oranla çok daha iyi performans gösterdi. Ben tersini bekliyordum. Yani 1765 olur mu diye düşünüyordum, olmadı. Silikon Vadisi Bankası ve Signature Bank hikayesi arkasından Credit Suisse biraz hızlandırdı bu işi. Altının hem 200 günlüğe gelmemiş olması hem şu anda 50 günlük hareketli ortamın üzerine hızlı geçmiş olması nedeniyle biraz durulacağını düşünüyorum. Fakat henüz daha 50 günlük ortalamasını bile geçememiş gümüşün biraz daha hızlı gitmesi gerektiğini düşünüyorum, altın bu seviyelerde kalacaksa. Çünkü, benim AGU paritesi 92’ye çıktı, çok yüksek bir oran benim için. Gümüş ona yetişecek ya da gümüşün desteklemediği altın yükselişi süremeyecek.
Güldağ: Fed’den gelecek mesajlar daha da hareketlendirebilir…
Ağaoğlu: Fed’in bu hafta faizleri artıracağı varsayımı ile altın fiyatlarının bir miktar geri çekilip 1900’ün altına bile gelebileceğini düşünüyorum. Gümüş biraz zorlanıyor. 22,30’larda 50 günlük hareketli ortalaması var. Orayı test edip geçebilirse altına yaklaşacaktır. Eğer yapamazsa bunu, maalesef işi zor, bir miktar geri çekilecektir.
Petrol 85-90 bandına geri döner
Güldağ: Petrol için 75 dolar seviyelerine işaret ediyordun, 70 dolarlara kadar geldi. Bundan sonrası için analizin nasıl?
Ağaoğlu: Özellikle Rusya’ya uygulanan tavan fiyat, Çin’in açılması ama talebinin henüz daha öyle çok coşkulu ve hızlı artmıyor olması, ama daha da önemlisi Fed’in ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz artışlarından bir resesyon beklentisine rağmen son çeyrekte faiz indirimine dönecek beklentisinin artık ortadan kalkması bu harekette etkiliydi. 75 dolarlara kadar gelir demiştik. Ama 70 dolara inmesinde başta Credit Suisse olmak üzere finansal sisteme yönelik endişeler etkili oldu. Belli eşikler aşıldıktan sonra zarar- kes noktaları devreye giriyor, Credit Suisse bunu tetikleyen unsur oldu. İşte 80 dolarların altına inip, 75 dolar da aşağı kırılınca çok hızlı bir pozisyon boşaltılması yaşandı. O sırada bir kısmı zarar -kesten bir kısmı marjin zorlaması nedeniyle, yani ne bulurlarsa piyasaya satmak zorunda kalan otomatik sistemler nedeniyle 70 dolara geldi. Geçen hafta 70 dolarları gördük ama cuma günü tekrar 75 dolara geldik.
Güldağ: Ama yine de petrolün yönü tekrar yukarı döndü demek için erken olabilir mi?
Ağaoğlu: Benim beklentim doğrusunu isterseniz 85-90 dolar bandına bu yıl içinde çıkarız. Sonra üzerine çıkmamız için yapısal birtakım değişikler olması lazım. Savaşla ilgili veya savaşın geniş alanlara yayılması gerekir ki, onu da beklemiyorum. Burada ilginç bir şey söyleyeyim, Suudi Arabistan ve Rusya’nın piyasayı dengeleme, fiyat çok düştü biz bunu biraz yükseltelim çabası dikkati çekiyor. 3 Nisan’da bir OPEC toplantısı var. Oraya bir arz kısıntısı önerisiyle gideceklerini tahmin etmeye başladım. O da dediğim gibi 75 doları 85- 90 dolar bandına ya çıkarır ya çıkarmaz. Fakat çok hızlı büyük sert artışlar beklemiyorum. 70 dolar kırılır, 65 dolara iner mi? bir başka soru, hayır onu da beklemiyorum. Yine böyle arızi bir finansal sıkıntı yaşanacak olur ise evet bir 65 dolar 63,5 dolar içine giriyor teknik analiz olarak, ama temel analiz olarak baktığımda görülme ihtimali bir parça düşük. Biz 70- 90 dolar bandında bu yılı tamamlarız gibi görünüyor.
Güldağ: Ben de hani Türkiye’nin enerji faturası açısından iyi haberler verir misin diye düşündüm ama yani çok büyük bir değişiklik olmayacak gibi görünüyor…
Ağaoğlu: Bir fayda mutlaka sağlayacaktır. Ama enerji faturası diye konuştuğumuzda ikiye ayırayım. Bir tanesi akaryakıt olarak kullandığımız petrol, orada bir miktar etkisi olacaktır. Ama doğalgaz tarafında da belli anlaşmalarla rakamlarımız sabit fakat biz nihai tüketiciler açısından baktığınızda petrolde tamamen piyasaya tabiyiz. Bir miktar düşüş bize yansır ama sınırlı olur. Fakat buna karşılık özellikle seçimden sonraki dönemde ben diğer enerji fiyatlarının özellikle elektrik ve doğalgaz fiyatlarında çok ciddi bir artış olacağını düşünüyorum, çünkü şu anda hem sübvanse ediliyoruz hem de seçim nedeniyle olması gerekenin çok altında bir fiyatlamayla satın alıyoruz. Orada dünyada hiçbir şey değişmezse bile bizdeki enerji fiyatlarında doğalgaz, elektrik tarafında ben artış olmasını beklerim, seçimden sonra kim kazanırsa kazansın.
Kriptoların ‘kopup gideceği’ bir yıl olmayacak
Güldağ: Bankacılık sistemine yönelik endişeler sonrası kripto piyasası da oldukça hareketlendi…
Ağaoğlu: Son hamlelerden sonra çok düşmüşlerdi, bir düzeltme dönemine giriyorlar. Fed’in faiz artışlarıyla baskılanmışlardı. Signature Bank sırasında, bence aynı dönemde özellikle stabil coinlerinde değerleri 1 dolara eşit olması gerekirken, daha altında rakamlara inmesi aslında sistemdeki o iddiaların çok da altının dolu olmadığını bir kez daha gösterdi. Şimdi faiz artışlarının yavaş yavaş sonuna geliniyor. Faiz nedeniyle, sadece kripto değil, emtia bölgesinde de bu baskı çok fazla hissediliyor. Ki buna en son direnen petroldü, o da buna katılacak dediğim için ben 75 dolar tahminini yapmıştım, nitekim o da etkilendi. Şimdi onlar belli bir seviyeye geldiler. Yani bir düşüş, bir düzeltme seviyesinde bir taban oluşturmaya çalışıyorlar. Kriptolarda bu taban oluşma çalışmasını büyük oranda tamamladılar ama buradan kopup gidecekler mi sorusunun yanıtı, hayır. Ben öyle bir beklenti içinde değilim, temel sebebini de söyledim. Ben herkesin beklediği o resesyon ve Fed’in faizleri indirecek beklentisinin gerçekçi olmadığını, en az bu yıl da yüksek faiz döneminin korunacağını, “2024’te bakarız” diye düşünüyordum nitekim oraya doğru yaklaşıyoruz. Zaman geçtikçe de ben haklı çıkacağım ama bu kehanetten dolayı değil sadece zaman meselesi. Süre geçtikçe bu yılı yüksek faize devam ettiririz. Ben öyle bir kopup gidecek herkesin bütün kıblesini kriptoya döndüreceği bir dönemin bu sene içinde geleceğini beklemiyorum.