Barış ERKAYA
Bir süredir borsada yatırım yapanların, piyasa uzmanlarının veya hisse senetlerini yakından takip edenlerin çok fazla üzerinde konuşmaya başladığı bir konu var: 9 saatlik seansın 15:00-18:00 arasında yaşanan çok garip hareketlilik. Mart ayının son haftasında yoğunlaşmaya başlayan bu saat aralığındaki agresif hareketler birçok hisse senedinde korkutucu dalgalanmalara neden oluyor. Biz de BİST-30 hisselerinin bu aralıktaki dalgalanmalarını analiz ettik…
BİST-100 kendisinden başlamak gerekirse artık gün içindeki dalgalanma boyları çok agresif seviyelere gelmeye başlamış durumda. Özellikle deprem önlemlerinin ardından başlayan bu yüksek dalgalanma boyları Merkez Bankası faizinin yüzde 8.5 olduğu bir ortamda yüzde 6’ları aşıyor artık.
29 Mart-6 Nisan arası incelediğimi BİST-100 endeksinde gün içindeki dalgalanma marjı en düşük yüzde 2.22 (31 Mart), en yüksek ise yüzde 6.04’e (3 Nisan) ulaşmış durumda. Fakat işin ilginç yanı bu dalgalanma seansın belirli bir saat aralığında iyiden iyiye ayyuka çıkıyor: 15:00-18:00 aralığı.
PİYASA ÜÇ SAATTE YO-YO’YA DÖNÜYOR
BİST-100’ün saat 15:00-18:00 aralığındaki macerasına ilişkin grafiğimizden de açıkça görülebileceği gibi çoğunlukla ilk ciddi hareketini seans açılışında gerçekleştiren borsada sonrasında neredeyse yaprak kıpırdamıyor. Hacimlerin de dibe vurduğu seansın kimyası ise 15:00’ten itibaren tamamen değişmeye başlıyor. Bir anda aşağı ve yukarı yönlü çok sert dalgalanmaların başladığı bu saat aralığı, seans kapanışına kadar da sürüyor. En ilgi çekici kısmı ise günü yükselişle açan ve gün boyu sanki yükselecekmiş izlenimi veren borsa, 15:00’ten itibaren gerçekleştirdiği hareketlerle çok sert bir düşüşle, günü düşüşle açtığında ise yine aynı saat aralığındaki agresif dalgalanmalar sonrasında günü çok sert bir yükselişle kapatabiliyor. Yani saatler içerisinde Borsa İstanbul’da gelişmiş herhangi bir borsada haftalar içerisinde gerçekleşebilecek bir marj, birkaç saat içerisinde oluşabiliyor.
5-6 işlem gününde ise bu dalgalanmaların yarattığı toplam marj kümülatif yüzde 20-25’lere ulaşıyor. Bu da elbette Borsa İstanbul’a mevduat, KKM gibi daha garanti enstrümanlardan gelen yeni halka arz yatırımcıları için kabus dolu seansların yaşanmasına neden oluyor. Çelik sinirlere sahip olamayanların bu sert hareketlere kanıp elindeki hisseleri kaptırabildiği veya çok yanlış bir tercihle çok sert yükselişin başladığı izlenimiyle fazla yüksek fiyatlardan hisse satın alabildiği, sonunda da kağıt üzerinde ciddi zararlarla karşılaşabildiği bir durumda dönüşüyor.
15:00-18:00’İN EN HAREKETLİ HİSSELERİ
Hisseler bazında bakıldığında da durum oldukça enteresan. Normal şartlarda BİST-30 olarak tanımlanan hisse senetleri, borsanın en derin, işlem hacmi en yüksek ve piyasanın yönü konusunda en çok gösterge olabilecek türden hisse senetleri olarak kabul edilir. Fakat konu 15:00-18:00 arasında yaşananlar olduğunda bir anda borsanın en derin hisseleri aynı zamanda en derin dalgalanmaların da merkez üssü haline gelebiliyor.
BİST-30 hisselerinin 15:00’ten sonraki hareketleri üzerinden 31 Mart-7 Nisan arasında inceledik. Bu saat aralığında en yüksek dalgalanmanın yaşandığı hissenin Emlak Konut GYO olduğu gözden kaçmıyor. Onu THY, Aselsan, Aksa Enerji, TAV Havalimanları, Akbank, Turkcell hatta İş Bankası (C) gibi hisseler izliyor.
Aynı zaman aralığında nispeten en az dalgalanmaya maruz kalan hisseler ise Koza Altın, Alarko Holding, Ereğli Demir Çelik, Tofaş Oto Fabrika, Ford Otosan, Enka İnşaat gibi hisseler.
Hatta bir dönem piyasanın en sert hareketlere maruz kalan hisseleri olarak bilinen SASA ve Hektaş bile ortalamaların altında dalgalanma yaşıyor bu saat diliminde.
DAHA DERİN HİSSELER VE YABANCILARIN DÖNÜŞÜ GEREK
Peki bu durumun değişmesi için ne lazım?
Aslında bundan yıllar öncesinde bir BİST-30 hissesini sert hareketlere maruz bırakmak öyle basit bir iş değildi. Bunu belki ayda yılda bir birkaç kademe hareket ettirmeyi başarabilen güçlü traderlar, gerçekleştirdikleri alım veya satımın tersi yönünde emirler zinciriyle yüksek zarara uğrama riskiyle de karşı karşıya kalabilirdi. Şimdi en hacimli BİST-30 hissesinde bile seans içinde yaşanabilen sert hareketler, piyasada tek tip ve organize olmayan bir yatırımcı kitlesinin varlığıyla açıklanıyor. Yani yabancı yatırımcının yokluğu, piyasanın tamamen yerli yatırımcı kontrolünde olmasıyla. Uzmanlar piyasada güçlü yabancı varlığının, en azından endeksi speküle edebilme gücüne sahip bazı yatırımcıları terse düşürerek risk dengeleyici bir görev gördüğünü hatırlatıyor. Haliyle bu durumun geçici önlemlerin ötesinde bir kalıcı çözüme kavuşmasının, hem hisse senetlerinin halka açıklığını ve derinliğini artıracak bazı düzenlemeler hem de yabancı yatırımcıların piyasaya geri dönmesiyle mümkün olabileceğinin altı çiziliyor.
DALGALANMALARIN SIRRI 3’TE 1’E DÜŞEN HFT HIZLARINDA OLABİLİR Mİ?
Borsada özellikle 15:00-18:00 aralığının öne çıkmasını sağlayan sebep ne olabilir? Aslında bununla ilgili bize ipucu verebilecek bazı göstergeler var. Borsada deprem öncesinde 150 milyar TL’lere yaklaşan günlük işlem hacimlerinin 3’te 1’ine yaklaştığı bir sürece girmiş bulunuyoruz. Günlük dönen işlem hacminin de çok ciddi bir bölümü halka arz hisseleri tarafından domine ediliyor. Hacimsizleşen piyasada hareketlerin bu kadar açık bir marjda gerçekleşiyor olmasıyla ilgili ise yine yüksek hızlı algoritmik traderlara işaret ediliyor. Hatırlanacağı gibi deprem sonrasında piyasadaki sert düşüşlerin önüne geçebilmek için alınan önlemler arasında yüksek frekanslı işlem yapan algoritmalara bir hız sınırı getirilmiş ve hızları üçte birine düşürülmüştü. Buradan yola çıkmak gerekirse, bir işlem gününü de üç parçaya böldüğümüzde aslında 09:00-12:00, 12:00-15:00 ve 15:00-18:00 olmak üzere 3 dilim karşımıza çıkıyor. Bazı yüksek hızlı algoritmaların 3’te 1’e düşmüş hızla tüm güne yayılmış ama daha az karlı bir işlem yerine günün son 3 saatlik dilimi olan 15:00-18:00 aralığında daha çok görünmeye başladığı, yani seansın son 3 saatine odaklanan bazı hızlı robo-traderların seansın son bölümündeki bu sert dalgalanmalara neden olmuş olabileceği üzerinde duruluyor.