Burcu GÖKSÜZOĞLU
■ Varlık fonunun, borsa yatırım fonları aracılığıyla 1 milyar dolarlık alım yapacağına yönelik haberler var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben deprem sonrası borsanın açık kalmamasını düşünen taraftaydım. Bunun nedeni de o bilgi eksikliğinde sağlıklı fiyat oluşmasını sağlayacak bir durumun, mekanizmanın olmamasıydı. Ancak açık tutulması tercih edildi. Daha sonra kapatıldı, 1 hafta sonra açıldığında ise BES fonları gibi çeşitli önlemlerin devreye girmesiyle hızlı bir toparlanma gördük. Bu önlemleri, normal şartlarda serbest piyasa mekanizması içinde doğru olarak yorumlamazdım ama o mevcut koşullarda doğru olduğunu söyleyebiliriz. Mevcut koşullar derken hem deprem koşullarını kast ediyorum hem de bu enflasyona göre düşük faiz ortamını. Bu ortamda DİBS’lerin oranının azaltılıp hisse senedi fonunun artırılması doğru bir karar olarak görülebilir. Emeklilik şirketleri alımları bitirdikten sonra borsada tıkanma emareleri gördük. 50 günlük ortalama olan 5200’ü geçen hafta aşmakta zorlandığını gördük. Borsada Varlık Fonu’na ilişkin beklenti vardı. Dün negatif başlayan borsada o haberle birlikte beklendiği üzere hızlı bir toparlanma görüyoruz. Dolayısıyla kısa vadede bu etkili olmaya devam edecektir. İlerleyen süreçte Varlık Fonu’ndan gelecek destekleyici adımlarla yükseliş trendi sürebilir. Ancak geçen yılki gibi sürekli bir yükseliş olmasını beklememek lazım. Çünkü depremden önce de sert bir satış yemişti borsa, ocak ayının başlarında da 4500’lere kadar geri çekildiğini görmüştük. Dolayısıyla bu bir tedirginlik yaratıyor. Özellikle son dönemde borsaya yeni girmiş yatırımcılar nezdinde. Bir satış fırsatı olarak da kullanıyor bu alımları, ya da kullandığını ve kullanacağını düşünüyorum. Dolayısıyla Varlık Fonu alımları desteklerken yükselişi, bu satış fırsatı olarak kullanılması da dengeleyecektir.
■ Kura müdahale, bankalara müdahale derken devlet şimdi de borsaya müdahale ediyor diye düşünenler var. Piyasaya destekler abartılıyor mu?
Kısmen katılıyorum. Serbest piyasa işleyişine bir müdahale. Piyasanın kendi dinamikleriyle yoluna bulması gerekir. Ona bir müdahale. Hem borsaya hem diğer enstrümanlara çok müdahale etmemek gerekir ama belli ki seçim öncesinde borsanın düşmesi çok tercih edilmiyor. Çünkü ciddi bir yatırımcı kitlesi geldi. Yatırımcı sayısı daha 2 sene önce 1 milyonun altındaydı, şimdi 4-4.5 milyonlar konuşuluyor.
■ Borsada teknik ve temel analizden bağımsız önlemlere bağlı fiyatlama ne kadar sağlıklı ve sürdürülebilir peki?
Fiyat kazanç oranı üzerinden giderseniz; kar nominal olarak büyüyorsa aynı çarpanla çarptığınızda borsa endeksi de bir yükselişe işaret ediyor olması lazım. Şimdi karlar geçen seneki kadar büyümeyecekse borsa böyle alımların destekleriyle büyüyorsa bir dengesizlik, bir balon oluşuyor. Bu da ilerde daha sert bir düzeltme görünmesi potansiyelini artırıyor. Çünkü sürekli bölme trade desteğiyle gitmeyecektir. Bu alımları satış fırsatı kullanmak isteyenlerin etkisiyle yükseliş oldukça satışlar da gelecektir. Bu bir yandan dengeleyecektir ama fiyatlarda temel desteklemiyorsa balon oluşma riskini de artırıyor.
■ Borsada deprem fiyatlaması nasıl devam edecek? Seçim fiyatlaması ne zaman başlayacak?
İlerleyen dönemde inşaat faaliyetleri yüzünden yine çimento, demir çelik şirketlerinin öne çıktığını görebiliriz. Enflasyonist ortamda gıda perakendeden de destek görebiliriz. Bu fiyatlamalar öne çıkacaktır. Tabii ilerleyen süreçte de bu sefer yeni yapılan evlere alınması gereken dayanıklı mallar, beyaz eşya olsun, dayanıklı mobilya olsun o sektörlerden ek destekler gelebilir borsaya. Onun dışında seçim fiyatlaması da seçimlerin olup olmayacağına göre şekillenecektir. Bütün endikatörler seçimlerin zamanında olacağına işaret ediyor ama ertelenirse borsanın olumsuz etkilenmesi söz konusu olabilir.
■ Seçim öncesi ralli bekliyor musunuz borsada?
Çok beklemiyorum açıkçası. Yatay, hafif yukarı yönelimli arada düzeltmeler gördüğümüz bir seyir bekliyorum. Makro açıdan baktığımda deprem sonrası ilk etapta büyümede bir yavaşlama olacağı için şirket karlarını yavaşlatacaktır dolayısıyla borsaya yansıması olarak bir ralli beklemiyorum açıkçası.
■ Önlemlerin devamını bekliyor musunuz?
Olabilir. Eğer önlemler abartılır, borsada bu temellerin işaret ettiğinin üzerinde bir yükseliş gerçekleşecek olursa, ilerde ocakta iki kere yaşadığımız gibi sert düzeltmeler görme ihtimalimiz de artar. Ne kadar hızlı bir ralli olursa arkasından sert düzeltme ihtimali o kadar artar çünkü temeller o derece desteklemiyor şu anda.
■ Ertelen halka arzlardan bazıları yapılacak. Geçen yılki gibi talep olur mu?
Endekse yansıması ne olur? Halkı arzı aslında diğer hisselerden de bir miktar çıkış olarak karşılandığı için o tarafı da olumsuz etkilerinden bahsedebiliriz. Halk arzlar sonrası onların borsayı sürüklediğini de söyleyebiliriz. Bu ertelenenler yapılacak fakat deprem etkisiyle geçen yılki kadar muhtemelen bir halka arz aktivitesi olmayacaktır diye düşünüyorum ben.
■ Şubat ayı ve yıllık enflasyon beklentiniz nedir?
Şubat ayı için yüzde 3,2 bekliyorum. Deprem öncesinde enflasyonun yılın ilk yarısında baz etkisiyle 35-40’lara kadar gerilemesi, ikinci yarısında da daha yatay seyir izlemesini, yatay hatta yukarı yönlü ve 40’lar civarında yılı kapatmasını bekliyordum. Ama şimdi depremin en önemli ekonomik etkisi enflasyon üzerinde olacak. Depremin etkilediği bölgeler tarımsal üretim merkezleri. Gıda enflasyonu üzerinde etkisi var. Kira enflasyonu üzerinde etkisi var. Bir üçüncü etki vergi artışları. Ama asıl bizim ölçmekte zorlanacağımız asıl etki; parasal genişlemeye gidilebilir. Halk dilinden konuşacak olursak bir para basma faaliyeti olabilir. Bu da bir enflasyonist etki yaratacaktır. Enflasyon sene sonu yüzde 40 derken şimdi belki 50 veya üzerinde olacağı gibi bir resim ortaya çıkıyor.
Büyümede 2023 tahminim % 2,5
■ Türkiye 2022’de 5,6 büyüdü. Büyüme dinamikler ve deprem felaketinin etkilerine baktığınızda bu yıl ne bekliyorsunuz?
Depremin maliyet için çok farklı rakamlar var. Binaların yenilenmesinin yanı sıra alt yapı, geçici barınma için yapılması gereken harcamalar, vergilerin ertelenmesi var. Her birini koyduğumuzda belki 40-50 milyar dolar bir maliyet çıkacaktır ama üretim kaybını da katarsak 80 milyar dolarlara kadar çıkabilecek. Bu da milli gelirin yüzde 10’una yakın. Biz büyümede ivme kaybını 2022 ikinci yarıdan itibaren izliyorduk. 2023’te, ihracattaki ivme kaybının devam etmesi bekleniyor. Enflasyonist ortamda ilerleyen süreçte iç talep katkısının azalmasıyla da yüzde 3-3.5’lar civarı büyüme beklentisi vardı. Ben yüzde 2,5 tahmin vermiştim. Fakat seçim öncesinde parasal genişleme ve mal genişlemeyle iç talep daha da canlandırılmak istenmesiyle yukarı yönlü risklerle tüm yıl büyümesi 3-3,5’lara yaklaşabilir diye düşünüyordum. Ancak depremle birlikte bir yavaşlama olacaktır. Oradaki üretim kaybı kaynaklı olsun, ihracat potansiyelinin azalması olsun. İlerleyen aylarda inşaatın desteğiyle tekrar büyümede canlanma olabilir ama yüzde 0,5- yüzde 1 aşağı gelebilir. Dolayısıyla son durumda tahminim yüzde 2,5 olacağı yönünde.