Güldağ: Moody’s’den notumuzu düzeltme sinyali geldi.
Ağaoğlu: Not artışı olmaz. Önce görünüm pozitife geçirilir.
Güldağ: Türkiye’nin kredi notu ‘B3’. Not görünümü de ‘durağan’ …
Ağaoğlu: Son dönemde 6 kademe düştük. Hızlı not düşüşlerini çok yavaş not artışlarıyla karşılarız.
Güldağ: En son geçen yıl ağustosta B2’den B3’e düşürmüştü. Bu yıl 16 Haziran’da pas geçti. Şimdi “ortodoks politikalar devam ederse kredi notunuz yükselebilir” diyor.
Ağaoğlu: Düşürülmesi kolay, artışı zordur. Moody’s’in açıklamaları, “Sizde bir çaba var. Ben de izliyorum. Doğru işler yaparsanız notunuzu artırma yoluna giderim” diyen basit bir söylem…
Güldağ: Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı atanması…
Ağaoğlu: Özellikle de Merkez Bankası ataması. Yeni başkan yardımcıları da öyle. İfade ettikleri değerler itibarıyla ortodoks politikalara yaklaşılacağı izlenimi oluşturdu. Bizim açımızdan pozitif.
Güldağ: Seçim öncesi kaybedilen Merkez Bankası rezervlerinin yarısından fazlasını geri kazandık görünüyor. İkincisi, borsa da yıl başından bu yana kayıplarının büyük kısmını geri aldı. Dolar bazında…
Ağaoğlu: Tabii not açısından Türkiye’nin yatırım yapılır seviyeye çıkması şu an yapılan işlerle mümkün görünmüyor. Moody’s’in şu anda ancak görünümü iyileştirmesini bekleyebiliriz. Ona bile zaman var. Piyasada fiyatlamayı beklediğimiz bir bilgi değil. Bu arada, Rusya’nın Kuzey Kıbrıs’ta konsolosluk açacağı haberi de geldi. O da gereğinden fazla abartıldı. Savaştan sonra 50 bin Rus taşınmış. Katiplik seviyesinde bir büro açılıyor. Çok da abartılacak bir şey değil. Ama piyasa iyi haberlere biraz aç.
Güldağ: O kadar yorucu günlerden geçiyoruz ki… Riskler de sürüyor. 24 Ağustos’taki PPK toplantısında faiz adımlarını küçülterek yoluna devam ederse, piyasa enflasyon ve kur tahminlerini yukarı çeker…
Ağaoğlu: Eylem ve söylem birliği önemli. Son 5-6 yılın en kritik toplantısı olacak.
Güldağ: Borsa, hükümetin kurulmasından bu yana epey olumlu gidiyor. Borsa İstanbul’un performansını değerlendiren MSCI Türkiye, dünya borsalarına göre yüzde 15 yukarıda. Rekorlar geliyor. Ayrıca borsaya bilinçli bir yöneltme harekatı var gibi. Önümüzdeki dönemde enflasyonun yüksek seyredeceği belli. Para da basılacak. Dolara gidileceğine borsaya gidilsin deniyor. Kollanıyor.
Ağaoğlu: Rekor dediğin benim için 5,1 dolar düzeyinin aşılmasıdır. Yaşanan TL bazında rekorlar. Enflasyonla şişirilmiş rakamlar…
Güldağ: Enflasyonla mücadele geciktikçe de borsa yükselir. Hele kredi notumuzla ilgili olumlu sinyaller gelmeye devam ederse… Ağaoğlu: Endeks 3 doları bulmadı. Oysa daha önce 5,1 dolarda üç defa zirve gördü. Ben TL bazında gelinen seviyelere rekor demem. Ayrıca faizde yeknesaklık oluşmadan borsa tarafında fiyatların sağlıklı oluşmadığını düşünüyorum. Onun için de tek tek hisse senedi peşinde koşmak yerine borsadaki yatırım fonları üzerinden yatırımı daha sağlıklı buluyorum. En iyi getiriyi sağlayamazsınız ama borsa endeksine paralel getiri sağlar, en azından enflasyondan korunursunuz.
Güldağ: Tabii borsa rakipsiz değil. Kur Korumalı Mevduat ciddi getiri sağılıyor. Bir dostumuz geçenlerde ‘KKM’ye 400 bin lira yatırmıştım. 138 bin lira para aldım’ diyordu. Bir başkası, ‘1,6 milyon lira yatırdım, 3 ayda 2,2 milyona çıktı param’ diyordu. Şimdi faizi 17,5’e indirmişler ama yine KKM’de bırakmış parasını. Çünkü görüyor ki, kur farkı vs. toplam yüzde 140-150’ye geliyor yıllık getirisi. Böyle olunca KKM de sürekli büyüyor. 3,3 trilyon liraya ulaştı. Döviz değilse de, dövizimsi bir mevduat olduğu düşünüldüğünde, toplam mevduatın üçte ikisi dövize dayanıyor artık. Şikayet ediyorduk, ‘Türkiye çifte paralı bir ekonomi oldu’ diye. Valla bu gidişle tek paralı bir ekonomi olacağız ama korkarım o para Türk Lirası olmayacak.
Ağaoğlu: KKM ciddi bir müptelalık haline geldi. İkinci yılına geldik. Vazgeçmemiz gittikçe zorlaşıyor. Seçici bir ürün olarak çıkarıldı, asli bir ürün haline geldi. Kamuya ciddi maliyeti var. Temmuz ayında özellikle bayram nedeniyle geciken vade bitimleri ciddi kur farkları oluşturdu. Merkez Bankası ciddi kur zararı yazacak.
Güldağ: Ekim ayından itibaren yeni KKM hesabı açılmaması yönünde hazırlıklar olduğu söyleniyor ama hiç bir açıklama gelmedi yetkililerden. Enflasyon korumalı yeni bir bono gelebileceği tartışmaları da yapılıyor. Tereyağından kıl çeker gibi olmayacak bu iş. Hangi cin fikirleri bulsak da, şapkadan tavşan üstüne tavşan çıkarsak da eninde sonunda ciddi bir bedel ödemeden sıyrılamayız. Ama bunu kabullenmek istemiyoruz.
Grev kararı, doğalgazın fiyatını yukarı çeker
Güldağ: Brent petrol 87 dolar civarında.
Ağaoğlu: Petrolde miktar yatırımlarının kısılacağı yönünde birtakım beklentiler var. Ukrayna, 23 Ağustos’tan itibaren Karadeniz’i savaş bölgesi ilan etti. Rus tankerine saldırı düzenledi. Bunlar petrol ve tahıl taşıma gemilerinin sigortalarını çok yükseltti.
Güldağ: Hatta sigorta bulunamaz hale geldi.
Ağaoğlu: Hal böyle olunca bir tedbir kısıntısı olacak endişesi petrol fi yatlarını yukarıya itti.
Güldağ: Gözlerin çevrildiği ülke de Türkiye. Hem tahıl koridoru, hem de diğer konularda Putin’in ziyareti bekleniyor.
Ağaoğlu: Eğer gelir ve Putin’in istediklerinin hepsi olmasa da bir kısmı onaylanırsa…
Güldağ: Var mı ihtimal?
Ağaoğlu: Mesela Rusya’nın talepleri arasındaki, Rus bankalarına tahılla ilgili ödemelerde ABD’nin koyduğu yasaklar kaldırıldı. Ukrayna ‘savaş bölgesi ‘ilanından vazgeçerse normale döneriz. Vazgeçmezse petrolde 93 dolarları görürüz. Brent petrolle Batı Teksas petrolü arasındaki marj daralıyor. Bu da iki şeyi gösteriyor. Birincisi Amerika’da talep devam ediyor. İkincisi de Avrupa’nın talebi görece düşük. Jeopolitik problem yumuşarsa petrol fiyatları geri gelecek.
Güldağ: Ama güçlü bir seyahat talebi de var…
Ağaoğlu: Bu arada, doğalgazda bizim şimdilik doğrudan muhatap olmadığımız bir konu gelişiyor. Biz yüzer stok olarak aldığımız doğalgazın önemli kısmını Amerika’dan alır hale geldik. Ama önemli kaynaklarından biri Avustralya. Avustralya’da 3 doğalgaz tesisinde grev kararı alındı. Bir hafta sonra greve gideceğiz dediler. Bu durum Avrupa’daki doğalgaz fi yatlarının yüzde 40 artmasına sebep oldu. Grev kararı bir şekilde anlaşma ile sonuçlanacak beklentisi ile biraz gerileme var. Ama grev olur üretimde bir kesinti olursa fi yatlar yukarda kalır. Avustralya aslında Çin’e ve Asya bölgesine satıyor. Bu bölgenin Avrupa’nın temin edebileceği yüzer stokları kendine çekmek için fi yatı artıracağı endişesi hakim oldu. Yazın ortasında böyle bir sıkıntı yaşandı. Bu, yüzer stoklardan güncel fi yatlarla aldığımız doğalgazın yükselmesine sebep olur. Ama boru hatlarından gelen gazın vadesi uzun olduğundan çok fazla etkisi olmaz.
ABD enflasyonunda piyasanın beklediği oldu
Güldağ: ABD enflasyonu yüzde 3,2 oldu. Son durumda faiz tarafına bir etkisi olur mu?
Ağağoğlu: Enflasyondan sonra Amerikan 10 yıllıkları çok büyük bir tepki vermedi. Paritede de çok büyük bir hareket olmadı. Piyasa 3,3 bekliyordu 3,2 geldi. Amerika’da enflasyonda ağustosta bir yükseliş olacak. Yıllık bazda. Tamamen baz etkisinden dolayı. Eylül-ekimden sonra ise düşmeye başlayacak. FED bunu izler ve ondan sonra bir karar vermek ister. Önümüzdeki toplantıda FED’in faiz artışına gitmeyeceğini tahmin ediyorum.
Güldağ: Bize etkisi ne olur?
Ağaoğlu: İçerde normalleşmeye doğru giderken, dışarda böyle bir yumuşama toplam fonlama maliyetlerimizin artışının durması anlamına gelir. Ev ödevlerimizi yaparsak artış yerini düşüşe bırakacaktır. Moody’s gibi rating kuruluşları da iyi şeyler söylerse Türkiye’nin görünümü pozitife döner. Biraz daha fon çekme imkanımız olur.
Güldağ: Altını da es geçmeyelim…
Ağaoğlu: Ons altında 1890-95’e kadar düşüş ihtimali var. Gümüşte de 22,50-22,60 seviyeleri var. Altın gümüş oranı, gümüş aleyhine gelişti. Oralarda yavaş yavaş dip oluşturur. Önümüzdeki dönemin faiz durumunu görmeden burada çok fazla hareket olmayacak gibi görünüyor.