Canan SAKARYA
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Mecliste ek bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı açıklamada yeni vergilerin olmayacağını söyledi. Yılmaz, Kur Korumalı Mevduatta (KKM) sadece maliyeti değil faydayı da görmek gerektiğini belirterek, “Fayda maliyet analizi olarak baktığınızda belli bir faydayı sağladı ama bu ilelebet tabii ki devam edecek bir şey değil, yalnız şu anda bunu sürdürmeyi düşünüyoruz” dedi.
Meclis Plan Bütçe Komisyonunda 1,1 trilyon lira büyüklüğündeki ek bütçe kanun teklifi kabul edildi. Ek bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Yeni vergi var mı? “ sorusu üzerine “Ek bütçeyi getirirken yeni vergi varsayımıyla getirmedik, mevcut vergiler bir de tabii ki şu anda Meclisimizde tartışılmakta olan değişiklikler temelinde bir tasarımla getirdik, yeni vergi söz konusu değil” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, KKM’nin getirdiği yük noktasında muhalefetten gelen eleştirileri yanıtlarken, “KKM’nin şüphesiz bir maliyeti var ama sadece maliyeti değil faydayı da görmemiz, fayda maliyet analizi yapmamız lazım” dedi. Yılmaz, şunları söyledi:
“Baktığımızda döviz kurlarında istikrarın tesisinde önemli bir faydası oldu. Dolayısıyla, faiz oranları düşerken ortalama vade arttı, mevduatın ortalama vadesi bankacılık sisteminde KKM’nin de etkisiyle artmış oldu çünkü en az 3 ay yatırma şartı var. Kurlar istikrar kazandığı için kamu dış borç servisinde önemli tasarruflar sağlandı. Yine enflasyon hızı belirli ölçüde kontrol edilebildiği için kamu iç borç servisi de bundan olumlu yönde etkilendi. Sonuca bakmak lazım yani bütçe açıklarının millî gelire oranı düştü, kamu borç stokunun millî gelire oranı neredeyse 10 puan düştü, geçen yıl kur korumalı mevduata ödediğimiz paralara rağmen, fayda maliyet analizi olarak baktığınızda belli bir faydayı sağladı ama bu ilelebet tabii ki devam edecek bir şey değil, yalnız şu anda bunu sürdürmeyi düşünüyoruz.”
Uzun vadeli yatırım çağrısı yapıyoruz
Yılmaz, son dönemde Körfez ülkelerine gerçekleştirilen ziyaretlerle ilgili soruları yanıtlarken, dış kaynak ihtiyacına dikkat çekerek “ Burada sıcak paradan, sadece faize, kısa vadeli getiriye gelen bir paradan bahsetmiyoruz; proje bazlı, doğrudan sermaye yatırımı dediğimiz bu ülkede kalıcı birtakım üretime, istihdama, ihracata güç verecek projeler için gayret sarf ediyoruz. Son dönemlerde yaptığımız ziyaretlerin de özü budur. Muhataplarımıza büyük oranda Türkiye ’deki yatırım fırsatlarını anlatıyoruz. Enerjiden savunma sanayisine, sağlık endüstrilerinden başka alanlara kadar “Gelin buraya uzun vadeli yatırım yapın ” diyoruz, “Geçici gelip sıcak parayla para kazanın, yüksek faizlere gelin” demiyoruz. Bizim yaptığımız Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretlerinden önce teknik olarak alt yapıyı oluşturmak ve sonuç alıcı bir ziyaret olmasına katkıda bulunmak” dedi.
“Enflasyonla mücadele ederken resesyona düşmememiz gerekiyor”
Yılmaz, enflasyonun kademeli bir şekilde düşürülmesi gerektiğini belirterek, “Enflasyonla mücadele ederken bir taraftan da resesyona düşmememiz, diğer yandan sosyal dengeleri gözetmemiz gerekiyor. Bütün bu dengeler içinde enflasyonu belli bir süreç içinde makul düzeylere indireceğiz” dedi. Yılmaz, TÜİK verilerinin güvenirliliği konusunda muhalefetten gelen eleştiriler üzerine TÜİK’in BM’nin ulusal hesaplar sistemi ile Avrupa İstatistik Kurumunun ölçütlerini esas alarak iş yapan bir kurum olduğunu ifade etti. Bütün kurumların teknik olarak belli bir hata marjıyla çalıştığını dile getiren Yılmaz, dünyanın bütün istatistik kurumlarında aransa mutlaka birtakım hataların bulunacağını ancak TÜİK’in sistematik bir hata yaptığını düşünmediğini söyledi. Yılmaz, “TÜİK’i, kurumlarımızı korumak, gözetmek hepimizin görevi. Varsa bir eksiklik onu da genel ifadelerle değil, somut olarak anlatmanız lazım. ENAG ile TÜİK’i mukayese etmek, elma ile armudu mukayese etmek gibi” diye konuştu.