Merve YİĞİTCAN
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) eylül ayı olağan meclis toplantısı önceki gün ‘Yeni Çağın Sanayisi için Dönüşüme Hazırlanırken; 2022 İSO 500 Sonuçlarının Sanayimiz ve Ekonomimiz Açısından Değerlendirilmesi’ ana gündemiyle toplandı. Toplantının açılışında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yeni çağda yeni sanayi için dönüşüm hazırlığı içinde olduklarını söylerken, teknoloji odaklı, sürdürülebilir yeşil ekonominin, yaratıcılığın ve katma değerli ürünlerin öne çıktığı yeni üretim tarzı sürecinde sanayicilere büyük görevler düştüğünü belirtti. Sanayi için öngördükleri geleceğin sadece temennilerde kalmaması için, İSO 500 sonuçlarını güncel gelişmeler ve veriler ışığında da değerlendirmek ve gerekli adımları ivedilikle atmak gerektiğini savunan Bahçıvan, “Değişmeyenin ayakta kalamayacağı bir dünyadayız. İSO 500 Büyük sonuçları da 21. yüzyılın sanayi gücüne ulaşmak için vakit kaybetmeden yeni çağın sanayisine adapte olmamız gerektiğini ortaya koyuyor” dedi.
Küresel belirsizlik iklimi içinde geçen 2022 yılının ilk yarısında Türkiye’nin yüzde 5,5 büyüdüğünü, ancak bu büyümenin yüksek enflasyon ve cari açık gibi ciddi maliyetleri olduğunu belirten Bahçıvan, şu yorumu yaptı: “Finansal istikrara verdiği katkı ve sürdürülebilirliği tartışılan, rasyonel ekonomi politikalarından uzak ‘Yeni Ekonomi Modeli’ çerçevesinde, kur ve faizleri düşük tutan ve kredi akışını kısıtlayan çok sayıda düzenleme, yıl genelinde reel sektörün finansman koşullarını belirledi.”
İSO 500 sonuçlarının, sanayinin zorlu bir yılı güçlü performansla tamamladığının kanıtı niteliğinde olduğuna işaret eden Bahçıvan, sanayi devlerinin birçok temel göstergede azımsanmayacak iyileşmelere imza attığını belirterek, “Öte yandan gerek küresel ve yerel ölçekteki birçok makro gösterge ve gelişme, 2023’ün sanayicilere çok daha zorlu koşullar sunduğunu bize gösteriyor. Bu sürecin etkilerini önümüzdeki yıl açıklayacağımız 2023 yılı İSO 500 sonuçlarında görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır” diye konuştu.
“İvme kaybı kaçınılmaz”
Küresel ekonomide sıkılaşan para politikalarının etkilerini gecikmeli olarak görmeye başladıklarını dile getiren Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel görünümün ihracat açısından belirgin bir iyimserlik sunduğunu söylemek zor. Yurt içi gelişmelere bakacak olursak, özellikle bu yılın ikinci yarısından itibaren, enflasyon ve cari açık gibi temel makro kırılganlıklarımıza karşı bir mücadele döneminin başlangıcındayız. Bu doğrultuda atılan adımlar kaçınılmaz olarak büyümede bir ivme kaybına yol açacak. İSO Türkiye İmalat PMI’ın yılın ikinci yarısıyla birlikte daralma bölgesine düşmüş olması da bunu teyit ediyor. Diğer yandan Merkez Bankamızın, Haziran’dan itibaren başlattığı sıkılaştırma sürecine bağlı olarak piyasa faizlerinde de sert yükselişler, tüketici kredi faizlerinin artması tüketim eğilimini azaltacaktır. Dolayısıyla bu da ihracatın geriye çekildiği bir dönemde, sanayi üretimini destekleyen güçlü iç talebin de bir miktar zayıflamasına neden olacaktır.”
“Finansman maliyetleri 2023 verilerine yansıyacak”
Faiz artırım sürecinin bir başka çıktısının, bir süredir etkileri görülen sanayicinin finansman maliyetlerindeki belirgin artış olacağını vurgulayan Erdal Bahçıvan, tüm bu unsurların 2023 İSO 500 araştırma sonuçlarında satış performansı, finansman maliyetleri, ihracat ve kaynak yapısı gibi göstergelere olumsuz yansımasının şaşırtmayacağını kaydetti. İSO 500 verilerinin, sanayicilerin Türkiye’nin geleceğine olan inancının bir göstergesi olarak da kabul edilmesi gerektiğini savunan Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu inancın ve azmin azalmadan devam edebilmesi için sanayicimizin, üretim hayatımızın en büyük ihtiyacı finansal istikrardır. Bu bağlamda, her fırsatta dile getirdiğimiz sürdürülebilir ve nitelikli büyüme için gerekli olan finansal istikrarın yeniden tesisi doğrultusunda ekonomi yönetimi tarafından atılan adımları önemli buluyoruz. Bu nedenle hepimizin beklediği ve Oda olarak da destek verdiğimiz, üzerinde özenli bir çalışma yapılarak kısa süre önce açıklanan Orta Vadeli Programı çok önemsiyoruz. Kararlılıkla uygulanmasını beklediğimiz OVP’nin başarısının, ülkemizin uzun süredir ihtiyaç duyduğu dış kaynak akışını da sağlayacağına inanıyorum.”