Mehmet KAYA
Türkiye, iktidar ve muhalefet oylarının birbirine çok yakın olduğu, Cumhurbaşkanlığı sistemindeki ilk seçimine gidiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı 2022 sonundan itibaren peş peşe geniş kitlelerin gelir artışını sağlayacak düzenlemeler açıklarken, yıl içinde planlanan kamuya personel alımının erkene çekilmesi, geçmiş yılların tarımsal ödemelerinin hızlandırılması, aile yardımı, engelli yardımı vb. genel sosyal harcamaların tutarlarının artırılması gibi bir dizi önlemi peş peşe uygulamaya aldı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2022 sonunda, oy vermede tutum değişikliğine yol açabilecek, geniş kitlelerin taleplerini ve yapılabilecekleri belirlemek üzere bir çalışma yaptığı kamuoyuna yansımıştı. Geçmişte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şiddetle karşı çıktığı, EYT’lilere eski haklarının tanınması uygulamasında geri adım atılacağı yönündeki ilk haberlerin ardından “seçim ekonomisi” tartışması başladı. Seçimlerin mayısta yapılacağının kesinleşmesiyle birlikte EYT düzenlemesini bazı popülist uygulamalar izledi. Enflasyon karşısında reel gelir kaybına uğrayan sabit gelirlilerin seçimler nedeniyle iktidardan uzaklaşma ihtimali AK Parti’de bazı harcamaları sosyal kanada kaydırma eğilimi doğurdu. Kısa vadede enflasyonun indirilmesi başarılamayınca bu kez kayıpların telafisi nedeniyle asgari ücrette artışlarla düzeltme yapılmaya çalışıldı.
GSYH’de emeğin payı 10 puan geriledi
Enflasyonun yüksek seyrettiği bir ortamda, genel bir ekonomik program da uygulanmadığı için GSYH içinde emeğin payı son 6 yılda 10 puan kadar azaldı. Uzun süredir ilk kez geniş kitleler kaynak dağıtımda paylarını artırma fırsatını seçimle yakaladılar. Son 6 yılda dar gelirlilerin ekonomiden aldığı payda ciddi bir daralma görüldü. Çalışan kesimin GSYH’den aldığı pay 2016’da yüzde 36,5 seviyesindeyken, 2022 sonunda 26,5’e kadar geriledi. İşletmelerin karının payı ise yüzde 47,1’den 54,5’e kadar çıktı.
Yüksek enflasyon her zaman oy kaybettirdi
“Seçim ekonomisi”, iktidarların genel ekonomik dengeleri bozacak şekilde kitlelere yönelik popülist ekonomik kararları olarak tanımlanıyor. Eleştiri konusu yapılması ise seçimlerden sonra bu tür dengeleri bozucu kararların maliyetinin yine geniş kitlelere yansıtılmasından kaynaklanıyor. Türkiye’de geçmişte bu enflasyon yoluyla gerçekleştiği için dönemsel değil uzun vadeli ekonomik dengesizlik ve haksız maliyet nedeniyle eleştiriliyordu. Üstelik seçimler nedeniyle uygulanan popülist ekonomik eylemlerin oy verme davranışlarına etkisi sınırlı olduğu için boşa harcanmış kaynak olarak görülüyordu.
1991 genel seçimlerinde muhalefet lideri Süleyman Demirel, o dönemki iktidarın tarımsal destek ödemelerindeki yüksek oranlı artışlarına karşılık, rakam telaffuz etmek yerine “ne veriyorlarsa iki katı” toptan yanıt vermişti. 2023 seçimlerinde de iktidarın emeklilerin bayram ikramiyesini 2000 TL’ye yükseltmesine karşılık “15 bin TL ikramiye” açıklamasıyla yine simgesel bir süreç oluştu. Illinois Üniveristesi’nden Ali T. Akarca 2019’da yaptığı Türkiye’deki bütün seçimlerin analiz edildiği “Economic voting in Turkey: single- vs. multi-party governments” çalışmasına dayanarak bir analiz yapan ekonomist Orhan Karaca, yüksek enflasyonun her zaman iktidardakilerin oy kaybına yol açtığı, özetle enflasyonu artırıcı popülist ekonomik uygulamaların oy kaybını durduramadığı sonucuna ulaştı.
İktidar ve muhalefetten harcama artırıcı vaatler
Türkiye, iktidarın bazı popülist uygulamaları yanında, Millet İttifakının da harcama artırıcı bir dizi vaadiyle seçime gidiyor. İktidar ve muhalefet hanelere ödeme anlamına gelecek aile geliri vaadini vermiş durumda. Millet İttifakının vaatleri arasında emekli maaşlarının iyileştirilmesi, başta eğitimini tamamlamış ancak görev verilmemiş öğretmenler olmak üzere kamu alımlarının artırılması, çiftçi desteğinin artırılması, işçi kesiminde örgütlenmenin kolaylaştırılması, deprem konutlarının ücretsiz verilmesi bulunuyor. Kaynak olarak ise mevcut ekonomi politikalarından kaynaklanan israf ve yolsuzlukların önlenmesi gösteriliyor. Literatüre uygun bir ekonomi politikaları setinin oluşmasıyla gelecek dış kaynağın ve Türkiye’nin normal ekonomik potansiyelinin bu harcamaları karşılayacağı belirtiliyor.
Seçim sonrası ek bütçe kaçınılmaz görünüyor
Son dönemde iktidarca yapılan harcama artırıcı önlemlerin kaynağının nasıl oluşturulacağına yönelik bir açıklama yapılmasa da iktidar kanadı bunun genel ekonomik yapı içinde karşılanabilir olduğunu savunuyor. İktidar değişse de değişmese de sadece vaatler değil, depremin de maliyetleri nedeniyle yıl içinde ek bütçe yapılmak zorunda kalınacak. Kaynaklardan biri de son dönemde artan ve bu yıl da yüksek seyredeceği kesinleşen enflasyon aracılığıyla sağlanacak.
Başta EYT olmak üzere bir dizi kararın maliyetine yönelik çeşitli çalışmalar bulunuyor. EYT’nin 2023 bütçesine 255 milyar TL, emekli aylıklarının en düşük seviyesinin 7 bin 500 TL’ye çıkarılmasının 149 milyar TL olduğu belirtilmişti. Depremlerin ilave maliyetinin 2 trilyon TL olacağı ve bunun önemli bir kısmının 2023 yılında olacağı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca açıklanmıştı. Sadece bu veriler dikkate alındığında, atılan ekonomik adımların bütçeye getireceği yükün büyüklüğü ancak tahmin edilebiliyor. Ancak nereden bakılırsa bakılsın, Türkiye’nin bütçe büyüklüğünün ve açığının 2023’te ciddi bir seviyeye geleceği, bunun da muhtemelen Haziran- Temmuz aylarında gündeme gelecek ek bütçeyle görüleceği vurgulanıyor.
HÜKÜMETİN SEÇİM EKONOMİSİNE YÖNELİK UYGULAMALARI
ÜCRETLİLER VE İSTİHDAM
Geçici işçilere kadro
■ Uzun süredir sendikaların talebi olan kamuda çalışan geçici işçilerin kadroya alınması konusunda Nisan ayında düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeye göre kamudaki geçici işçiler yılda 11 ay 29 gün çalıştırılabilecek. Emeklilik vb. nedenlerle boşalan işçi kadrolarına da geçici işçilerden atama yapılarak kadroya geçirilecek. Geçici işçilerin 11 ay 29 gün çalışması, “geçici ve süreli çalışma” anlamına geliyor. Bu işçiler işten atılmaları halinde işe dönüş davası açamama ve işsizlik sigortasından yararlanamamaya neden oluyor.
Kamunun işe alımları hızlandı
■ Kamuda emeklilik ve diğer nedenlerle ayrılan personel de dikkate alınarak her yıl 80 ile 100 bin dolayında personel alımı gerçekleşiyordu. 2023 seçimleri öncesi hem yıl içine dağılacak alımlar hızlandırıldı, hem de ilave alımlar gündeme geldi. Nisan sonu yaklaşırken, ilana çıkılmış personel alımı sayısı üniversiteler ve MSB’nin er-erbaş alımları dahil olmak üzere 144 bini geçti. Sağlık Bakanlığı’nın 31 bin 600, MEB’in 45 bin, Adalet Bakanlığının 18 bin 305 personel alımı kararları bu alanda dikkat çekici ilanlar oldu.
Asgari ücrete artış sözü
■ Türkiye’de ücretler uzun süredir baskı altında bulunuyor. Bu nedenle son dönemde asgari ücret yoluyla hükümet ücretlere müdahale etti. Öyle ki yapılan artışlar, bazı toplu sözleşmelerdeki tutarların dahi üzerine çıktı ve bu toplu sözleşmeler yenilenmek zorunda kalındı. 2022’de, yüksek enflasyon nedeniyle asgari ücrete yıl ortasında artış yapılmıştı. 2023’te ise Ocak döneminde, bir önceki Temmuz dönemine kıyasla dahi yüzde 54,66, yıl başına göre yüzde 100’ün üzerinde artış yapılsa da ara zam olması yönünde siyasi tartışma çıkınca Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayında yeniden bir ücret artışı yapılacağı sözünü verdi.
Yardımlara asgari ücret ayarı
■ 2022 sonunda, yeni yılda uygulanacak ve gerçekte enflasyon nedeniyle çok düşük kalmış olan engelli, yoksul ve muhtaç sınıfındaki kişilere sosyal yardımların asgari ücretin üçte birinin altında kalmamasına yönelik düzenleme yapılarak otomatik bir yüksek oranlı artış gerçekleştirildi. Engelliler için verilen evde bakım desteği, ihtiyaç sahibi ailelere verilen mali desteğin olduğu Aile Destek Programına hem ödenekler artırıldı, hem de ödeme tutarları yükseltildi.
Doğalgaz indirimi
■ Seçimlerin iyice yaklaştığı ortamda Karadeniz’de keşfedilen doğalgazın üretilebilen ilk kesiminin şebekeye verildiği açıklandı. Bu gelişmeyle birlikte 1 aylık ücretsiz doğalgaz verilmesi yanında, 1 yıl boyunca hanelerde mutfak ve sıcak suda kullanılan doğalgazda indirim uygulanacağı da açıklandı. Ayrıca işverenlerin çalışanlarına doğalgaz ve elektrik yardımı yapması halinde bunu gelir vergisinden düşebilmesi, yemek yardımlarının da vergisinin azaltılmasına yönelik düzenleme yapıldı. 2022’nin son çeyreğinden bu yana çeşitli destek programlarında da artışlar yapıldı. İhtiyaç sahibi ailelere verilen, doğalgaz ve elektrik tutarları artırıldı.
ÇİFTÇİ, ESNAF VE KOBİ’LER
KOBİ kredileri 7 kat arttı
■ Son dönemde iş dünyası krediye erişimde sıkıntılar olduğu yönünde şikayette bulunsa da Türkiye’de krediler hızlı bir genişleme izliyor. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2023’ün ilk enflasyon raporunu tanıtırken, 2022’de ticari kredi kullanımının önceki yıla göre tutar bazında 5,5 kat daha fazla gerçekleştiğini ve bunların içinde KOBİ’lerin kullandığı kredinin ise yine aynı dönemde 7 kat arttığını açıkladı. Türkiye ayrıca Merkez Bankasınca verilen yatırım kredisinde de genişleme yaşıyor. Merkez Bankası’nın Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi tutarı da 111,47 milyar TL’ye ulaştı. Bu programda ayrılan tutar ilk başta 100 milyar TL’si sanayi, 50 milyar TL’si turizm olmak üzere 150 milyar TL olarak belirlenmişti. Şirketler kesimine yönelik düzenlemelerden biri de Hazine Destekli Kredi Garanti Fonu aracılığıyla yapılan kredi paketi oldu. Uygulamaya giren paketle 50 milyar TL’si, emeklilik yaş düzenlemesine bağlı olarak oluşan kıdem tazminatında kullanılmak üzere 250 milyar TL’lik bir kredi paketi açıklandı.
Çiftçi desteği öne çekildi
■ Daha önce yıl içinde ekim dönemlerine denk getirilen çiftçilerin önceki yıla ait destekleri 2023’te Şubat ayından itibaren ödenmeye başlandı. 11 ayrı kalemdeki bu ödemelerden 2,5 milyon çiftçi yararlanıyor. Çiftçilere 2022 yılında yapılan bir başka düzenleme ise elektrik borçlarına ödeme kolaylığı ve yıllık elektrik bedellerinin üç aylık dönemsel olarak ödenmesi imkanı tanınması olmuştu.
Yapılandırma yasası
■ Türkiye, depremin finansmanına yönelik tartışmaların sürdüğü bir ortamda Mart ayında bir kez daha vergi, sosyal güvenlik ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması yasa tasarısını kabul etti. Geniş kitleleri ilgilendirmesi bakımından, trafik ve kamuya yatırılması gereken bireysel harç ve verilerin tamamı yasa kapsamında faiz bakımından affedildi ve kalan tutarlar da taksitlendirme imkanı sağlandı. İşveren tarafında ise yine faiz ve cezaların silinmesi, ana paraların ise taksitlendirilerek ödenmesine imkan sağlandı.
Esnafa vergi desteği
■ Yine esnafa yönelik bir dizi düzenleme de peş peşe geldi. Pazarcı esnafı, seyyar bayiler gibi küçük ve mikro düzeyde iş yapanlara ciddi avantaj sağlayacak şekilde basit usulde vergi mükellefi olma hakkı sağlandı. Yine esnafa yönelik ilk kez ticari araç satın alacaklarda belirli araç gruplarında ÖTV alınmaması uygulaması ilan edildi.
GENÇLER
Bilgisayarda vergi indirimi
■ Seçimde ilk kez oy kullanacak gençlere yönelik mesajlar öne çıktı. Geçmişte hem iktidar hem muhalefet, bilgisayar, cep telefonu gibi cihazların ilk kez edinimlerinde vergi avantajı sağlama sözü verdiler. Kemal Kılıçdaroğlu buna ilk otomobil alımının ÖTV’siz olmasını da ekledi. Yakın dönemde ise hükümet üniversite öğrencilerinin bilgisayar ve cep telefonu alımlarında bir defaya mahsus ÖTV alınmaması ile aylık 10 GB internet verilmesi yönünde vaadini açıkladı.
Üniversite öğrencilerinin kredi borçları
■ 2022 sonunda gündeme gelen üniversite öğrencilerinin harç ve kredi borçlarının yükselen faizler nedeniyle olağanüstü artışı siyasetçilerin vaat yarışına neden oldu. Sonuçta, hükümet bu borçların faizlerini tamamen silme yönünde bir karar aldı.