Yener KARADENİZ
İSO 500’ü değerlendiren İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Türk sanayicisinin iç ve dış pazarda yaşanan sorunlara rağmen; 2022 yılında da Türkiye’nin büyüme ve kalkınmasına ön saflarda katkı verdiğini söyledi. İSO 500 verilerinin, sanayicilerin Türkiye’nin geleceğine olan inancının bir göstergesi olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “Bu inancın ve azmin azalmadan devam edebilmesi için sanayicimizin en büyük ihtiyacı; finansal istikrardır. Sürdürülebilir ve nitelikli büyüme için gerekli olan finansal istikrarın yeniden tesisi doğrultusunda atılan adımları önemli buluyoruz” dedi. “Orta Vadeli Programı” çok önemsediklerini dile getiren Bahçıvan, “Programın başarısının, ülkemizin uzun süredir ihtiyaç duyduğu dış kaynak akışını sağlayacağına inanıyorum. Bu kaynak akışının teknolojiye dayalı, nitelikli yeni sanayi yatırımları ile buluşturulması en büyük dileğimiz” diye konuştu.
Soruları cevaplayan Bahçıvan, AB gibi temel pazarlarda daralma yaşanırken içerde ise tüketimi kısmaya yönelik uygulamaların, sanayiciyi zorlayacağını söyledi. Bahçıvan, “AB gibi temel pazarlarımızda daralma var. Bir taraftan da iç pazarda enflasyon ile mücadele kapsamında tüketimi kısmaya yönelik kararlar alınıyor. Önümüzdeki dönemde bunların sonuçlarını daha net göreceğiz. İçeride kabul etmemiz lazım ki enflasyonun yaratmış olduğu ciddi bir tahribat var. Tahribat ne kadar güçlü ise onun tadilatı da o kadar güçlü bir sabır, emek ve performans gerektiriyor. O nedenle tadilat dönemi zorlu olacak. Bütün bu gerçekler ışığında 2023’te sanayi performansının 2022 kadar canlı olmayacağını söyleyebilirim” diye konuştu.
Yatırıma dönük kredi azaldı
Yatırıma dönük uzun vadeli kredilerin azaldığını belirten Bahçıvan, “Arzu ederdik ki uygulanan politika biraz daha yatırım ve kalkınma amaçlı krediler olsun. Ama bunun yeterli olmadığını görmekteyiz. Aynı eğilim devam ediyor. Uzun vadeli borç bulunmuyor. Zaten şu anda temel problem başlanmış yatırımların devamı noktasında yaşanan finansal sorunlar. Geçen sene arazi aramasında çok sıkıntı yaşandı, OSB’lerde yer kalmamıştı. Ama bu yatırımların belli noktaya gelmesinde finansman konusunda sıkıntı yaşanıyor. OVP’de de ele aldığımız konu buydu. Sanayiye dönük uzun vadeli yatırım kaynaklarının ayrıştırılması ve kaynakların doğru şekilde kullanımını sağlamak önemli. Daha güçlü bir model oluşturulması altını çizdiğimiz bir konu idi. Yoksa mevcut finansman yapısı ile yatırımların devam etmesi hatta başlaması mümkün değil. Finans değer zinciri belli sektörlerde bazı sektörel sıkıntılar oluşturabilir.”
Finansal istikrar olmadan fiyat istikrarı olmaz
Finansal istikrar konusunda gelen soruları da cevaplayan Erdal Bahçıvan, “Finansal istikrarı kaybedince hemen ardından da fiyat istikrarı kaybediliyor. Fiyat istikrarının sağlandığı dönemleri de istikrarsızlığın olduğu dönemleri de gördük. Onun için mutlak suretle finansal istikrarı sağlamadan fiyat istikrarını oluşturmak mümkün değil. Bu konu tek boyutu ile firmaların üzerinden değerlendirerek çözümü bulunacak bir konu da değil. Bu bir yapısal sorun. Türkiye’nin eğitim sistemi, üniversitelerin eğitim kalitesi ile reel sektör ile aralarındaki ilişkinin geliştirmesi ile ilgili” dedi.
“FIRSATÇI BANKALAR TEŞEKKÜRÜ HAK ETMİYOR”
Finansman sıkıntısı noktasında bankaların tutumunu değerlendiren İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Anlayış içinde olan, beraber çalıştığı sanayi firmasını bir iş ortağı olarak görüp zor anında onunla birlikte çözüm arayan her bankaya teşekkür ediyoruz. Ancak o zorlukları bir fırsata çevirip şemsiyeyi hemen kapatan bankaların da teşekkürü hak ettiğini düşünmüyoruz. Teşekkürü hak eden ile etmeyenleri ayırmak gerekiyor” dedi. Kur korumalı mevduat ile ilgili de konuşan Bahçıvan, “Herhalde kur korumalı mevduatı seçenler de bize teşekkür etme noktasında. Bu ülkenin kaynaklarının çok önemli bir bölümünün oradaki tasarrufa ayrılması noktasında bir teşekkür isteme noktasındayız” şeklinde konuştu. Bundan sonraki dönemde istikrarlı bir iyileşme ve sürdürülebilir finansman kalitesinin en önemli beklentileri olduğunu vurgulayan Bahçıvan, geçici ve belli dönemlere dayalı iyileşmelerin sanayicilere bir fatura çıkardığını belirterek 2023’te de bunu 2023’te de görmeye başladıklarını dile getirdi.
“YABANCI İŞÇİ ÇALIŞTIRMA KONUSUNDA MESULİYET ALAMAYIZ”
Yabancı işçi tartışmalarına da değinen Erdal bahçıvan, sadece emekten rekabet gücü yaratma adına demografik ve sosyolojik yapıyı bozacak, tehdit altına alacak ve toplumun yapısını değiştirecek bir oluşuma İSO olarak karşı olduklarını vurguladı. Türkiye’nin sanayisinde nitelik, akıl ve değer katacak olan yabancı işçiler konusunda sıkıntı olmadığını belirten Bahçıvan, “Nitelik getirmeden sadece emeğe dönük boyutuyla yabancıların ekonomiye destek katmasını doğru bulmuyoruz. Böylesi bir gidişatın Türkiye’yi sonu olmayan bir dehlize götürme riski var. Bu tarz uygulamalar gelecek nesilleri de yük altında bırakır. Ancak tekrar söylüyorum, değer yaratacak, birikim ve tecrübe kazandıracak iş gücünün desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bunun önünün açılması noktasında mesuliyet alamayız” diye konuştu.
EN YÜKSEK ARTIŞ ORTA-DÜŞÜK TEKNOLOJİDE
Teknolojinin yoğunluğuna göre yaratılan katma değer açısından bakıldığında 2022 yılında en yüksek payı yüzde 37,7 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörlerin aldığı görülüyor. Bu grubun payı bir önceki yıla göre 5,3 puan artmış. Buna karşılık düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı 4,4 puan düşüşle yüzde 28,9’a, ortayüksek teknolojili sanayiler grubunun payı 1,1 puan düşüşle yüzde 27,2’ye gerilemiş durumda. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 0,1 puan artışla yüzde 6,2 olsa da yapısal bir değişime işaret etmekten uzak bir görünüm sergiliyor. Yaratılan katma değerin teknoloji yoğunluğuna baktığımızda, özellikle son yıllarda düşük teknolojiden orta-düşük teknolojiye doğru bir kayma dikkat çekiyor. Ama orta-düşükten ortayüksek teknolojiye, ortayüksek teknolojiden yüksek teknolojiye geçişte ise patinaj söz konusu.
AR-GE YAPAN ŞİRKET SAYISI AZALDI
İSO-500’de Ar-Ge harcaması yapan kuruluş sayısında 2013’ten itibaren görülen kademeli artışın, 2018’den sonra durağanlaştığı görülüyor. 2021’de 265 olan Ar-Ge yapan kuruluş sayısı, 2022’de 260’a geriledi. Bu şirketlerin 2022 yılında yaptıkları Ar-Ge harcamalarının toplamı 16 milyar TL’yi aştı. Bu durum 2021’e göre yüzde 80’nin üzerinde bir artışa işaret etse de, sanayi kuruluşlarının satışlarının giderek daha küçük bir bölümünü Ar-Ge harcamalarına ayırdığı görülüyor. Zira 2018’de yüzde 0,58 olan Ar-Ge harcamalarının üretimden satışlar içindeki payı 2021’de yüzde 0,44’e, 2022’de ise yüzde 0,36’ya düştü.
500 BÜYÜK SIRALAMASINDA ÖNE ÇIKANLAR
● Listede özel kuruluşların sayısı 491 olurken, kamu kuruluşlarının sayısı 1 adet artarak 9’a yükseldi.
● Tüpraş, üretimden satışların yanı sıra, en fazla katma değer yaratan, en fazla kar eden ve en fazla ihracat yapan kuruluş oldu.
● 2021’den 2022’ye İSO 500’e yeni giren firma sayısı 65 olurken, 50 kuruluş geçen seneki İSO İkinci 500’den yükseldi. 435 firma ise her iki yılda da İSO 500 sıralamasında yer aldı.
● İSO 500’ün sanayi sektörü katma değeri içindeki payı yüzde 21,7; GSYH içindeki payı yüzde 7,2 ile son yılların en yüksek düzeyine ulaştı.
● Yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı1 adet azalarak 108 ile en düşük seviyeye indi.
● 2017-2021 döneminde 65- 69 bandında olan halka açık kuruluşların sayısı 7 adet artarak 73’e çıktı.
● 2022 yılında İSO 500’ün istihdamı yüzde 4,1 artarken, ödenen maaş ve ücretlerdeki artış yüzde 85,7 oldu.
● İSO üyesi kuruluşların sayısı 2022 yılında 6 adet azalarak 152 oldu. İstanbul dışındaki sanayi daha yüksek performans sergiliyor.
● İSO 500’ün ihracatı 2022 yılında yüzde 14,1 artarak 97,9 milyar dolar ile rekor düzeye ulaştı.
● Özkaynaklar yüzde 123,8 oranında artarken, bu artış yüzde 83,4’lük toplam bilanço büyümesinin üzerinde gerçekleşti.
● Borçlardaki ivme kaybına karşın özkaynaklardaki artış kaynak yapısında iyileşme sağladı. borçların payı yüzde 70,7’den yüzde 64,3’e gerilerken özkaynakların payı yüzde 29,3’ten yüzde 35,7’ye çıktı.
● İSO 500’de 2022 yılında yaratılan katma değer içerisinde en yüksek payı yüzde 37,7 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörler aldı.
● Düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı 4,4 puan düşerek yüzde 28,9’a geriledi.
● 2022 yılındaki koşullar doğrultusunda varlık devir hızı 1,09’dan 1,34’e çıktı.