Mehmet KAYA
Ekonomi bürokrasisinin üst düzey görevlerinde bulunmuş, 1999 depremi ve sonrasında da ekonomi yönetiminde yer alan EKONOMİ yazarı Nevzat Saygılıoğlu, seçici bir servet vergisinin konulmasının yararlı olacağını söyledi. Türkiye’de, menkul değerlere ya da nakit varlıklara yönelik belirlemenin pek mümkün olmadığını belirten Saygılıoğlu, ticari varlıklar ve gayrimenkul varlıklarına dayalı bir servet vergisi salınmasının kamuoyunca da kabul edileceğini anlatarak, “Son dönemlerde Türkiye’de ciddi bir servet transferi, servet el değiştirmesi oldu. Bu dönemde, para kazananlar zekâtını bile verse çok büyük kaynak, Türkiye bu beladan kurtulur” dedi. Batı örneklerinde, borsa, nakit varlık gibi şahısların bu türden varlıklarının da servet vergisine konu edilebildiğini ancak Türkiye’de şahsi nakit ve benzeri varlıkların evlerde kayıt dışı tutulabildiğini vurgulayan Saygılıoğlu, bu nedenle ticari varlıklar ile gayrimenkul üzerinden vergi alınmasının daha gerçekçi olacağının altını çizdi. Saygılıoğlu, “Servet vergisi konusu, iki türlü düşünülmesi gereken bir konudur. Birincisi düzenli yükümlülük dediğimiz, ticari varlıklar… Net Aktif Vergisi gibi vergiler düşünülebilir, muhtemelen düşünürler. Ancak buna da sektörel bakmak gerekir. Çünkü batanlar, zor durumda olanlar, bir de ihya olanlar var. Bu durumlara göre selektif, ticari varlık, ticari servet vergisi veya değerli konut vergisinin daha efektif şekilde, özel varlıkların vergilenmesi gibi unsurlara bakılabilir” dedi.
Felaketten ders çıkarıp daha şeffaf bir yapı kurulabilir
Türkiye’nin çok büyük bir felaket yaşadığını, buradan ekonomik yönden de bir ders çıkararak, gelir ve harcamaların daha şeffaf olduğu, daha kapsayıcı bir yapının oluşturulmasının da büyük fayda sağlayacağını kaydeden Nevzat Saygılıoğlu, “Ne yazık ki ülkemiz yolsuzluk algısında 100 üzerinden 36 puanla 97. Sırada… Keşke mümkün olsa da bu durum fırsata çevirilse…” diye konuştu. Nevzat Saygılıoğlu, TBMM’ye sunulan vergi ve kamu borcu yapılandırmasıyla gelirden vazgeçildiği bir ortamda, yeni vergi salınmasının çelişkili görüleceğinin hatırlatılması üzerine, bunun temelde bir çelişki olmakla birlikte, vergi salınan kesimlerin, yapılandırma öngörülen kesimlerle farklılığı durumunun söz konusu olabileceğini kaydetti.