Güldağ: DoğrusuüMerkez Bankası’nın 50 baz puanlık bir faiz indirimi oldu. Yaparsa 150-200 baz puan yapar diye düşünenler çoktu. 50 baz puanlık indirime bir izah getiremedi piyasa…
Ağaoğlu: Açıklamayı okuduğum zaman içine ‘asrın felaketi’ girmiş. Faiz indirimini bu çerçevede açıklamak için kullanılıyor.
Güldağ: Zaten 9’du faiz, 8,5’e inmesi ne değiştirir?
Ağaoğlu: Dediğin gibi 200 baz puan falan değil, 500 baz puanla yüzde 4’e ya da 3’e indirelim.
Güldağ: Deprem bölgesinde manzara ağır. Sorun büyük. Bankaların 6 aylık kredi ertelemesi önemli ama yetmez diyor iş insanları. Daha çok bireysel ve esnafa dönük yapıldığını söylüyor. Belli miktarların üstünde muğlaklık var. Kahramanmaraş’ta en çok hasar görmüş fabrikalardan birine İskur’a gittik, başsağlığına ve geçmiş olsuna, bir çok sanayici de oradaydı, dediler ki, “Bankalar Birliği’ne, Alparslan Çakar’a teşekkür ediyoruz. Sürekli aradı sordu sağolsun. Neye ihtiyacınız var, destekleyelim diye”.
Ağaoğlu: Üreten kesimin sorunlarını acilen çözmek lazım…
Güldağ: Buna çalışılıyor anlaşılan. Ancak, kulaklarımızla işittiğimiz, kredisinin vadesini ötelemek isteyen iş insanları yeni faizlerle ve yüksek temdit komisyonları ile karşı karşıya…
Ağaoğlu: Temdit komisyonu ve diğer faizlere rağmen finansmana ulaşabilenlerin sayısı kısıtlı. Şimdi deprem bölgesine belirli öncelik veriliyor ki, tartışmasız doğrusu bu. Ama “Gelin biz bu işi başka türlü halledelim” diye önereceğim. Olması gereken yeknesak bir faiz oranı. Merkez Bankası ya da kamu bankalarına görev zararı yüklemek doğru değil. Merkezi bütçede çözülecek. Devlet, bölgeye faiz veya diğer desteklerle bir maliyeti üstlenecek. O da tüm kamunun üzerine yüklenecek. Hepimiz de bunu biliyor olacağız. Doğru yöntem bu.
Güldağ: Oysa biz hala tabelada kalmış bir faizle uğraşıyoruz.
Ağaoğlu: Bunu söylemekten yoruldum ama 1986 yılından beri piyasalarda olan birisi olarak kredi faizlerinin mevduat faizinin altında kaldığı bir dönemi hatırlamıyorum. Bu dönemin bu kadar uzun sürdürülmesi sağlıklı değil. Tabela faiziyle işgören faizinin de arasının bu kadar açıldığını çok fazla görmedim. Deprem bölgesinde temditte bile komisyon alarak, ancak ve ancak maliyetlerini bir miktar krediye yansıtabiliyorlar. Şu faiz yaklaşımıyla, aslında deprem bölgesine bile yardımcı olamayacağız. Nasıl yardımcı olacağımızı bile bilmeyeceğiz. Kime nasıl yardımcı olacağımızı ölçemeyeceğiz. Yani her şeyimiz mi faiz diyeceksin. Hayır ama bütün hesabı denkleştirdiğimiz yer faiz!
Güldağ: Deprem bölgesine giderken, Eskişehir’de iş dünyasının kanaat önderleri ile görüştük. Oraya da 20 binin üzerinde depremzede gelmiş. Var güçleriyle yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ama finansmana erişim neredeyse kalmadı diyorlar. Biz artık bankacılarla sadece deprem üzerine konuşuyoruz. Bize sunabildikleri hiçbir ürün yok diyor.
Ağaoğlu: Böyle bir durumda 50 baz puan faiz inmiş, inmemiş…
Güldağ: Şimdi KGF dağıtılıyor deniyor, dağıtılıyor da, gel gör ki, sahada olan bankaların yetkilileriyle konuştuğunda gerçek boyut farklı. Geçen sanayici birbirine soruyor, ‘sen KGF alabildin mi’ diye yazınca, yetkililer aradı, dediler ki, “Biz veriyoruz. Ama bankanın merkezine gönderiyoruz. Şubelere ulaşması zaman alıyor olabilir.” Ben de sahadaki bankacılarla konuştum. Onlar da diyor ki, “Biz vermeye çalışıyoruz ama mesela bizim bankanın bu bölgede 50 şubesi var. Bölgeye gönderilen toplam para belli. Her şubeye 5’er milyon göndersek, o şubede KGF bekleyenleri düşün, çarp böl müşteri başına düşen para kimsenin işini görmüyor. Biz eskiden bir müşteriye 50 milyon verirdik gerekiyorsa. Şimdi verebildiğimiz bilemedin 1 milyon. Piyasada anında buharlaşıyor o para.
Ağaoğlu: Ulaşabilen, memnun olanlar vardır mutlaka. Ancak, onları da örnek göstererek sanki geniş kesimler ulaşabiliyormuş gibi göstermek doğru değil. Ortalama etki olarak bakıldığında, kızgın sacın üzerine damlayan bir damla su gibi buharlanıp gidiyor gibi görünüyor. Önce sacı soğutacak, sonra içinde su birikmesini sağlayacak bir yönteme gitmesi lazım.
Bankalara milyarlık fatura akışı bozuyor
Güldağ: Türev, spot, piyasadaki döviz işlemlerini netleştirme raporlarında uyumsuzluk olduğu gerekçesiyle 1 milyar liraya yakın bir ‘ek fatura’ kesildi.
Ağaoğlu: Eski bir bankacı ve şu anda bankalarla sıkça çalışan birisi olarak, otoritenin yaptığı düzenlemelere uymak için ciddi bir özen gösterildiğini görüyorum ve yaşıyorum. Tabii bazı şeyler atlanabilir. Çünkü bahsedilen düzenlemelerin hepsi çok ciddi dijital altyapı gerektiriyor. Ama bankacıların bunu hazırlayacak vakti bile yok.
Güldağ: Türev, spot piyasa derken…
Ağaoğlu: Sadece orada değil, TL kredi kullanımlarında, döviz alımlarında da… Onlarca, yüzlerce düzenleme geldi. Hangi birine dijital altyapı yapacaksınız? Hakikaten zorlayıcı şeyler…
Güldağ: Nedeni insan hatası mı?
Ağaoğlu: Hatalar olabilir ama kasıt demeyelim hemen. Öte yandan, bankacılık geçen yıl çok kar etti biz buradan yavaş yavaş tırtıklayalım mantığı varsa, yapmayın etmeyin. Kendi kendimize sıkıntı yaratıyoruz. Döviz ödemelerinde veya döviz tarafında sıkıntı var ki, Merkez Bankası bu kadar hassas davranıyor gibi bir imaj da oluşuyor. Bu kadar zorlarsanız, durumdan endişe etmeyen de ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ diye endişe eder hale gelebiliyor. Bankacılık, kurumsal olarak elimizdeki en sağlam sektörlerden biri. Bu kadar çok hırpalamayalım. Bu 1 milyarlık faturaya baktığınız zaman 50 milyon dolar yaklaşık. Büyüklükleri düşünüldüğünde alana çok fayda değil, verene çok zarar değil. Ama akışı bozuyor. İş akışlarını bozmayın, çünkü hepimize lazım. Anlık önlemler fayda yerine zarar getiriyor.
Fed’den bir iyi, bir de kötü haber
Güldağ: Emtia tarafına bakacak olursak petrol fiyatlarında aşağıya bir hareket var bizi olumlu etkileyebilir mi?
Ağaoğlu: Emtia tarafına bir de Euro’yu ekleyeyim. Çünkü petrol tarafında iyi haber ama Euro tarafında bir kötü haber var Türkiye açısından. Hepsinin de sebebi Fed. Fed’in yapmış olduğu son açıklama, özellikle yazılı taraftan gelmesi önemli, Bütün emtia blokunu aşağı indirici etki yarattı. Çünkü Amerika’daki faizler daha yükselecek, o yüksek seviyede daha uzun süre kalacak endişesi yarattı piyasada. Bu borsa taraflarını da etkiledi. 4100’ü aşmış S&P, tekrar 4000’lere geri geldi. Petroldeki yeni fiyat seviyesinde iki önemli etkenden birisi Çin tarafında talep artışının beklendiği kadar olmaması. Ama asıl neden Fed’in etkisi. Fed’in etkisi 1,821’e düşmüş altında ve 21,18’e düşmüş gümüşte de görülüyor ama pariteye dikkat etmemiz gerekiyor. Euro tarafında 1,0650’nin altında 1,0645 önemli seviyeydi hatırlarsan. Şimdi 1,0585’lere indi.
Güldağ: Haberler petrolden iyi, pariteden kötü gelmeye devam eder mi?
Ağaoğlu: Petrolde hem Fed, hem Çin tarafından kaynaklanan bizim açımızdan pozitif diyebileceğimiz bir dönemdeyiz. Ben petrolün 75’li dolarlara kadar inebileceğini düşünüyorum bu son gelişmelerden sonra. Eğer Rusya-Çin işbirliği gelişir, Rus petrolü Çin’e akarsa, Çin’in diğer taraflardan yapmış olduğu petrol alımları azalacağı için orada bir arz fazlalığı diğer piyasalar için fiyatı az çok Rusya sayesinde dengeleyici etkisi bir parça daha gündeme gelecektir.
Güldağ: Peki Euro/dolar paritesinde nasıl bir noktaya doğru gelinir?
Ağaoğlu: Euro’da 1.1250 seviyesine kadar geliriz diye düşünüyordum ama tek hamlede olmazdı. Tek hamlede olmuyor, şimdi bir düzeltme dönemindeyiz. Düzeltme döneminin biraz uzun sürme ihtimali var. Çünkü, evet Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde da açıkladı; 50 baz puanlık bir faiz artışı yapacaklar. Sonra bakacaklar… Eğer ikisi birden 50 yaparsa Euro lehine gelecek olan avantaj ya az etkili olacak veya belki Euro bir çıt daha artacak. Ancak bu denge ileride Euro lehine değişebilecek gibi görünüyor. Şimdilik bununla ilgili ipucu olmadığı için piyasa bir miktar düzeltmede devam ediyor. Bu düzeltmenin biraz daha hızlanması ve hatta ve hatta 1,05’lerin altına düşmesi, 1,0352’lere kadar, 1,0350’lere kadar bir düzeltme olabilir. Ama bu bir düzeltme. Orada anlaşalım. Çünkü geldiğimiz yer 0,96’lardan başlayan 1,11’lere giden bir hareket. Bunun majör bir düzeltmesi olması doğaldır. 1,0350’lere kadar Euro’nun değer kaybı söz konusu. Nasıl petrol Fed nedeniyle aşağı iniyorsa Euro da aynı sebepten dolayı, dolar talebinin faizler nedeniyle daha yukarıda olacağı düşüncesiyle, Euro 1,0350’lere kadar gelebiliyor. Bu birbirlerini olumlu ve olumsuz dengeleyici unsur. Euro’daki hareket biraz daha Lagarde’nin söylemleri sertleşir de öne çıkarsa yeniden 1,1250 düzeyleri görülebilir. ING’nin raporunda 1,15- 1,16 vardı ben ona inanmıyordum ama oraya kadar bir hareket olmasa da tekrar 1,11’lere 1,12’lere gelmesini bekleriz. Ancak bu galiba yılın üçüncü veya dördüncü çeyreğine sarkacak olan bir hareket gibi görünüyor.