Mehmet KAYA
Türkiye’de ikinci basamak emeklilik sistem inin getirilmesi ve buna kıdem tazminatının da dahil edilmesi yönündeki tartışma yeniden başladı. Orta Vadeli Programda 2024 son çeyreğinde zorunlu ikinci basamak emeklilik sigortasının başlayacağının açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın bu sisteme kıdem tazminatı fonunun da eklenmesine sıcak bakacaklarını belirtmesine, işçi kanadı geçmişe kıyasla daha yumuşak bir açıklama yaptı. İşveren kanadı ise ilave prim yükü oluşturulmadan bir çözüm bulunması, hatta kıdem tazminatının bir yıla bir ay olan süresinin kısaltılmasını talep ediyor.
Hükümet, kıdem tazminatının da dahil olacağı şekilde yeni bir emeklilik sistemi ve buna bağlı fon oluşumunu denemeye hazırlanıyor. Bu konudaki çalışmalar 2007’de başlamış ve bazı denemelere rağmen özellikle işçi kesiminin tepkileri nedeniyle rafa kalkmıştı. Özellikle kıdem tazminatının fon biriktirmeye dayalı bir sisteme dönüşmesi yönünde bazı hedefler konsa da resmi bir düzenleme taslağı ya da müzakere hiçbir zaman ortaya çıkmadı. İkinci basamak emeklilik için ise 2020’de bir taslak hazırlanmış ancak yine resmi olmadan basın aracılığıyla tartıştırılmıştı. O dönemde çalışmanın adının “tamamlayıcı emeklilik sistemi” olduğu belirtilmişti.
Tamamlayıcı sigortada ‘zorunlu katılım’ sorunu
Orta Vadeli Programa tamamlayıcı emeklilik sistemine yönelik madde eklenmesinin ardından konu bir kez daha gündeme geldi. Sisteme yönelik çeşitli unsurlar dile getirilse de ana unsur olarak fon biriktirmeye dayalı, zorunlu katılımlı bir yapı öngörülüyor. Zorunlu katılım olduğu için yeni işe girecek herkes yanında, halen çalışmakta olanların da bu sisteme dahil olması gerekecek. Sisteme kıdem tazminatının da dahil edilmesi halinde, halen çalışanların haklarının nasıl korunacağı yanında, prim yükünün ne olacağının da çözülmesi gerekecek.
Tartışmanın başlamasının ardından TÜRK-İŞ yönetim kurulu bir açıklama yaparak kıdem tazminatı tartışmasının işçide endişe yarattığını belirtti. Açıklamada, ana amacın fon biriktirme olduğu belirtilerek kıdem tazminatı hakkını aşındıracak her türlü düzenlemeye karşı oldukları belirtildi. Buna karşılık, açıklamanın genel tonunun önceki açıklamalara kıyasla yumuşak olması dikkat çekti. TÜRK-İŞ’in kıdem tazminatının hak kaybı olacak şekilde değiştirilmesi halinde genel grev çağrısı yapacağına dair genel kurul kararı bulunuyor.
“1 yıla 1 ay” işçinin kırmızı çizgisi
İşçi konfederasyonlarından TÜRK-İŞ ve DİSK kıdem tazminatının değiştirilmesine yönelik düzenlemelere karşı olduklarını daha önce açıkladılar. HAK-İŞ ise herhangi bir kazanılmış hak kaybı ve 1 yıl için 1 aylık ücretin geriletmesi olmadan, işçinin mevcut kazanımlarını koruyacak şekilde bir düzenlemeyi müzakere edebileceğini açıklamıştı. İşveren tarafı ise özellikle yargı öncesi uzlaştırma düzenlemesinin çıkmasının ardından, 1 yıl için 30 güne karşılık gelecek bir prim yükünün fazla olacağını belirterek düzenlemeye karşı çıkıyor. Resmi olarak dillendirilmese de kıdem tazminatı aynı zamanda işyerinde kalış nedenlerinden biri olması nedeniyle de önem taşıyor.