Ülkemizde kurumların vergilendirilmesinde iki aşamalı bir vergilendirme sistematiği öngörülmüş durumda. Kurumlar yıllık kazançları üzerinden kurumlar vergisi ödedikten sonra elde etmiş oldukları karı dağıttıklarında, bu kar payını alan gerçek kişiler ayrıca menkul sermaye iradı mükellefi olarak vergilendiriliyor. Gerçek kişilerce elde edilen menkul sermaye iradı üzerinden dağıtım aşamasında halen %10 gelir vergisi tevkifatı yapılmakta. Elde edilen menkul sermaye iradının yarısı gelir vergisinden istisna, şayet kalan tutar 2022 yılı için 70.000 TL’yi geçiyorsa Mart 2023 ayı içerisinde gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekiyor. Artan oranlı gelir vergisi tarifesi üzerinden hesaplanacak gelir vergisinden kurum bünyesinde yapılan gelir vergisi tevkifatının tamamının mahsup edilmesi mümkün. Başka bir geliri dolayısıyla beyanname vermek durumunda olmayan bir gerçek kişinin 2022 yılında bu şekilde elde ettiği brüt 185.714,25 TL’ye kadar olan kar paylarının beyanı halinde vergi çıkmayacağını ve bu tutarın altında elde edilen kar payı tutarları için vergi iadesi alınabileceğini belirtelim. Bunun üzerindeki tutarlar içinse vergi ödenecektir.
Hal böyle olunca kurum bünyesinden şirket ortaklarına yapılacak para aktarımlarının kar dağıtımı sayılıp sayılmayacağı ve dolaysıyla vergileme yapılıp yapılmayacağı önemli hale geliyor. Kurum ortaklarının işletmeye koydukları sermayeyi sermaye azaltımı yoluyla geri almaları halinde bunun kar dağıtımı sayılıp sayılmayacağı bu çerçevede uzun süredir tartışılan bir konuydu ve yasal mevzuatımızda bu yönde bir düzenleme yoktu.
Geçtiğimiz yıl sonunda Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen 32/B maddesi ile kurumlar tarafından sermayeye eklenen öz sermaye kalemlerinin, sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda, nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespitine ve bu şekilde azaltıma konu edilen sermaye unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin düzenlemede bulunuldu. Yayımlanan 21 Seri Numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği değişikliği ile de uygulamanın usul ve esasları belirlendi.
Buna göre; kurumların öz sermaye kalemleri içerisinde yer alan; yeniden değerleme fonları, sermaye düzeltmesi olumlu farkları gibi bazı hesap kalemleri işletmeden çekildiğinde kurumlar vergisine ve kar payı dağıtımına bağlı vergi kesintisine; geçmiş yıl karları gibi bazı hesap kalemleri ise işletmeden çekildiğinde kar payı dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulmaktadır.
Mükellefler tarafından, öz sermaye kalemleri içerisinde söz konusu hesaplarda yer alan tutar sermayeye ilave edilebilmektedir. Bu bağlamda, sermaye azaltımı yapılması durumunda, sermaye azaltımının sermayeye ilave edilen hangi kalemlerden yapıldığı vergilendirme açısından önem arz etmektedir. Öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi sonrası kurumlar tarafından sermaye azaltılması durumunda, azaltılan bu tutar üzerinden yapılması gereken vergileme işleminde öncelikle dikkat edilecek husus, sermayenin hangi unsurunun ne kadar tutarda azaltılacağıdır. Azaltıma konu edilebilecek sermaye unsurları esas itibarıyla;
I. Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kar dağıtımına/ ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemleri,
II. Sadece kar dağıtımına/ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemleri,
III. Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermaye şeklinde üç sınıfta gruplandırılabilecektir.
Kurumlar Vergisi Kanununun 32/B maddesi uyarınca, öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapılması durumunda, azaltımın yukarıdaki gruplandırmada (I), (II) ve (III) numaralı sınıfl arda yer alan sermaye unsurlarından sırasıyla yapıldığı kabul edilecektir.
Diğer taraftan, bu unsurların sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda ise söz konusu sınıfl andırmalarda yer alan sermaye unsurlarının toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit olunacaktır.
Bu bağlamda, sermaye azaltımına konu edilen sermaye unsurları, vergi kanunları ve özel kanunlarda yer alan ilgili düzenlemeleri uyarınca vergilendirilecektir.