Mehmet KAYA
Türk Metal Sendikası 17. Olağan Genel Kurulu Ankara’da yapıldı. Sendikanın kuruluşunun 60. Yılının da kutlandığı Genel Kurul, yaklaşan seçimler nedeniyle de siyasi mesajlara sahne oldu.
Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Genel Kurulu açış konuşmasında Türkiye’nin en ağır gelir dağılımı sorunlarından birini yaşadığını, emeğin üretilen katma değerden aldığı payın gerilediğini hatırlattı. Ağustos ayından itibaren Türkiye’nin çok sayıda büyük şirketinin dahil olduğu metal işkolu toplu sözleşme görüşmelerinin başlayacağını hatırlatan Kavlak, “Son iki yıldır yaşadıklarımızı kimse aklından çıkartmasın. Küçülen ekmeğimizi, eriyen ücretimizi, sırtımıza yüklenen vergileri, hele hele sürekli çarpıtılan TÜİK rakamlarını kimse aklından çıkartmasın. İşte buradan ilan ediyorum, Öyle bir sözleşme imzalayacağız ki kaybettiklerimizin hepsini yerine koymakla kalmayacağız, bir de üstüne koyacağız. Hakkımızı, kayıplarımızı son kuruşuna kadar alacağız. Bu sözleşme, adına yaraşır bir sözleşme olacak. Çünkü bu sözleşme, Türkiye işçi sınıfı için Cumhuriyet sözleşmesi olacak. Bu sözleşme, Türkiye işçi sınıfının ayağa kalktığı, yeter artık dediği, bir haykırış sözleşmesi olacak, bir direniş sözleşmesi olacak. Bu sözleşme, işçi sınıfının gözbebeği, buzkıran gemisi, Türk Metal’in yiğit üyelerinin zafer sözleşmesi olacak” dedi.
Özgür Burak Akkol: Çalışanımızın hakkını gözetiyoruz
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ve TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol da konuşmasında, işkolunun çalışan refahı açısından öne çıktığını, özel sağlık sigortası, burslar, eğitim ve tatil imkanı ile dünyada ve Türkiye’de ilk olan uygulamalar yapıldığını hatırlattı. İşkolunda sosyal diyalogun güçlü biçimde işlediğini kaydeden Akkol, çalışanların vergi yükünün azaltılması talebine işverenlerin de güçlü destek verdiğini belirtti. Akkol, “İşçi sendikaları büyüdüğü vakit biz de büyüyoruz. İşverenler olarak, MESS ve TİSK olarak, örgütlenmenin yanındayız. Doğru örgütlenmenin, doğru sendikal ve işveren ilişkisinin uzun vadede hem çalışan hem işçi sendikaları hem işveren hem de devlet için doğru olduğunu düşünüyoruz. İşverenlerimize doğru sendikacılığın, işletmeye sahip çıkan ama aynı zamanda işçi haklarını da sonuna kadar savunan sendikacılığın hem ülke için hem de işverenler doğru olduğunu her ortamda anlatmaya gayret ediyoruz. Bu, bundan sonra da böyle olacak” dedi.
Eyüp Alemdar: Örgütlenmenin önemi bir kez daha görüldü
Genel Kurul Divan Başkanlığına seçilen KOOP-İŞ Genel Başkanı, Türk İş Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar da, metal işkolundaki sözleşmelerin, diğer sektörlerde de etkili olduğunu belirterek, bu işkolundaki örgütlenme yüksekliğinin sorunların çözümündeki etkisine işaret etti. Alemdar, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasının ülkeye katkı vereceğinin altını çizdi.
Genel Kurul’dan seçim mesajları da verildi
Genel Kurul konuşmasında yaklaşan seçimlere de işaret eden Bakan Bilgin, Türkiye ekonomisinin “take-off ” aşamasında olduğu bir sırada, iç ve dış baskılarla karşılaştığını kaydetti. Bilgin, “İzmir İktisat Kongresine atıf yapan bir kongre yapıldı. Orada Atatürk hatırasına saygısızlık yaparak yüz yıllık cumhuriyeti bitireceğiz dedi. Onlara şunu söylemek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti yüzlerce yıl yaşayacak. Cinayet örgütünün hiçbir mensubu, onun hiçbir sözcüsü Türkiye Cumhuriyetine söz söyleme haddine sahip değil. Buna bakın. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet kalacak, sizin gibi hadsizlerin varlığını kimse hatırlamayacak” dedi.
100 işçi tulumlu milletvekili
Türk İş Başkanı Ergün Atalay da seçim sürecine değindiği konuşmasında, “Meclis sermayenin kontrolünde. İşçi, emekli ve işsiz, biz bu ülkenin yüzde 65’iyiz. Benim 5-6 parti kadar üyem var. Bana gelip kimse sormadı, ‘TÜRK-İŞ Başkanı milletvekili falan verecek misin?’ diye. Ne iktidarından ne muhalefetinden… Bunun sorumlusu kim? Başta ben olmak üzere burada oturan sendikacı arkadaşlarım. Biz iktidarın ve muhalefetin oy makinesi miyiz? Vergide adalet istiyoruz, taşeron kadroya geçsin diyoruz, Meclis’te 100 tane işçi kökenli, tulum giymiş vekil olsa biz bu sorunların tamamını çözeriz. Biz bu sistemi ne zaman değiştirirsek o zaman emeğin sorunlarını hallederiz” diye konuştu. Seçimlere yönelik bir değerlendirme de yapan Atalay, “Seçimde emek yanlısı kimdir sormak zorundayız. Sormazsak burada sızlanır dururuz. Yanımda Kırıkkale Belediye Başkanı oturuyor, Mehmet kardeşim. Döndüm, ‘Kırıkkale’de kaç şehit var?’ dedim, ‘260’ şehit var dedi. Türkiye’yi böyle bir düşünün, 40 senedir ömrümüzü bitirdiler. O şehitler olmasa, bu salonda oturamazdık. Sandığa gidin istediğinizi yapın, emekten yana olun ama vatan yoksa; sendikada yok parti de yok. Terörle arasına mesafe koymayanlar ile benim problemim var, sizin de probleminiz var mı?” diye konuştu. Türk Metal Başkanı Pevrul Kavlak ise konuşmasında seçimlerin yaklaştığını hatırlatarak, “Seçim kulvarına girdik. Yakında kurulacak olan 67. Hükümetin emekçinin sesini duyması, emeğin hakkını koruması en büyük dileğim. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılıyla birlikte başlayacak olan bu yeni dönemin, emeğin sömürülmediği, emekçinin hakkının yenmediği, özgürce örgütlenebildiğimiz, kendimizi özgürce ifade edebildiğimiz, sebebi olmadığımız krizlerin mağduru da olmadığımız, kısacası insan gibi yaşayabileceğimiz yeni bir süreç olmasını diliyorum” dedi.