Nihat DELİBAŞI/Duygu GÖKSU
Hazırlıkları 8 ay süren ve 7 gündür İzmir’de devam eden İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, dün gerçekleştirilen kapanış oturumu ve kongre sonuç metninin onaylanmasının ardından sona erdi. Sonuç metnine son hali kongrenin hazırlık sürecine katkı koyan çiftçi, işçi, sanayici, tüccar ve esnaf gruplarından 800 delege ve 250 uzmanın oylarıyla verildi.
Oylama töreni öncesinde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bu yolculuğa başlarken 100 yıl önce atalarımızın ilerlediği yoldan ilham aldık. O günün yöneticileri memleketin her yerinden gelen temsilcilere güvenmiş ve onların iradesiyle yeni kurulacak ülkenin ilke ve normlarını belirlemişlerdi. Bu kongrede de mutabakat ve uzlaşma ile ne kadar kuvvetli bir içerik çıkarabileceğini gördük. Biz de güvendik. Bu salonda bulunan her bir kurum temsilcisinin temsil ettiği yüzlerin, binlerin, on binlerin hayallerin, özlemlerini en doğru şekilde yansıtacağını ve böylece en güvenilir ilke ve normların belirleneceğine inandık” dedi.
Kongre katılımcılarının ortak akıl denen kavramın varlığını ve gücünü kanıtladığını söyleyen Soyer, “Bugün hep birlikte bu ülkenin yöneticilerine ders niteliğinde bir kongreye son noktayı koyuyoruz. Siyaset hayatı dönüştürme sanatıysa eğer salonda bulunan her bir temsil, siyaset sanatının en güzel örneklerinden birini ortaya koydu. Daha adil, daha müreff eh, daha özgür ve daha demokratik bir Türkiye mümkün. Verdiğiniz emeklerin ve yarattığınız umudun zerresinin zayi olmaması için her bir sözcüğün gereği yerine getirilene kadar takipçisi olacağım” dedi.
“Dayanıklı toplum için ortak akıl ve işbirliği şart”
‘Çokluğa ve Birliğe Davet’ başlıklı son oturumda konuşan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, krizlere ve afetlere dayanıklı bir ülke olmanın yolunun dayanıklı toplumdan geçtiğini belirterek, “Bu tek başına devlet eliyle yapılabilecek bir şey değil, işbirliği ve ortak akılla hareket etmek gerekiyor. Pandemi, Ukrayna- Rusya savaşı, yüksek enfl asyon ve benzeri küresel şoklar neticesinde Türkiye son 2 yılda çoklu krizlerle karşı karşıya kaldı. Türkiye’nin orta gelir tuzağı gibi orta demokrasi tuzağından çıkması lazım. Ekonomik göstergelerimiz ne kadar iyi olursa olsun, hukukun üstünlüğünü yoksa kalkınma hedeflerine ulaşmamız mümkün değil. Demokrasi, 4- 5 yılda bir yapılan seçimler sonunda çoğunluğu alanın iktidara gelmesi değildir. Anayasal temel haklara mutlaka uyulmalıdır” diye konuştu. Sönmez, geleceğe yönelik fırsatlar karşısında risklerin ve belirsizliklerin artığı bu dönemde esnek, krizlere karşı bağışıklık sistemi yüksek olan üretim gücü ile Anadolu ve KOBİ’lerin önemine dikkat çekti.
İş dünyasının Türkiye hayali
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Özgener ise, iş dünyasının hukukun üstün olduğu, sürekli olarak yükselen, mutlu ve barış içinde bir Türkiye hayalini dile getirdi. Özgener, “Türkiye, bir yandan yeni hedefl er doğrultusunda ilerlerken diğer yandan da bilgi ekonomilerinden beslenen yeni bir üretim kültürü, verimliliği esas alan yenilik odaklı bir sanayi yapısı ve girişimcilik ekosistemini destekleyen entegre politikalar ile bir sonraki çeyrek yüzyıla hazırlanmalıdır” dedi.
Kamu hizmetlerine ulaşım zorlaştı
S.S. İzmir Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer ise, salonda bulunan kooperatif üyelerini sahneye çağırdığı konuşmasında tarımda kadının sosyal haklardan yeterince yararlanamadığını kaydederek, “Siyaset ve sanayide olduğu gibi tarımda da kadının sosyal haklarının kazanılması için çok yol almamış olduğumuzu üzülerek hatırlatmak isterim” dedi. Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Mehmet Balık eğitim, sağlık ve milli güvenlik konusunda tekrar kamucu yaklaşımlara dönülmesi gerektiğini vurgularken, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, eğitim, sağlık, ulaşım hizmetlerinin özelleştirilmesi ile bu alanlara halkın ulaşmasının zorlaştığına değindi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da işçi haklarının temin edildiği bir demokrasi özlemini dile getirerek, işçilerin bu konuda üzerlerine düşeni yapacaklarını vurguladı.