Nihat DELİBAŞI
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, önceki gün gerçekleştirilen Millet İttifakı genel başkanlar buluşması ile devam etti. Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki buluşmada konuşan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün Birinci İktisat Kongresi’nde üzerinde durduğu iki temel ilkenin siyasi ve ekonomik bağımsızlık olduğunu belirterek, bugüne kadar yaşanılan sıkıntıların tekrarlanmamasını esas alan bir sistemi getirme kararında olduklarını söyledi. İktidar sahiplerinin halka hesap vermediği durumlarda demokrasinin işlemeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, kuracakları Ulusal Vergi Konseyi ile toplanan vergilerin nereye harcandığını rapor haline getireceklerini kaydetti.
Hedef çip üreten Türkiye
Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu dışında Kesin Hesap Komisyonu kuracaklarını belirterek, bu komisyonun başkanının da ana muhalefet partisinden olacağını ifade etti. İkinci hedeflerinin “üreten Türkiye” olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “21. yüzyılın ekonomisi artık tarım ve sanayi değil, bilgi ekonomisidir. Hangi ülke bilgi üretirse o ülke hızla büyür ve kalkınır. Bilgi de üniversitelerde üretilir. O nedenle Millet İttifakı’nın iktidarında üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak. Hiç kimse farklı düşündü diye üniversiteden atılmayacak” diye konuştu.
Katma değeri yüksek ürün üretemeyen Türkiye’nin gelişemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “21. yüzyılın Türkiye’sinin temel hedefi bilim, sanayide ve teknolojide çip üreten bir ülke olmaktır. Hedefi yüksek koyacağız ve o hedefe mutlaka yakalayacağız” dedi. Bir diğer hedeflerinin güçlü bir sosyal devlet inşa etmek olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, güzel bir Türkiye’yi demokrasiyle, sosyal devletle yeniden inşa edebiliriz. Herkesin kendisini devletin gölgesi altında hissettiği bir devleti inşa etmek zorundayız.”
“Orta gelir tuzağından, eğitim ve hukukla çıkarız”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise ekonomi için olmazsa olmaz temel kavramların hukuk ve eğitim olduğunu anlatarak, “Eğer eğitim ve hukukta gerekeni yapmazsak bu ülke orta gelir tuzağına düşer demiştik ve maalesef düştük. Bu tuzaktan çıkışın yolu da demokrasi, adalet, liyakat ve eğitimden geçiyor” diye konuştu.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da Atatürk’ün ülkenin 100 yıl nefes almasını sağlayan şartları İzmir İktisat Kongresi’nde ortaya koyduğunu, bugün de aynı başarının yakalanabileceğini ifade etti. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise ülkeyi hesap vermeye hazır olmayanlar yönetiyorsa, dikta ya da otoriterliğin kaçınılmaz olduğunu, iktidarları döneminde siyasi ahlak kanununu mutlaka çıkaracaklarını anlattı.
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale, Türkiye’de son dönemde ortadan kalkan başta eğitim olmak üzere fırsat eşitsizliklerini ortadan kaldıracaklarını anlatırken, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise ekonomik olarak tekrar ayağa kalkmanın yolunun adaletten geçtiğini vurguladı.
“Demokrasi sonuç değil araç olmalı”
Duygu GÖKSU
İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin “Sadakate Davet” temasıyla yapılan dünkü bölümüne katılan Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Keyman, demokrasi olmayınca ekonomik gelişme ve adaletin de sözkonusu olmadığını belirtti. Keyman, “Almamız gereken en temel derslerden biri demokrasi. Bu nedenlerle, demokrasiyi bir sonuç değil araç olarak görmeliyiz. Demokrasiyi artık üzerinde çalışacağımız, koruyacağımız bir sistem olarak görmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
Yeni Avrupa Birliği’nin artık daha çok güvenliğe odaklandığını söyleyen Almanya eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Joschka Fischer ise, “Türkiye’nin konumu gereği sunacak çok şeyi var. Soyut şeylere değil somut şeylere odaklanmalıyız. Türkiye AB hedefinden vazgeçmemeli” diye konuştu.
Artık küresel değer zincirlerinin yeniden yapılanacağını söyleyen TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, kamunun toparlanması, bunun birinci öncelik olduğunu ve ortaklaşmaya dayalı karar mekanizmaları geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Yapılacak projelerde kamu ve halk işbirliğinin önemine değinen eski Devlet Bakanı Murat Karayalçın ise, kamunun da toplumsal tabanlı projelerini o projelerin hedef kitlesi ile ortaklaşa tasarlayıp uygulaması gerektiğini belirtti.