Nihat DELİBAŞI
Temel tüketim maddeleri arasında yer alan et ve sütte fiyat artışının önüne geçilemiyor. Girdi maliyetlerindeki artışı fiyata yansıtamayan süt üreticileri, hayvanları kesmek zorunda kalırken, Ege Bölgesi’nin hayvan borsası Halilbeyli’de karkas etin kilogram fiyatı 180 TL’yi buldu. Kasap ve marketlerin işletme maliyetleri ve kârları dikkate alındığında kıymanın kilogramının 220 TL’yi, kuşbaşı etin kilogramının ise 270- 280 TL’yi aştığı sektörde, süt fiyatları da tartışma konusu olmaya devam ediyor. Ulusal Süt Konseyi’nin litrede 8.5 TL fiyat açıkladığı çiğ sütte maliyet 12 TL’yi aştı.
Halilbeyli Kırsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ahmet Evcim, piyasada büyükbaş hayvan kıtlığı yaşandığını belirterek, Ege Bölgesi’nin hayvan borsası olarak bilinen Halilbeyli’de hayvancılığın besicilikten kurbanlığa döndüğünü söyledi. Evcim, “Piyasada büyükbaş hayvan kıtlığı var. İnekler kesildi. Yetiştiricilik yerini kurbanlığa bıraktı. Günlük kesimler Ödemiş, Bayındır tarafından geliyor. İşler geçtiğimiz yıla göre yüzde 30 azaldı. Hafta başında 170 TL olan karkas et fiyatı hafta sonu 180 TL’ye yükseldi. Fiyat artışı devam edecek” dedi.
“İnekler kesilince, süt üretimi sekteye uğruyor”
Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Söney de tüketicileri daha yüksek et ve süt fiyatlarının beklediğini dile getirdi. Sütün litre maliyetinin 12 TL’yi bulduğunu, Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) ilan ettiği 8.5 TL referans fiyatının üreticiyi zararına satışla karşı karşıya bıraktığını ifade eden Söney, “Günde bir ton süt işleyen üreticinin aylık zararı 30 bin TL. Bu zararı tanzim etmek için inekler kesilince, üretim sekteye uğruyor. Sütteki kriz ete sıçrıyor. Sonuçta süt ve ette kriz oluyor. Önümüz Ramazan, ardından turizm sezonu ve Haziran ayında Kurban Bayramı. Fiyatlar şu an baskılanıyor, süt fiyatı düşürülmeye çalışılırken talep artmaya devam ediyor. Kurban Bayramı’nda eskiden 4-5 kişi ortak şekilde dana keserdi. Böyle giderse 4-5 kişi koça girecek” dedi.
Bugün alınacak bir önlemin piyasada yansıma bulmasının 2 yılı bulacağını savunan Söney, “Üretimi destekleyecek bir model olmazsa sıkıntı artar, her konuyu ithalatla çözemeyiz. Tarım politikası değişmeden ve ıslah çalışması yapmadan konunun çözümü mümkün değil” diye konuştu.
Orta ve uzun vadeli planlama şart
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Emin Kentli ise hayvancılıkta yaşanan krizin yeni bir durum olmadığını söyledi. Sorunun ithalatla çözümünün mümkün olmadığını, fiyatlardaki yükselişin devam edeceğini savunan Kentli, uzun vadeli politikalar geliştirilmesi önerisinde bulundu. Kentli şunları söyledi; “Geçmişte, piyasayı ithalatla dengede tutmaya çalıştık ama sonuçta kesimlik hayvan sayısı yine düştü, üstüne üstlük inekler de kesime gitti. Doların geldiği seviye ve Kur Korumalı Mevduat uygulaması ile döviz kurunun baskılandığı noktada ithalat uygun gözükse de, şu an ithalat yapamaz noktadayız. Zira bugün bir hayvanın bakım maliyeti aylık 3 bin 500- 4 bin TL. Hayvanı aldım, kestim dediğiniz süre en az 8 ay. İthal maliyetine bir de en az 8 ay bakım maliyeti eklendiğinde konunun ithalatla çözümü mümkün değil. Bu ortamda et fiyatlarındaki yükseliş devam edecek. Konu, orta ve uzun vadeli, üretim bazlı tedbirler almadan çözülemez.”