Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı sonrası yapılan açıklamada, Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri (YTAK) Programı’nın, Merkez Bankasının hedefleriyle uyumlu çerçevede tasarlanmasının kararlaştırıldığı ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kredi niteliğindeki dış finansman kaynakları hakkında değerlendirmeler yapıldığı bildirildi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki EKK toplantısı yapıldı. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye Yüzyılında, ülkeyi her alanda daha ileriye taşıyarak gelişmiş ülkeler arasında yer almasının hedeflendiği belirtildi.
Açıklamada, bu anlayışla tüm kurumların işbirliği içinde hazırladığı, beş yıllık yol haritası belirleyen ve 2053 vizyonunu da içeren 12. Kalkınma Planının geçen günlerde Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildiği ve bugün de TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldüğü hatırlatıldı.
Vatandaşların sosyal refahı artırılacak
Para ve maliye politikalarının etkin kullanılmasıyla enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanan açıklamada, yeşil ve dijital dönüşüm ekseninde, rekabet gücü ve verimliliğin artırılmasıyla yüksek katma değerli üretim yapısının sağlamasının ve ihracata dayalı, nitelikli, sürdürülebilir büyümeyle vatandaşların sosyal refahını artırılmasının hedeflendiği ifade edildi.
Açıklamada, depremin yaralarını sararken, ülkeyi deprem başta olmak üzere tüm risklere karşı daha dirençli hale getirmenin planlandığını belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz EKK toplantısında, katma değeri yüksek ihracat potansiyelimizi artırıcı ve cari işlemler dengesinde sürdürebilir iyileşmeyi sağlayıcı yatırımlara yönelik olarak TCMB’nin Yatırım Taahhütlü Avans Kredilerinin (YTAK) genel çerçevesi Kurul tarafından değerlendirilmiş olup uygulama detayları ilgili kurumlar tarafından netleştirildikten sonra kamuoyuyla paylaşılacaktır. YTAK Programının, TCMB’nin hedefleriyle uyumlu bir çerçevede tasarlanması kararlaştırılmıştır.
Uluslararası kuruluşlardan sağlanan kredi niteliğindeki dış finansman kaynakları hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Bu kaynakların taahhüt edilmesinden sonraki süreçte daha etkin kullanımına yönelik yapılabilecek çalışmalar ele alınmıştır.”
“Cari açığı kalkınmanın önündeki yapısal bir sorun olmaktan çıkartacağız”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, cari işlemler açığını Türkiye’nin kalkınmasının önünde yapısal bir sorun olmaktan çıkaracaklarını söyledi. 2024- 2028 yıllarını kapsayan 12. Beş Yıllık Kalkınma Planının Meclis süreci Genel Kurul’da yapılan görüşmelerin ardından tamamlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yaptığı sunumda ihracata dayalı büyüme yapısına erişme yolunda küresel ticaret ekseninde yaşanan değişim ve dönüşümlerin önem taşıdığını belirterek, bu kapsamda bir yandan geleneksel ihracat ürünlerinin katma değerini yükselteceklerini, diğer taraftan da küresel ölçekte hizmet ihracatının artan potansiyelinden daha fazla pay almak için gerekli dönüşüm süreçlerini dinamik bir şekilde yöneteceklerini belirtti. İhracatta pazar çeşitliliğini sağlamak için girişimleri hızlandıracaklarını belirten Yılmaz, “ Tüm bu adımları hayata geçirerek cari işlemler açığını ülkemizin kalkınma süreci önünde yapısal bir sorun olmaktan çıkarmak istiyoruz, hedefimiz bu. Uzun vadeli kalkınma tarihimize baktığınızda kalkınmamızın önündeki en büyük kısıtlayıcı faktör cari açık meselesi olmuştur, bugünün meselesi değildir, tarihî bir geçmişi vardır, işte bu tarihi kısıtı ortadan kaldırmayı öngörüyoruz. Plan dönemi sonunda ihracatın 375 milyar dolar, turizm gelirlerinin 100 milyar dolar seviyelerine yükselmesi sonucunda cari işlemler açığının sıfıra yakın bir düzeyde gerçekleşmesini öngörmekteyiz” dedi.
Tüm politika araçları etkin şekilde kullanılacak
“Memur, işçi ve emeklinin refahı önceliğimiz” Yılmaz, makroekonomik istikrarın güçlendirilmesine yönelik öncelikli hedefin, enflasyonu orta vadede kalıcı şekilde tek haneli rakamlara düşürmek ve fiyat istikrarını pekiştirmek olduğunu belirtti. Bu çerçevede, tüm politika araçlarımız etkin ve kararlı bir şekilde kullanılmaya devam edileceğini kaydeden Yılmaz, “Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının sebep olduğu olumsuzlukları bertaraf edecek şekilde gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi memur, işçi ve emekli vatandaşlarımızı enflasyonun olumsuz etkilerinden korumak ve refah seviyelerini artırmak da önceliğimiz olmaya devam edecektir” diye konuştu. Yılmaz, 2002 yılında 9 bin 279 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesi’ne göre kişi başı gelirin 2022’de 37 bin 445 dolara kadar yükseldiğini, 2023 sonu itibarıyla milli gelirin ilk defa 1 trilyon doları aşmasını beklediklerini kaydetti.
Milli gelirin 1.6 trilyon dolara ulaşması hedefleniyor
Plan dönemi sonunda milli gelir büyüklüğünün 1.6 trilyon dolara ulaşmasını hedeflediklerini söyleyen Yılmaz, “Plan döneminde ise sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla büyümede başat rol üstleneceği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitleneceği, tarım ve enerji sektörlerinde arz güvenliğinin sağlanacağı dengeli bir yapıda ülkemizin yıllık ortalama yüzde 5 oranında büyümesi ve 2028 yılı sonu itibarıyla fert başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir. Bu yıl sonu itibarıyla ise 12 bin dolar hedefini aşmayı öngörüyoruz. Orta Vadeli Programımızda üç yıllık perspektifte ise 15 bin dolara yakın kişi başına gelir hedefimiz var” dedi. “Sivil anayasa öncelikli hedefimiz” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Plan döneminde, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını güvence altına alan, daha özgürlükçü, katılımcı ve kapsayıcı sivil bir Anayasanın hazırlanmasının öncelikli hedefleri olduğunu söyledi. Adaletin, sadece mülkün değil kalkınmanın da temeli olduğunu söyleyen Yılmaz, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinin gerekleri doğrultusunda, yargı süreçlerinin adil, hızlı ve etkin şekilde işlemesi, öngörülebilir olması, adalete erişimin kolaylaştırılması ve adalet sistemine duyulan güvenin daha da artırılmasının temel amaçları olduğunu söyledi.