MARUF BUZCUGİL
MEHMET KAYA
Merkez Bankası, yılın son enflasyon raporunda, dezenflasyon programının uygulanmasında kararlılık mesajları verirken, 2023, 2024 ve 2025 enflasyon tahminlerini değiştirdi. Başkan Hafize Gaye Erkan, 2023 için programın geçiş dönemi olduğu ve enflasyonda yükseliş eğilimi yaşandığını önceki raporda açıkladıklarını hatırlatarak, tahminlerin değişmesi ve tahmin aralığın artırılmasında, jeopolitik riskler, petrol fiyatları yükselişi ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmaların neden olduğunu vurguladı. Erkan, yine de talepte ve kredi piyasalarında dengelenmenin işaretlerinin alındığını vurgulayarak, 2024’te dezenflasyon sürecinin mayıs ayından itibaren başlayacağı yönündeki genel değerlendirmenin hala geçerli olduğunun altını çizdi.
İyileşme başladı ancak henüz erken
Erkan, tahminlerde değişiklik yapılmasına karşılık uyguladıkları program konusundaki mesajlarını güçlendirdi. Erkan konuşmasında, makro ihtiyati tedbirlerin sadeleştirilmesinin faiz politikası yanında destekleyici bir politika olduğunu belirterek, sıklıkla vurguladığı “bütüncül yaklaşımı” bu şekilde açıkladı. Erkan, “Türk lirası mevduatlara geçişlerin hızlanarak devam etmesi, iç talepteki soğumanın devam etmesi, dış ticaret açığındaki iyileşmenin devam etmesi, kurdaki görünüm, rezervlerde süregelen artış… Bunların hepsinin bütünsel etkisiyle ve bizim de attığımız para politikası adımları birikimine etkisiyle enflasyonda hızlı bir iniş bekliyoruz. Bununla birlikte manşet enflasyonda inişi 2024 Mayıs’tan sonra bekliyoruz. Dolayısıyla dezenflasyon Mayıs 2024’ten sonra. Ancak aylık enflasyonun ana eğiliminde yavaş yavaş bu gerilemeyi görmeye başladık. Henüz enflasyonun görünümünde ‘belirgin bir iyileşme var’ diyecek kadar bir süre geçmedi. Daha bunu söylemek için erken. Enflasyonda belirgin bir iyileşme sağlanana kadar parası sıkılaştırmayı güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi. Rapora yönelik yapılan sunumlarda, enflasyon gelişmelerine yönelik grafiklerde, 2024 Mayıs ayında yıllık enflasyonun yüzde 70- 74 aralığına geleceği gözlendi. Erkan da bu seviyelerin görüleceğini vurgulayarak, baz etkisi dahil yıl sonuna doğru düzenli bir düşüş olacağının ve hedefe yüzde 36’ya gerileyeceğini kaydetti.
Ücretler ve doğalgazın etkisiyle zirve
Erkan, enflasyonda yükselişin 2024 ilk çeyreğinde ücret ve doğalgaz desteklerinden de etkileneceğini belirterek, şöyle konuştu: “Temmuz ve ağustos aylarındaki yüksek oranlı artışların ardından, tüketici fiyatlarındaki aylık artış eylülde zayıflamıştır. Öncü göstergeler, aylık enflasyonda başlayan yavaşlamanın ekim ayında sürdüğüne işaret etmektedir. Para politikası karar metinlerimizde belirttiğimiz gibi, aylık enflasyonun ana eğiliminde de gerileme bekliyoruz. Bununla birlikte, aylık enflasyon patikasında kasım, ocak ve mayıs aylarında para politikasının etki alanı dışında kalan unsurlara bağlı olarak geçici yükselişler olacağını değerlendiriyoruz. Kasımda doğalgaz tüketiminin artmasıyla birlikte, hanelerin bedelsiz kullanım sınırını aşacağını öngörüyoruz. Bu durum, enflasyonda yukarı yönlü mekanik bir etki oluşturarak, aylık enflasyonun kasımda geçici yükselmesine sebep olacaktır. 2024 Ocak’ta asgari ücret ayarlaması, fiyatları zamana bağlı belirlenen hizmet kalemlerindeki gelişmelerin ve otomatik vergi güncellemelerinin devreye girmesini bekliyoruz.” Erkan, uyguladıkları politikaları ve dezenflasyon sürecine ilişkin politikaları başarı kriteri olarak gördüklerini belirtirken, para politikasının etkilerinin çeyreklik bazlara yayılarak görüldüğünü ve ana etkinin 2024’te gerçekleşeceğinin altını çizdi. Erkan sorulara yanıt verirken, “Şu an yaşadığımız sıkılaşmanın birikimli etkilerini ilerleyen zamanlarda göreceğimizden ve bunlar yaşanırken maliyet yönlü şokların bir arada gelmesinin geçişkenliğinden dolayı fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerinde bir bozulma görülmüştür. Bu da bizim para politikası kararlarımızı etkiledi. 2024’te de dezenflasyonun başlaması, başlama zamanı, hızı verdiğimiz tahminler bizim için başarı göstergesidir. Bunda kararlıyız” dedi.
KKM’den birden çıkalım düşüncemiz yok
Erkan, TL mevduatların yeni araçlar da kullandırılarak artışı yönünde bir yaklaşım içinde olduklarını hatırlatarak, kur korumalı mevduat yanında döviz tevdiat hesaplarından da çıkış gözlendiğini hatırlattı. KKM’den çıkışın kademeli olmasını istediklerini, birden bire çıkış istemediklerini kaydeden Erkan, “20 Ekim itibarıyla sadece 8 hafta içinde, Türk lirası mevduat 970 milyar lira artarken kur korumalı mevduat 300 milyar lira, döviz cinsi mevduat da 3.9 milyar dolar geriledi. Türk lirası mevduatın toplam mevduat içindeki payı yaklaşık yüzde 5 arttı” dedi.
Seçici kredilerde sınırlama yok
Erkan, kredi genişlemesinin sınırlanmak istemesine karşılık, makro ihtiyati tedbirlerde devlet iç borçlanma senedi alımları yerine prim sistemine geçilmesinin, bankaların elinde bulunan senetler yoluyla bir likidite fazlası oluşturup bunun da krediye yönelmesi riskinin hatırlatılması üzerine, bu sürecin farkında olduklarını ancak özellikle yatırım ve ihracat kredilerinin artmasının istendiğini hatırlattı. Erkan, “İhracat ve yatırımı desteklemenin dezenflasyona girme sürecine ters etkide bulunmayacağına kanaat getiriyoruz. KKM’de belli bir Türk lirasını piyasaya sürüyoruz. Başka nedenleri de var ancak bu da belirleyici. Sıkılaştırmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Türkiye’den başka öyküsü olan pek kalmadı
Erkan, soru cevap bölümünde yurt dışındaki toplantılarda programı anlattıklarını belirterek, jeopolitik riske karşılık Türkiye CDS puanının 400’ün altında kalmasının önemli olduğunu belirtti. Yabancı ilgisinin olmasını beklediğini, diğer gelişmekte olan ülkelere göre Türkiye’deki finansman koşullarının daha ılımlı seyrettiğine işaret eden Erkan “Diğer gelişmekte olan ülkelerde ilerleyecek pek hikaye de kalmadı. Şimdi burada büyük bir potansiyel, büyük bir fırsat, büyük bir kapasite var. Dolayısıyla bu ilginin devamının geleceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Pozitif reel faize ne zaman geçilecek?
Erkan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de söylediği, pozitif reel faize geçileceğine yönelik seviyenin ne olduğunun sorulması üzerine, Bir süreç içindeyiz. Biz PPK metinlerinde reel faize atıfta bulunmuyoruz. Çünkü TCMB olarak zaten işimiz pek çok göstergeye bir anda bakıp, süregelen eğilimleri analiz edip, izleyip enflasyonda belirgin bir iyileşme var mı, yok mu, buna kanaat getirmek. Bu tek bir gösterge haline indirgenemez, indirgenmemeli. Reel faiz kavramları var. Bu 12 ay da konuşulabilir, 2024’ün sonu da konuşulabilir. Şu an mevduat faizleri, 2024 sonu beklentilerinin üzerinde. Dolayısıyla Türk lirasına geçişi görüyorsunuz” yanıtını verdi.
Merkez Bankası’nın devam eden çalışmaları
Merkez Bankası Başkanı’ndan devam eden çalışmalara yönelik verdiği bazı bilgiler şöyle:
■ Japonya ve bazı diğer Asya ülkelerine yönelik bir gezi planlanıyor. Başkan Yardımcısı Hatice Karahan ön görüşmeler için gidecek.
■ Dijital TL için ilk faz çalışması bu yıl sonunda tamamlanacak. 2024’te hukuki ve teknik altyapı tamamlanacak. 2025’te ise uygulanabilir bir teknoloji ile yaygınlaştırılmasına çalışılacak. Hedef ihraç edilebilir bir teknolojik seviyeye gelinmesi.
■ Mevduat vadelerinin uzatılması için bankalara yük olmadan bazı çözümler üzerinde çalışılıyor. para politikasına dair yapısal reformlar, menkul kıymetleştirme, katılım finans üzerinden yapılabilecekler üzerinde çalışmaya başladık.
■ Kripto piyasalarla ilgili SPK ile birlikte bir çalışma yürütülüyor
■ Darphane 100 milyon adet 5 TL madeni para bastı. 5 TL banknotla birlikte tedavül edecek.
■ KKM’ye vadeye göre zorunlu karşılık getirilmesiyle 700 milyar TL’lik, yabancı para mevduata ilave yüzde 4 zorunlu karşılıkla ilave 350 milyar TL olmak üzere 1 trilyon TL’nin üzerinde miktarsal sıkılaştırma yapıldı.
Yüksek artırsaydık boşa artmış olurdu
Başkan Erkan, faiz artışlarının kademeli olmasının ilave yük getirdiği eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, 2023 ilk çeyreğindeki duruma işaret etti. Kredi piyasalarının durma noktasında olduğunu ve geniş bir makro ihtiyati tedbir seti olduğunu kaydeden Erkan, faiz kararının etkisinin sınırlı olacağını gördüklerini, Haziran ayında bu nedenle, yapılan faiz artışından daha yüksek olsa da boşa artırılmış olacağını vurguladı. Erkan ayrıca kredi piyasalarının durmasını önlemeyi amaçladıklarını belirterek, bu karar sonrası başlayan iyileşme sürecinde kredi kanallarının da çalışmaya başladığını vurguladı. Erkan, yüzde 5 enflasyon hedefi nin çok dillendirilmemesine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine ise orta vadede güçlü şekilde bu hedefi önemsediklerini kaydederek, “2024’te dezenflasyonu tesis etmek, ardından tek haneye geçmek için hiç durmadan özverili bir şekilde devam edeceğiz. Yüzde 5’i yakınsadık zamanında. Bizim amacımız ülkemizi yüzde 5 hedefi ne kavuşturmaktır” dedi.
Çıktı açığı büyüme hedefinin altını gösteriyor
Başkan Erkan, eşgüdüm içinde büyümeyi de gözeten bir yaklaşım içinde olduklarını vurguladı. Türkiye’nin büyüme tahminlerinin yüzde 5’lik potansiyelin altında olduğunu hatırlatarak, görünümde de çıktığı açığının aynı yönde olduğunu hatırlattı. Büyüme-enflasyonla mücadele ödünleşmesinde, büyümenin sınırlanması gereken eşiğe gelinmediğini kaydeden Erkan, bu nedenle mevcut hedefler doğrultusunda büyüme sürerken enflasyonla mücadelenin zarar görmeyeceği bir çerçevenin bulunduğunu kaydetti. Erkan, çıktı açığına yönelik tahminlerin hala büyümeye işaret ettiğini vurgulayarak, “Tahminlerimiz, çıktı açığının, üçüncü çeyrekte pozitif bölgede seyrettiğini göstermektedir” dedi. Çıktı açığının hatırlatılması üzerine ise Erkan, bu durumun Merkez Bankası’nın daha muhafazakar yaklaşımla tahmin oluşturmasından kaynaklandığını kaydetti.
Ücrette her yüzde 10 artış enflasyona 1 puan katkı yapıyor
Merkez Bankası, 2023 enflasyon tahminini yüzde 58’den yüzde 65’e yükseltti. Tahmin aralığı ise yüzde 62-68 olarak belirlendi. 2024 yılı için tahmin ise yüzde 33’ten 36’ya çıktı. Tahmin aralığı ise yüzde 30-42 olarak yapıldı. 2025 enflasyon tahmini ise yüzde 15’ten yüzde 14’e indi. Erkan, “Jeopolitik riskler ve yönetilen/yönlendirilen fi yatlara ilişkin belirsizliklerin artması nedeniyle tahminlerimiz üzerindeki belirsizlik aralığını genişlettik. Tahminlerimizi yukarı yönlü güncellemiş olsak da dezenflasyonun başlama zamanı, hızı ve seyrinde bir değişiklik olmayacağını değerlendiriyoruz” dedi. Erkan, başta asgari ücret olmak üzere ücret politikalarına yönelik son dönemde artan yüksek artış olmaması yönündeki görüşlerin hatırlatılması üzerine, asgari ücret politikasının dezenflasyon sürecinin hedefleri gözetilerek yapılması görüşünü vurguladı. Erkan, “Hassasiyet analizlerine baktığımızda, ücretlerdeki her yüzde 10 artışın enflasyona 1 ila 1,2 puan eklediğini göstermektedir” dedi. Erkan, enflasyonla mücadelede beklentilerin kırılmasının önemine dikkat çekerek, “Para politikası adımlarımızla birlikte talep de öncü sinyallere baktığımızda, aylık verilere baktığımızda iç talepte dengelenmeye başladığımızı görüyoruz ve bunun devamını seyretmek ay-be-ay görmek bizim alacağımız kararlar için de çok önemli.” dedi.