ANKARA / EKONOMİ
Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Aykut Kibritçoğlu’nun çalışması TEPAV tarafından yayımlandı. Kibritçioğlu, TÜİK tüketici enflasyonu, İTO ücretliler geçinme endeksi ve TÜRK-İŞ açlık-yoksulluk sınırı verilerini kişi başı GSYH gelişmeleriyle birlikte değerlendirerek, Eylül 2021 ve 2025 asgari ücretini dahil ederek reel ücretlerdeki değişimi analiz etti.
Kibritçioğlu, Ocak ayından geçerli olarak asgari ücrete yapılan yüzde 30 artışın, değerlendirmeye aldığı endekslerdeki değişimin tamamından geride kaldığını hatırlattığı çalışmasında, “Eğer 2025 yılı boyunca (tıpkı 2024’te olduğu gibi) asgari ücret gerçekten ikinci kez güncellenmeyecek olursa ve enflasyondaki ümit edilen yavaşlama özellikle politika kredibilitesi eksikliği yüzünden gecikecek olursa, asgari ücretlilerin geçinme sıkıntısı 2025 yılı boyunca artarak sürecek demektir. Ocak 2025 itibariyle son 12 aylık gerçekleşen enflasyon oranları 3 Şubat 2025’te açıklanınca, asgari ücret zammının bir bölümü daha ilk ayda erimiş olacak ve Aralık 2024’te alınan (yüzde 30’luk) zam kararına rağmen asgari ücretin önümüzdeki oniki ayın genelinde (enflasyondaki tahmin edilen yavaşlamaya rağmen) daha da fazla reel gerileme sergileyeceği anlaşılmaktadır” yorumunu yaptı.
Asgari ücret reel olarak ne kadar yükseldi?
İnceleme döneminde asgari ücretteki nominal artışın altı kat artmasına karşılık, TÜİK TÜFE kullanılarak enflasyon etkisi giderildiğinde, reel artışın yüzde 27’de kaldığına dikkati çeken Kibritçioğlu, İTO endeksi kullanıldığında reel olarak yüzde 3,2 kadar düşüş gözlendiğini belirtti. Kibritçioğlu, asgari ücretin 2024 boyunca TÜRK-İŞ açlık sınırı altında kaldığını, yeni ücretin Şubat-Mart ayından itibaren eriyerek, en geç Aralık 2025’te açlık sınırı altına geleceğini vurguladı.
“Asgari ücret enflasyonist etki yaratmıyor”
Çalışmasında, geçmiş sonuçlara bakılarak yapılan analizlerde asgari ücretin enflasyona yol açmadığı ve bu nedenle asgari ücret belirlenirken sadece gerçekleşen enflasyona bakılmaması gerektiğini savundu. Kibritçioğlu, asgari ücretin yılda iki kez belirlenmesi, asgari ücret tespit komisyonuna daha fazla işçi-işveren konfederasyonu ve akademisyen katılımının sağlanması, çoklu asgari ücret ve maaş sistemine geçilmesi, hatalı iktisat politikasından vazgeçilmesi önerilerinde bulundu. Kibritçioğlu ayrıca köklü bir sosyal güvenlik reformu gerektiğini savundu.