Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) “2024 Yılı Değerlendirmesi 2025 Yılı Beklentileri” programındaki konuşmasında, Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“TL’ye güven kazandırılmadan bu program zaten başarılı olmazdı” diyen Mehmet Şimşek, para politikasının sınırı bulunduğu arz yönlü politikaların gerekli olduğu yönündeki eleştirilere katıldığını belirterek, bundan dolayı üretimi ve ihracatı önceliklendirdiklerini söyledi.
Şimşek, vergi oranlarının farklılaştırılması, istisnaların kaldırılması ve kayıt dışılığın önlenmesine ilişkin düzenlemelerin yükün adil dağıtılmasına yönelik olduğunu kaydetti.
Kamuda önemli bir tasarruf paketini hayata geçirdiklerini ve kamu harcamalarını disiplin altına aldıklarını ifade eden Şimşek, “Merkez Bankası’nın para politikasının sınırları var. Dolayısıyla maliye ve gelirler politkasının devreye girmesi gerekiyor. O da bütçe açığının azaltılması demek. Biz bütçe açığını azaltacağız. Reformların finansmanı, düşük cari açık için biz bütçe disiplinini bağlamaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
ABD-Çin ekseninde yaşananlar ve yaşanacaklarla ticaret savaşlarının hız kazanabileceğini dile getiren Şimşek, doların küresel bir para birimi olması dolayısıyla, doların değerinin de tüm dünyayı etkilediğini hatırlattı. Şimşek, “Mesela paritedeki dalgalanma bizi etkiliyor çünkü ham maddeyi dolarla ithal ediyoruz ama ihracatı Euro ile yapıyoruz, paritedeki değişiklik bizim rekabet gücümüzü etkiliyor.” ifadesini kullandı.
Türkiye ekonomisinde kırılganlıkları azalttık
Programı 1,5 yıldır uyguladıklarını dile getiren Şimşek, “Biz şuna inanıyoruz, Türkiye ekonomisinde kırılganlıkları azalttık, makro finansal istikrarı sağladık. Başladığımız noktaya göre Türkiye ekonomisi daha az kırılgan, makro finansal istikrar daha güçlü. Bütçe disiplinini deprem yaralarını sardığımız bir dönemde tesis ediyoruz. Dezenflasyon başladı, reel ekonomi etkilendi ama şu ana kadar dayanıklı. İstihdam artışı var” diye konuştu.
Kamuda kiralık taşıt sayısını yüzde 16 düşürdük
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, hayata geçirdikleri kamuda tasarruf paketine değinerek, kamuda kiralık taşıt sayısını yüzde 16 düşürdüklerini, kamuda personel genişlemesini durduklarını söyledi. Tasarruf paketinin çıktılarına işaret eden Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu: “2014-2023 dönemindeki 10 yılda, TBMM tarafından onaylanan yıllık bütçe ortalama 100 lira ise 10 yıl boyunca 109 lira harcanmış. Yani yüzde 9 yukarı yönlü sapma var. Tasarruf paketi sayesinde 2024’te harcama TBMM’nin bize verdiği yetkinin yüzde 3 altında. Bakın bu son 10 yılın harcama ortalamasına göre 2024’te 1,2 trilyon lira tasarrufa karşılık geliyor. Bu kadar harcama disiplini sağlamışız kamuda. Az bir miktar değil. 2024 gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 2,7’sine tekabül ediyor. Bu disiplini devam ettirip size daha çok alan açmak istiyoruz.”
Dezenflasyonun başladığını dile getiren Şimşek, “Diyorlar ki ‘Enflasyonu yüzde 40 civarında aldılar. Yukarı götürdüler, ondan sonra başarıdan bahsediyorlar.’ Bu program uygulanmasaydı, kurda istikrar sağlanmasaydı KKM üzerinden ne kadar parasal genişleme olurdu? Bütçe dengeleri sağlanmasaydı, bütçe artığının parasallaşması üzerinden ne kadar bir enflasyon olurdu? Bu gibi soruları sormak zor geliyor” diye konuştu.
Vergide adalet için çok tedbir aldık
Geçen yıl bütçe açığına karşı tedbir almak zorunda kaldıklarını dile getiren Şimşek, “Bu tedbirleri aldık ve geçen sene bütçe açığını yüzde 5,2 ile sınırladık. Onun 3,2’si de deprem. Tedbir almasaydık çok daha farklı olurdu.” diye konuştu.
Bütçe açığının düşürülmesine ilişkin alınan tedbirlerden bahseden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu programın yükünü kim taşıyor? ‘Programın yükünü vatandaşa yansıttınız’ diyorlar. Aslında vergide adaleti sağlamak için çok tedbir aldık ama herhalde iyi iletişim kuramıyoruz. Bakın geçen sene kurumlar vergisini artırdık. Çok uluslu şirketlere asgari yüzde 15 kurumlar vergisi getirdik. Yurt içinde asgari kurumlar vergisini yüzde 10’a getirdik. Çünkü teşvik alarak yıllarca ne kadar kar elde ederse etsin hiç vergi vermeyen müesseseler vardı. ‘Bundan sonra her halükarda karından yüzde 10 vergi vereceksin’ dedik. Yap-işletidevret modeli gibi veya kamu özel işbirliği projelerinde kurumlar vergisini yüzde 30’a çıkarttık. Yani imalat sanayisinde, ihracatta yüzde 20 civarında tutarken, bize ‘farklılaştırın’ diyorsunuz ya. Bu çok çarpıcı bir farklılaştırma. Finans sektörünün kurumlar vergisini yüzde 30’a çıkarttık. Yeter ki üretim, ihracat yapın, size yüzde 50 daha fazla avantaj.”
Enflasyon beklentileri anketlere göre yüksek
Vatandaşın ve reel sektörün enflasyon beklentilerinin anketlere göre yüksek olduğuna değinen Şimşek, şu açıklamalarda bulundu: “Şimdi bizi şöyle eleştiriyorlar. ‘Yeniden değerleme oranı şu, yani devlet fi yatları bu kadar artırıyor, ondan sonra da enflasyonun düşmesini bekliyor. Yeniden değerleme oranına tabi üç ürün hariç ki onu da yeniden değerleme oranına göre değil, Yi-ÜFE’ye göre artırıyoruz, üç alan hariç enflasyon sepetindeki bahsedilen pasaport ve benzeri şeylerin sepetteki payı yüzde 0,36. Bakın yüzde 1 bile değil. Onların çoğu sürekli ihtiyaç olmadığı için sepetteki payı çok düşük. Halbuki sepette önemli etkisi olan tütün ürünleri, sigara, akaryakıt, alkollü içkiler, bunun sepetteki payı yüzde 7,9. Onlardaki artış, maktu ÖTV’deki artış yüzde 6 ile yüzde 7,5 arası. Dolayısıyla 2025 enflasyonu ile tutarlı. Enflasyon sepetinde karşılığı olmayan ürünleri yeniden değerlendirme oranında artırdık, enflasyon sepetinde ağırlığı, karşılığı olan ürünleri ise enflasyon hedefiyle tutarlı bir şekilde hatta onun altında artırdık.”