Mehmet KAYA
Asgari Ücret Tespit Komisyonu bugün ilk toplantısını yapacak. Ücret seviyesi bu yıl her zamankinden kritik hale geldi. Ekonomi yönetimi, ücretin hedef enflasyonla uyumlu olması gerektiği yönünde açıklamayla bir tartışma başlattı. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile parti sözcülerinin “çalışanı enflasyona ezdirmeme” sözü bulunuyor.
İşçi ve işveren kanadının da bir seviye belirtmeseler de çeşitli açıklamalarla sürece ve seviyeye yönelik işaretleri bulunuyor. Elbette, Komisyon bir çalışma yapacak ve bu kararda tarafların istekleri ile hükümetin ve Cumhurbaşkanlığı’nın tavrı belirleyici olacak. Ekonomik ve sosyal gelişmelere bağlı olarak ücretin gelebileceği seviyelere yönelik tahminler var. Komisyon kararını verinceye kadar, spekülatif nitelikli tüm senaryolara göre bazı tahminler yapılıyor. Tüm senaryolar ve bu senaryolara göre olası ücret seviyeleri şöyle:
* Ücret seviyesine etki edecek temel unsurlar; Komisyon’a sunulacak resmi raporlardaki kalori ihtiyacı ve buna bağlı geçim koşulları, Komisyon’un müzakere ve tarafların süreci yönetme becerisi altında; Öncelikle, hükümet tarafı ücret seviyesinin 1 yıllık olmasında ısrarlı. İşçi kanadı ise tavrını belli etti ve ara artış sözü almak istediklerini net şekilde açıkladı. Eğer ara artış yapılma kararı verilirse, Ocak ayı artışı sınırlı tutulacak ve “Haziran’da tekrar bakılacak” sözü verilecek.
* Diğer bir unsur kamu desteği: Bunda da belirleyici, bütçe imkânları olacak. Asgari ücret gelir vergisi dışı ancak gelir vergisi dilimi düşük tutulduğu için ve kanun gereği asgari ücret altında ücret verilemeyeceği için, yıl içinde gelir vergisi ikinci dilimine geçenlerin ücretlerini ayarlamak için mahsup yoluyla indirim yapılıyor. Bu mahsup şu anda 500 TL. İşçi ve işveren tarafı gelir vergisi ilk diliminin yüksek oranlı artırılmasını talep ediyor. Bu talep karşılanırsa –Cumhurbaşkanı Kararı ile sınırlı da olsa yeniden değerlemenin üstünde artış ya da bir kanunla yüksek oranlı yeniden tarife belirleme- vergi ayarlaması ve kamu desteğiyle yüksek oranlı bir artış, işveren maliyetlerine sınırlı etkiyle yapılabilecek.
İşçi ve işverenin uzlaştığı konu, vergi düzenlemesi
Asgari ücret ve genel ücretlerin asgari ücrete kadar olan kısmının gelir vergisi dışında bırakılması uygulaması var olsa da, asgari ücretin ikinci vergi dilimine geçmesi son yıllardaki en çarpıcı konu oldu. Gelir vergisi dilimleri yeniden değerleme oranı kadar artırılıyor. Geçmiş yıllarda asgari ücretin birkaç katı olan ilk vergi dilimi şu anda asgari ücretin yıllık toplamının altında kalmış durumda. Asgari ücretten daha düşük ücret verilemeyeceği için işveren üzerindeki yükün bir kısmı bütçeden destekleniyor. İşçi ve işveren kesiminin ücret seviyesine etki edecek unsurlardan uzlaştığı tek konu gelir vergisi tarifesinde yüksek oranlı artışlar yapılması, özellikle ilk dilimin yükseltilmesi. Cumhurbaşkanı’nın bu konuda yeniden değerleme oranının yarısı kadar daha artırma yetkisi bulunuyor. Bu yetki kullanılsa dahi önceki yıllardan gelen düşük artış nedeniyle tatmin edici bir seviye zor görünüyor. Yasayla, yeni bir tarife ve bu tarifeye esas yıllık gelir seviyesi belirlenmesi de mümkün görünüyor.
Ortalama toplam ücret artışı beklentisi yüzde 50
İnsan kaynakları ve yönetim danışmanlığı firması Mercer, ‘2023 Ücret ve Yan Haklar Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Toplam bin 744 firmanın katıldığı ücret araştırmanın sonuçlarına göre; 2024 yılında yapılması planlanan ücret artış oranı yüzde 50 olarak planlanıyor. Farklı sektörlerden firmaların katılımıyla gerçekleşen araştırmanın sonuçlarına göre, 2022 yılının son çeyreğinden 2023 Eylül ayına kadar en fazla ücret artışı gösteren sektörler sırasıyla %115 ile lojistik, %114 ile perakende ve %108 ile enerji sektörü oldu. En fazla ücret artışı gösteren iş kolları ise, tedarik zinciri, üretim ve mühendislik olarak sıralanıyor.
SENARYO 1:
Net ücretin yüzde 40-45 aralığında artışla 15 bin 960-16 bin 500 TL’ye yükseltilmesi
Bu artış oranı elbette, gelir vergisinin etkisiyle teknik düzeltemeye tabi olacaktır ancak yüzde 40-45 aralığındaki artışlarla, net ücretin 15 bin 960-16 bin 500’e çekilmesini sağlayacak bir formül bulunacak. Bu oranların sağlanmasında kullanılacak araç ise kamu desteği ya da gelir vergisi oranlarındaki teknik düzeltmeler olacak. 2024 hedef enflasyonu OVP’de yüzde 33 olmakla birlikte, Merkez Bankası’nın son enflasyon raporunda tahmin yüzde 36’ya yükseltildi. Son asgari ücret ayarlamasının yapıldığı Haziran ayından bu yana gerçekleşen enflasyon ise 33,64’e ulaşmış durumda. Aralık ayında, genel eğilime uygun olarak TÜFE yüzde 3 dolayında artması, Haziran zammı sonrası gerçekleşen enflasyonu 37,7’ye çekiyor. Bu artış oranında bir miktar ‘yüzde 5 dolayında refah payı verilmesi’ söylemini destekleyecek unsur da bulunuyor. Bu senaryoda, halen 500 TL olan desteği sınırlı artırması, gelir vergisi diliminde yeniden değerleme ya da yeniden değerlemenin çok az üstünde artış öngörülüyor. Bu seviyeyi destekleyen bir başka unsur da 2024 ortalama dolar kuruna göre üç aşağı-beş yukarı 400 dolarlarda bir asgari ücret seviyesi oluşması.
SENARYO 2:
Kamu katkısının artırılması
Bu ara senaryoya göre, bütçe imkânları zorlanarak oluşturulacak ilave indirimle, asgari ücretin 16 bin 500’ün üzerinde, 17 binli seviyelere kadar taşınması öngörülüyor. Bu senaryoda, yine ilk senaryoda olduğu gibi, enflasyon hedeflerine uyumlu kalınmakla birlikte, işverenin maliyetlerinin kontrol edilmesine yönelik bir arayış etkili olacak.
SENARYO 3:
Net ücretin 17 bin 500-18 bin TL’ye gelmesi
Memur ve memur emeklilerinin maaşlarına Ağustos ayında yapılan toplu sözleşme gereği verilecek yüzde 15 zam ve yine Aralık ayında olası yüzde 3 enflasyon artışıyla oluşacak fark ile birlikte (Temmuzdaki yüzde 6 zam düşüldükten sonra) verilmesi gereken artış yüzde 50’ye yaklaşıyor. Bu oranlara yakın bir zam yapılması halinde, net asgari ücretin yüzde 53,5-58 dolayında artırılması gerekecek. Bu senaryoda kamu desteğinin yükseltilerek devamı öngörülüyor. Bu senaryoya yakınsayan bir başka çalışma ise Ekonomist Hakan Kara tarafından yapıldı. Hakan Kara, resmi enflasyon hedefine göre, 2024’te olası açlık sınırının üstünde kalınabilmesi için 17 bin 500 TL’nin üzerine çıkılması gerekeceğini hesapladı.
İşçi TÜİK’in rapor sunmasında ısrarcı
Komisyonun bugün yapacağı toplantıda, işçi tarafında 4 gerçek asgari ücretli de bulunacak. Tarafların 5’er üyeyle görev yaptığı komisyonda, resmi raporların alındığı üçüncü toplantıya kadar, her taraf kendi oyun planına göre açıklama ve faaliyette bulunuyor. Bu açıklamalar kararda esas belirleyici kamu tarafı kamuoyunu etkilemeye çalışan açıklama ve faaliyetlerde bulunuyor. Bu açıklamalar ve tutumlar kararda ana belirleyici kamunun tavrı için veri niteliği taşıyor. Komisyon, Hazine-Maliye, Hacettepe Üniversitesi ve TÜİK’ten rapor alıyor. 2023 yılı çalışmalarında, geçim şartlarını hesaplamadığı gerekçesiyle TÜİK rapor sunmadı. İşçi kesimi bu durumdan rahatsızlığını vurguluyor.
Üçüncü ve dördüncü toplantılar genellikle müzakere ya da “imza atmama” yanlısı olan tarafın eleştirilerinin sıralandığı dönem oluyor. Az sayıda gerçekleşen tam mutabakatta ise hükümetin taraflara etkisi önem taşıyor. Son nokta genellikle Cumhurbaşkanı tarafından konuluyor. İşçi tarafı bu dönem çalışmalarda artış oranının 6 aylık dilimler halinde belirlenmesi yönündeki ısrarlı. İşveren kanadında ise sessizlik hakim olmakla birlikte, özellikle işçilik maliyetine dayanarak ihracat yapan sektörlerin olumsuz etkilenmesi ve istihdamı öne çıkarması bekleniyor.