Avrupa Birliği (AB) sürdürülebilirlik ve tedarik zinciri özen yükümlülüğü konusunda neredeyse her ay yeni bir regülasyon ortaya koydu. Halihazırda 50 yasal düzenlemeye ulaşıldı. Bunların en belli başlıları, Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunu (LkSG), Sürdürülebilirlik Alanında Girişimcilerin Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD), Raporlama Yükümlülüğü Direktifi (CSRD), Atık Pillere İlişkin Kanun, AB Ormansızlaştırma Tüzüğü (EUEntwaldungsV) tanımlamalarıyla ticari yaşamın paydaşlarının karşısına çıktı.
AB ile Türkiye arasında dış ticaret uygulamalarına ilişkin önceki yıl başlayan bir regülasyon süreci olduğunu ifade eden Köksal Avukatlık Ortaklığı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Köksal, “Daha doğrusu daha önceden de yürüyen, ancak son iki yıldır hız kazanan uygulamaları kapsayan, yeni mevzuatları ve yükümlülükleri içeren bir süreç sözünü ettiğimiz.” dedi. Köksal, söz konusu yasal mevzuatlardan AB üyesi olmayan ülkelerin AB ile ticaret yapan veya mal ve hizmet tedarik eden şirketler de dahil olmak üzere çok sayıda kuruluşun doğrudan etkileneceğini söyledi.
Mevzuat metinlerinin tamamına bakıldığında, AB ülkeleriyle ticaret için şirketlerin 80’e yakın bir taahhütname ve beyan vermesi gerekeceğini kaydeden Köksal, “Bu yükümlülüklerin bir kısmı yürürlükte. Örneğin, Alman LkSG’ye göre raporlama ve risk analizi yapma yükümlülüğü yürürlükte ve ilk raporlamalar 2025 yılının sonunda verilmek zorunda. Diğerleri de 2026 yılından itibaren kademe kademe yürürlüğe girecek.” diye konuştu.
“150 bin Türk şirketi etkilenecek”
Prof. Dr. Mehmet Köksal, “Elimizde sıhhatli bir veri olmamasına rağmen, bu mevzuattan yaklaşık 150 bin Türk şirketinin etkileneceğini söyleyebiliriz. Bu nedenle Köksal Avukatlık Ortaklığı bünyemizde yer alan Köksal Akademi üzerinden Türk şirketlerinin yöneticilerinin, insan kaynakları müdürlerinin ve şirket içi hukuk danışmanlarını eğitme çalışmalarına başlama kararı aldık. İlk eğitim toplantımız 16-17 Ocak’ta olacaktır ve program duyurulacaktır.” ifadelerini kullandı.