ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında haftalardır beklenen görüşme San Francisco’da düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında gerçekleşti. İkili ilişkilerin yanı sıra gündemdeki küresel meseleleri de ele alan iki lider narkotik, askeri ilişkiler ve yapay zeka konularında işbirliği yapmak üzere anlaşırken, büyük buluşmaya “diktatör” sözü damga vurdu. Biden ve Xi’nin ekonomik rekabet ve küresel güvenlik tehditleri konusunda ise derin görüş ayrılıklarını gideremedikleri görüldü. Çin devlet medyası görüşmede liderlerin üst düzey askeri iletişimin yeniden sağlanmasında anlaştıklarını bildirdi. ABD ve Çin orduları arasındaki iletişim, 2022’de ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaretiyle kesilmişti. Görüşmenin ardından basının karşısına çıkan Biden Çin ile askeri alanda da “açık, net ve doğrudan iletişime geri döndüklerini” belirtirken, bu gelişmenin kritik bir önem taşıdığına vurgu yaptı. ABD ve Çin’in yapay zekayla ilgili risk ve güvenlik konularını tartışmak için uzmanlarını bir araya getireceğini de belirten Biden, Çinli mevkidaşı ile görüşmesinde, Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze’de yaşanan gelişmeler dahil olmak üzere bir dizi küresel mesele hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Biden, bir gazetecinin “Xi Jinping’i halen diktatör olarak tanımlıyor musunuz?” sorusuna Biden “Bakın o, bizdekinden tamamen farklı bir hükümet biçimine dayalı olan komünist bir ülkeyi yönetmesi anlamında bir diktatör” yanıtını verdi. Biden haziranda Pekin’de iki ülke diplomatları arasındaki üst düzey görüşme sonrası Jinping’in “diktatör” olduğunu söylediği için Çin tarafında tepkiye neden olmuştu. Biden, Xi’nin, şubatta Amerikan hava sahasına giren Çin casus balonunun düşürülmesine verdiği tepkinin nedeninin balonun orada olduğunu bilmemesinden kaynaklandığını öne sürerek “Ciddiyim. Ne olduğunu anlamadıkları zaman diktatörler için bu, büyük bir utanç kaynağıdır” şeklinde konuşmuş, Çin de Biden’ın “diktatör” imasını “saçma ve sorumsuzca” olarak değerlendirmişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Biden’ın sözleriyle ilgili, “yorumların gerçeklere tamamen aykırı olduğunu ve diplomatik protokolü ciddi şekilde ihlal etmenin yanı sıra Çin’in siyasi itibarını ciddi şekilde bozduğunu” söylemişti. Biden’ın Jinping ile önceki gün yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği toplantıda bir gazetecinin yönelttiği sorudaki “diktatör” ifadesi karşısında Çin’den gelen tepki ise bu defa farklı oldu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, “Burada dikkati çekilmesi gereken şu ki Çin- ABD ilişkilerinin altını oymaya çalışan kötü niyetli kişiler daima olacaktır ama bunu başaramayacaklar” dedi.
‘Dünya, ABD ve Çin’e yetecek kadar büyük’
Dünyanın yüzyıldır görülmeyen değişimlerden geçtiği bir dönemde, büyük güç rekabetinin ne Çin’in ne de ABD’nin ne de dünyanın karşı karşıya olduğu problemleri çözemeyeceğini vurgulayan Xi, “Dünya, ABD ve Çin’e yetecek kadar büyük. Bir ülkenin başarısı diğeri için fırsattır” diye konuştu. Çin-ABD ilişkisinin “dünyanın en önemli ikili ilişkisi olduğunun” altını çizen Xi “Çin ve ABD gibi büyük ülkeler için birbirine sırtını dönmek seçenek olamaz. Bir tarafın diğerini kendi modeline göre biçimlendirmesi gerçekçi değil. Çatışma ve cepheleşme her iki taraf için de katlanılmaz sonuçlar doğuracaktır” değerlendirmesinde bulundu. Xi “Çin-ABD ilişkilerinde iki yol var. Biri dayanışma ve işbirliği içinde küresel güvenliği ve refahı teşvik etmek, diğeri, ‘sıfır toplamlı oyun’ mantığına saplanarak düşmanlığı ve cepheleşmeyi kışkırtmak, dünyayı kargaşaya ve bölünmeye sürüklemek” dedi. Çin’in kalkınmasının ve büyümesinin dış güçlerce durdurulamayacağını belirten Xi, ABD’den bu konudaki kaygılarını ciddiye almasını, tek tarafl ı yaptırımları kaldırarak Çin işletmelerine eşit, adil ve ayrımcı olmayan şartlar sağlayacak somut adımlar atmasını istedi. Çin’in, ABD’yi geçmeyi veya onun yerini almayı amaçlamadığını belirten Xi, iki ülkenin ilişkilerini karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği temelinde sürdürmesi gerektiğini ifade etti.
Ekonomik rekabette derin farklılıklar giderilemedi
Gergin ilişkilerini istikrara kavuşturma sözü vererek ve yasadışı fentanil ile mücadele ve askeri iletişimin yeniden kurulması konusunda anlaşan iki liderin, ekonomik rekabet ve küresel güvenlik tehditleri konusunda derin farklılıkları gideremedikleri ve bu alanda anlamlı bir ilerleme kaydedemedikleri belirtiliyor. San Francisco’da Filoli Malikanesi’nde gerçekleştirilen görüşmede iki lider, ilişkilerinin sağlıklı doğrultuda yürütülmesine ilişkin ilkelerin yanı sıra başlıca anlaşmazlık konuları olan Tayvan sorunu ve teknolojik rekabet üzerinde de durdu. Tayvan sorununun, Çin-ABD ilişkilerinde en önemli ve hassas mesele olduğunun altını çizen Xi, Washington’dan, Tayvan konusunda Biden ile geçen yıl Endonezya’nın Bali Adası’nda yaptıkları görüşmede verilen sözlerin tutulmasını istedi. Xi, “ABD, Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemeyeceğine dair taahhüdünü yerine getirecek somut adımlar atmalı, Tayvan’ı silahlandırmaya son vermeli ve Çin ile barışçı birleşmesini desteklemeli” dedi. Çin lideri, Ada ile yeniden birleşmeyi gerçekleştirmekte kararlı olduklarını, bunun engellenemeyeceğini vurguladı. ABD’nin son dönemde çip sektöründeki ihracat kısıtlamaları, yarı iletkenler, kuantum ve yapay zeka gibi ileri teknolojilerinde yatırım kontrollerinin ve tek taraflı yaptırımların Çin’in meşru çıkarlarına zarar verdiğine işaret eden Xi, “Çin’in teknolojik gelişimini engellemek, yüksek nitelikli kalkınmayı bastırmak ve Çin halkını kalkınma hakkından mahrum bırakmaktır” ifadesini kullandı.