ABD’de geçtiğimiz ay yaşanan ve piyasalara şok dalgaları gönderen bankacılık krizinin ardından gözler yarın açıklanacak birinci çeyrek bilançolarına çevrildi. JPMorgan, Citi ve Wells Fargo’nun bu yılın ilk çeyreğine ilişkin finansal sonuçları yarın, Bank of America’nın sonuçları ise 18 Mart’ta açıklanacak.
Silicon Valley Bank’ın batmasının ardından büyük bankaların bölgesel küçük bankalardan kaçan mevduatlara ucuz erişim sağlamalarının, söz konusu büyük bankaların net faiz gelirlerini artıracağı öngörülse de Refinitiv I/B/E/S analist beklentileri, altı büyük ABD bankasının hisse başına kar rakamının bir önceki yılın yüzde 10 altında açıklanabileceğine işaret ediyor. Analistlere göre, ABD’nin en büyük bankası JP Morgan’dan gelecek rakamlar önde gelen diğer bankalardan biraz daha iyi olabilir. JP Morgan’ın hisse başına karında yüzde 30, neet faiz gelirinde ise yüzde 36 artış gerçekleşebileceğine işaret eden analistler, genel olarak ABD’nin önde gelen bankalarının yarın açıklayacakları rakamların karmaşık bir tablo ortaya koyabileceği görüşünde.
Sıkıntılar tam olarak geride kalmadı
Bununla birlikte, daha sıkı finansal koşullar ve yavaşlayan bir ekonomi, bankaların zayıf kredi büyümesiyle karşı karşıya kalması anlamına geliyor ve bu da onları olası kayıplara karşı karşılık ayırmaya zorluyor. Reuters’a konuşan Wedbush Securities menkul kıymetler analisti David Chiaverini, ABD bankalarının geneli için zorlu bir bilanço dönemi beklediklerini, banka yönetimlerinin aşağı yönlü revizyonlara yol açabilecek likidite önlemleri uygulayarak daha savunmacı hale geleceğini söylüyor. Bazı analistler, işlem gelirinde de bir yavaşlama öngörürken bu eğilimin özellikle Goldman Sachs ve Morgan Stanley gibi yatırım bankacılığı devlerini vuracağı söyleniyor. ABD’nin altı büyük bankasının yüksek faiz oranlarının etkisiyle daha yüksek net faiz geliri açıklayabilecekleri, ancak bu kalemin geri dönmeyen kredilerin gölgesinde kalabileceği de ifade ediliyor.
“Krediler yavaşlayacak”
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Kuzey Amerika Bankacılık Bölümü’nün başında bulunan Ana Arsov ticari, endüstriyel, otomotiv ve mortgage kredilerinde yavaşlama beklediğini belirtiyor. Yarın açıklanmaya başlanacak banka bilançoları, geçen ay yaşanan krizin ardından, bankaların operasyonları ne kadar finanse edebildikleri ve şoklarla başa çıkmak için yeterli tampona sahip olup olmadıkları konusunda da fikir verecek. TD Securities’in ABD banka stratejisti Gennadiy Goldberg’e göre, yaşanan son gelişmeler nedeniyle banka sermayesi ve likidite seviyelerine ilişkin kaygıların en azından önümüzdeki birkaç ay boyunca devam etme olasılığı yüksek.
Bankacılıkta tehlikenin henüz geçmediği IMF raporunda da yer almıştı
Finansal piyasalarda geçtiğimiz ay ABD’de başlayıp daha sonra Avrupa’da da etkili olan sıkıntılar, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından dün açıklanan raporda da önemli yer bulmuştu. “Finans sektöründeki son çalkantıyla artan belirsizlikle riskler kesin olarak aşağı yönlü” ifadesinin yer aldığı raporda, ekonomileri resesyona sürükleyebilecek türden bir sert inişin giderek daha olası bir hale geldiği uyarısında bulunuldu. IMF raporunda, “Dünya ekonomisi, küresel bankacılık sistemine ilişkin endişeler ve artan faiz oranlarının bankaları kredi vermeyi kısmaya zorlayabileceği kaygısı nedeniyle sancılı bir yavaşlama riskiyle karşı karşıya olabilir” denildi. Raporda, IMF Para ve Sermaye Piyasalı Direktörü Tobias Adrian’ın “Banka ve finans kuruluşlarının yüksek faiz oranlarıyla adeta “sınanıyor”, küresel finans sisteminde akut riskler gündeme gelebilir” şeklindeki sözlerine de yer verilmişti.