Hilal SARI
Paris Anlaşması hedeflerine ulaşabilmek için hükümet ve şirketlerin yeryüzündeki en bol doğal kaynaklardan biri olan hidrojene yönelik enerji altyapı yatırımları hızlanıyor. Danışmanlık şirketi Boston Consulting Group 21 Mart’ta yayınladığı “Yeşil Hidrojen Ekonomisini İnşa Etmek” başlıklı raporunda hidrojenin en hızlı büyüyen yatırım fırsatlarından biri olduğuna vurgu yaparak, enerji geçişi için kritik öneme sahip bu alanda hükümet ve şirketlerin talebi karşılayabilmek için 2025’ten 2050’ye kadar yaklaşık 6 ila 12 trilyon dolarlık bir yatırım yapması gerektiğini öngörüyor.
Raporda kimyasallar, havacılık, çelik üretimi, gemicilik ve uzun mesafe kara yolu taşımacılığı gibi sektörlerin emisyonlarının düşürülmesi için düşük karbonlu hidrojenin kritik bir rol oynayacağına vurgu yapılıyor.
2021’de hidrojene olan talebin büyük bir kısmı kirli hidrojen olarak da bilinen (doğalgaz veya metandan üretilen) gri hidrojen olmak kaydıyla 94 milyon ton olduğu, ancak 2050 itibariyle (güneş, rüzgar veya karbon yakalama teknolojisi kullanılan fosil yakıtlardan üretilen) düşük karbonlu hidrojene olan talebin yılda 350 milyon ton ila 530 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Küresel sıcaklıkların 2 derece arttığı senaryoda talebin 350 milyon ton olması, 1,5 derece artış senaryosunda ise bu ihtiyacın yılda 530 milyon tona ulaşması bekleniyor. Bu talebin karşılanması için ise BCG tahminlerine göre 25 yıllık süre boyunca toplamda yaklaşık 6 ila 12 trilyon dolar yatırım gerektiği öngörülüyor.
BCG, artan talep doğrultusunda hidrojen değer zincirinde üretimden, hidrojenin taşınması ve depolanmasına farklı noktalarda yatırım fırsatları doğacağını söylüyor. Sermaye yatırımı ihtiyacının değer zincirinin farklı noktalarına göre değişiklik göstereceği belirtilen raporda bölgesel ekonomik politikaların yatırımcıların tercihlerini kaydadeğer oranda etkileyeceğine de dikkat çekiliyor.
Sıfır karbon hedefleri için yatırımlar hızlanmak zorunda
BCG’nin hidrojen yatırımlarına ilişkin raporunda sektörün ülkelerin net sıfır hedeflerini tutturabilmeleri için 2025 ve 2030 yılları arasında 300 ila 700 milyar dolar yatırım yapılması gerektiği öngörüsü de paylaşılıyor. Yatırımcılara “erken harekete geçenlerin rekabet avantajı olacağı” salık verilen raporda bir dizi hidrojen yatırım tavsiyesi de veriliyor. Ülkelerin hidrojen teşviklerinin yakından izlenmesi gerektiği ve sadece hidrojen değer zincirine yönelik bazı teşviklerin açıklandığı ülkelere yatırım yapılması BCG’nin bu alanda yatırım yapmayı düşünen yatırımcılara ilk tavsiyesi. Karmaşık, riskli ve zaman alan hidrojen projelerinde anahtar teslim proje geliştiricisi deneyimli iş ortaklarına yönetim risklerini devredip, ardından yatırımcı olunması da yine önerilen stratejilerden biri. Hidrojenle ilgili projeler içeren bir portföy oluşturulması da BCG’nin önerileri arasında. Ayrıca sektöre yönelik risk iştahının da artması ve finansal enstrüman yelpazesinin geliştirilmesi salık veriliyor.
Hindistan da hidrojendeki fırsatları görüyor
Enerjide dışa bağımlılığı bütçesine ağır yük olan Hindistan’da da şirketlerin hidrojendeki fırsatı görmeye başladığı belirtiliyor. Financial Times’da yer alan habere göre Asya’nın en zengin insanı ve limanlardan kömür madenlerine geniş bir iş imparatorluğu bulunan Adani Group’un sahibi Gautan Adani, Fransız Total ile birlikte gelecek on yıl içinde “dünyanın en büyük yeşil hidrojen ekosistemini geliştirmek için” 50 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor. Devlete ait enerji şirketleri NTPC ve Indian Oil Corporation’ın da yeşil hidrojen alanına girme planları var. Reliance Industries, ReNew Power ve Acme Solar da yine ülkede yeşil hidrojen planları olduğunu açıklayan şirket arasında. Ülkenin Dışişleri Bakanlığı geçen yıl bir açıklamasında “hidrojenin Hindistan’ın ana enerji kaynağı olabileceğini” belirtmişti. Yeni Delhi geçen hafta yaptığı bir açıklamada ise yeşil hidrojen üreticilerine maliyetlerinin en az yüzde 10’u kadar teşvik verilmesinin planlandığını duyurdu.
“Azerbaycan hidrojende bölgesel bir lider olabilir”
BCG Yönetici Direktörü ve Ortağı Vladimir Rogov, yeşil hidrojen sektörünün geliştirilmesi için gerekli bir dizi özelliğe sahip Azerbaycan’ın hidrojen konusunda bölgesel bir lider ve Avrupa Birliği’ne güvenilir bir hidrojen tedarikçisi olmaya hazırlandığını söylüyor. Azeri ekonomi yayını Trend’e konuşan Rogov, birliğin RePowerEU planı kapsamında yeşil enerji projelerine destek verecek olmasının ve yatırımcıların giderek artan ilgisinin Azerbaycan ekonomisine yönelik yenilenebilir enerji ve hidrojen yatırımlarını hızlandıracağı görüşünü paylaşıyor.