Gazze’nin güneyindeki en büyük yerleşim yeri olan Han Yunus’u bombalamaya devam eden İsrail ordusu, kara harekatının başlangıcından bu yana en şiddetli çatışmaların yaşandığını belirtirken, ABD İsrail’e bölgeye yakıt ve acil yardım ürünlerinin girişine izin vermesi çağrısını yineledi. Gazze’deki sağlık yetkilileri, İsrail’in Han Yunus’un kuzeyinde Deyr el-Balah’da evlere düzenlediği saldırılarda çok sayıda sivilin öldüğünü açıkladı. Hamas’a göre, çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 7,112’si çocuk, 4,885’i kadın olmak üzere en az 16,248 kişinin İsrail ordusu tarafından öldürüldü.
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkesin geçtiğimiz cuma günü sona ermesinin ardından İsrail, internet üzerinden Gazzelilere kıyı şeridinde hangi bölgeleri boşaltmaları gerektiğini gösteren haritalar yayımlamaya başladı. Gazze sakinleri, geriye kalan kasabalar ve sığınakların zaten çok kalabalık olması ve İsrail’in insanlara kaçmalarını söylediği yerleri de bombalamaya devam etmesi nedeniyle güvenli bir yer olmadığını ifade ediyorlar. Ordu, Gazze’nin ikinci büyük şehri Han Yunus ve çevresinden toplu tahliyeler yapılmasını isterken Gazze’nin güneyinde halkın sıkışmış durumda olduğu belirtiliyor. Filistinlilerin kuşatma altındaki bölgenin giderek küçülen bir bölümüne itilmeleri, kendilerine ne olacağı konusunda soru işaretlerine yol açıyor ve yüz binlerce Filistinli, güney Gazze sınırları içinde nereye gideceğini bilmiyor. Birleşmiş Milletler’in Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA’nın başkanı Philippe Lazzarini, İsrail’in Gazze’nin güneyinde 600 binden fazla insanın tahliyesini istediğini söyledi. Sosyal medya hesabında bir paylaşım yapan Lazzarini, bu insanların neredeyse yarısının evlerini zaten terk etmek zorunda kaldığını belirtti ve “Barınaklar da dahil, UNRWA gibi yerler kapasitelerinin üzerinde. Bu insanların gidecekleri hiçbir yer yok” dedi.
İnsanlığın en karanlık anı
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze’deki durumun ciddiyeti konusunda uyarıda bulundu. Refah’tan video konferans yoluyla konuşan WHO Filistin başkanı Dr. Richard Peeperkorn, “İnsanlığın en karanlık saatine yaklaşıyoruz. Bu bombalamalar ve anlamsız can kayıpları artık durmalı ve kalıcı bir ateşkese ihtiyacımız var” dedi. Peeperkorn, Cenevre’de gazetecilere yaptığı açıklamada Gazze’nin merkezini ve güneyini terk edenlerin sayısının önemli ölçüde arttığını söyledi. Temsilci, “Durum her geçen saat daha da kötüye gidiyor. Bombardımanlar güney bölgeleri de dahil olmak üzere her yerde yoğunlaşıyor. Pek çok insan çaresiz” şeklinde konuştu. Yardım görevlileri, son harekatın bölgede zaten vahim olan insani felaketi daha da kötüleştireceği uyarısında bulundu. BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) Gazze sorumlusu Thomas White, “Yeni bir göç dalgası yaşanıyor ve insani durum her geçen saat daha da kötüleşiyor” dedi. Filistinli telekom sağlayıcısı PalTel’in bildirdiğine göre, Gazze’deki telefon ve internet ağları sıklıkla çöküyor ve bölge sakinlerinin birbirleriyle ya da dış dünyayla iletişim kurmasını saatlerce ya da bazen birkaç gün boyunca imkansız hale getiriyor.
Uluslararası toplum ısrarcı olmalı
ABD, yakın müttefiki İsrail’e Gazze operasyonunda destek verirken, sivil kayıplara ilişkin endişeleri olduğunu dile getiriyor. Artan kayıpların müzakere masasına dönülmesi için uluslararası baskıyı arttırabileceği yorumları da yapılıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, uluslararası topluma, insan hakları ve insani gerekçelerle Gazze’de “acil ateşkes” konusunda tek ses olarak ısrarcı olması çağrısı yaptı. Türk, BM Cenevre Ofisi’ne gazetecilerle bir araya geldi. İsrail’in yoğun saldırıları ve ablukası altındaki Gazze’de yaşanan duruma değinen Türk, sivil halkın karşı karşıya kaldığı zorlukları anlattı. Türk, “Uluslararası toplum, insan hakları ve insani gerekçelerle ‘acil ateşkes’ konusunda tek ses olarak ısrarcı olmalı” ifadelerini kullandı.
İSRAİL, YATIRIMCILARIN HAMAS SALDIRISINI ÖNCEDEN BİLDİĞİ İDDİASINI SORUŞTURUYOR
İsrail, bazı yatırımcıların Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısını 7 Ekim’den önce biliyor olabileceği yönündeki iddiaları soruşturduğunu açıkladı. Akademik bir çalışma, İsrail menkul kıymetlerinin fiyatının düşeceğini öngören yatırımcıların büyük meblağlar kazanmış olabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılar, saldırıların öncesinde ciddi açığa satışlar buldu. New York ve Columbia üniversitelerinden araştırmacılar Robert Jackson Jr ve Joshua Mitts, saldırıya giden süreçte ciddi oranda ‘açığa satış’ işlemi yapılmış olabileceğini ortaya koydu. Jackson Jr ve Mitts, “Saldırıdan günler önce yatırımcılar meydana gelecek olayları tahmin etmiş gibi görünüyordu” diyor. Araştırmacılara göre, açığa satışlar “2008 mali krizi, 2014 İsrail-Gazze savaşı ve Covid-19 salgını gibi pek çok kriz döneminde” olduğundan fazlaydı.
Araştırmacılar, Tel Aviv Borsası’nda İsrail şirketlerinin hisselerini satmak isteyen yatırımcılarda çarpıcı bir artış tespit ettiklerini söyledi. Ayrıca, İsrail hisselerindeki hareketleri takip eden ve Borsa Yatırım Fonu (ETF) olarak bilinen bir yatırımın satış faaliyetlerinde de ani bir artış olduğunu belirttiler. 66 sayfalık raporda, ABD mali gözlemcisi Finans Sektörü Düzenleme Kurumu’ndan alınan verilere göre, MSCI İsrail Borsa Yatırım Fonu’ndaki açığa satış faaliyetinin 2 Ekim’de “aniden ve önemli ölçüde artış gösterdiği” belirtildi. Buna yanıt olarak İsrail Menkul Kıymetler Kurumu, konunun “bilindiğini ve ilgili tüm tarafl arca soruşturulduğunu” kaydetti. Araştırmada, İsrail’in en büyük bankası Leumi’deki 4,43 milyon yeni hissenin 14 Eylül ile 5 Ekim tarihleri arasında açığa satıldığı ve 3,2 milyar şekel (862 milyon dolar) kâr elde edildiği belirtiliyor. Çalışmada, “Bulgularımız, yaklaşan saldırılar hakkında bilgi sahibi olan yatırımcıların bu trajik olaylardan kâr elde ettiğini gösteriyor” denildi.