Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği (VDA) Başkanı Hildegard Müller, Almanya’nın otomobil üretiminin geleceğine ilişkin risklere dikkat çekerek, ülkenin bu alanda “hub” özelliğini kaybetmek üzere olduğunu söyledi.
Almanca adı IAA olan ve 10 Eylül’e kadar devam edeceği açıklanan Münih’teki Uluslararası Otomotiv/ Mobilite Fuarı öncesinde açıklamalarda bulunan Müller’in sektörün geleceğine ilişkin endişelerinin en önemli nedeni artan maliyetler. “Toksik” olarak tanımladığı enerji fiyatlarının artmaya devam etmesini beklediğini belirten Müller, “Almanya otomotiv sanayiinin önemli bir lokasyonu olma özelliğini, bu alandaki uluslararası rekabet gücünü ciddi şekilde kaybediyor” dedi.
Son yıllarda öne çıkan bazı ülkelerin batarya ve yarı iletken çip üretimi gibi önemli endüstriler için daha cazip hale geldiğini ifade eden Müller’e göre, ülkede giderek bozulan ekonomik ortamın Almanya için endişe verici mesajlar içerdiğini söyledi.
Alman ekonomi ve siyaset çevrelerinden önde gelen başka isimlerden de Müller’in kaygılarını büyük ölçüde paylaşan açıklamalar gelmişti. Endişelerin ortak noktası yükselen maliyetler nedeniyle yatırımların artık Almanya’ya akmayacağı, bunun yerine diğer AB ülkelerine veya ABD’ye kayacağı yönünde.
Müller enerji fiyatlarının yanı sıra, sektördeki düzenlemelerin fazla oluşu, siyasi kararlardaki gecikmeler ve özellikle yapay zeka gibi teknoloji ürünlerine yönelik reformlar için yasal bir çerçevenin bulunmamasından şikayet etti.
Ülkede alışılmışın dışındaki yüksek enflasyon ve artan faizler ekonomide durgunluğa neden olurken, Alman otomobil üreticileri ve tedarikçilerinin gelecek aylara ilişkin iş beklentileri de kötüleşiyor. Merkezi Münih’te bulunan Ekonomik Araştırma Enstitüsü’nün (Ifo) İş Ortamı Anketi sonuçlarına göre, temmuzda 34,6 puan olan Alman otomotiv sektörünün mevcut durum endeksi, ağustosta 34,6 puan azalarak sıfır puan oldu. Sektörün gelecek aylara ilişkin iş beklentisi ise eksi 48 puandan eksi 75 puana geriledi.
Ankete ilişkin açıklamada, “Otomobil üreticilerinin neredeyse yarısı, ağustosta üretimin önünde bir engel olarak sipariş eksikliğinden şikayet etti. Bununla birlikte üreticilerin sipariş defterleri hala 6 ayı kapsayabilecek kadar dolu.” denildi.
Ifo Endüstriyel Organizasyon ve Yeni Teknolojiler Uzmanı Anita Wölfl , konuya ilişkin değerlendirmesinde bazı otomobil tedarikçilerinin mevcut durumdan memnun olduklarını belirterek, “Bazı tedarikçiler, sadece Almanya’da değil, dünya çapında elektrikli hareketlilik ve otonom sürüşün yanı sıra alternatif hareketlilik çözümlerini de geliştirebilecek özel teknik uzmanlığa sahip” ifadesini kullandı.
Alman otomobil üreticileri, enflasyonist baskılar, Avrupa’da yavaşlayan ekonomik büyüme ve Çinli otomobil üreticilerinin yanı sıra Tesla’nın rekabetiyle de karşı karşıya bulunuyor. Avrupa’nın en önemli otomobil fuarlarından biri olan IAA Mobility’de Alman otomobil üreticilerinin Çin’in güçlü rekabetiyle karşı karşıya kalmaları bekleniyor.
Volvo Mısır’da elektrikli otobüs üretip Avrupa’ya satacak
Dünyanın önde gelen otomotiv gruplarından Volvo MCV ile Mısır’da elektrikli otobüs üreterek Avrupa’ya ihrac etmek için anlaştı. Şirketler tarafından yapılan ortak açıklamada, kullanılacak parçaların yaklaşık yüzde 50’sinin yerel kaynaklardan sağlanacağı belirtildi. MCV CEO’su Karim Ghabbour ve Volvo Buses Başkanı Anna Westerberg tarafından, Mısır Ticaret ve Sanayi Bakanı Ahmed Samir ile İsveç Uluslararası İşbirliği ve Dış Ticaret Bakanı Johan Forssell’in huzurunda imzalanan proje Mısır’ın elektrikli otobüs endüstrisinin yerelleştirilmesine önemli katkıda bulunacak. Hükümetin otomotiv endüstrisi geliştirme stratejisi yerli montaj ve üretim yeteneklerini geliştirmek ve sektörde yeni yatırımları teşvik etmek için otomotiv ve yan sanayileri yerelleştirmeye yönelik teşvikler de içeriyor. Projenin maliyeti veya kapasitesine ilişkin ayrıntılar ise açıklanmadı. Westerberg geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada “Avrupa’daki işimiz yıllardır zarar ediyor” demiş, Polonya’nın Wroclaw kentindeki fabrikanın 2024’ün ilk çeyreğinde kapatacağını duyurmuştu. Şirket bu kararının kısa vadede 2024 ve 2025’teki gelirlerini etkilemesinin beklendiğini belirtti. Bu arada, Mısır’ın son dönemde iş ve yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik aldığı önlemlerin de hızla sonuç vermeye başladığı yorumları yapılıyor.