Didem ERYAR ÜNLÜ
Japonya’nın Sapporo kentinde düzenlenen G7 çevre bakanları toplantısında, kömürden çıkış hedefleri masaya yatırıldı.
Kanada ve Birleşik Krallık, kömürden elektrik üretimini sonlandırmak için 2030 son tarihinin kabul edilmesi için G7 toplantısında baskı yaptı ancak planları, güçlü muhalefet nedeniyle başarısız oldu. Fransa planı kabul ederken, Japonya, ABD diğer AB ülkeleri 2030 yılına karşı çıktı.
36 sayfalık son tebliğde, Çevre Bakanları yerli kömür elektrik üretiminin aşamalı olarak durdurulmasının hızlandırılması gerektiğini vurguladılar, fakat bir tarih belirleme konusunda yetersiz kaldılar.
Kanada Çevre Bakanı Steven Guilbeault, “2030 yılına kadar kömür yakıtlı elektrik üretimini aşamalı olarak sonlandırmak hiç bu kadar acil olmamıştı” derken, E3G analisti Alden Meyer ise G7 ülkeleri bu tutumu sürdürdükçe, bir dönüşümün zor olacağına dikkat çekiyor.
BRÜKSEL’DE FİKİR AYRILIKLARI
Düşünce kuruluşu Ecco’nun kurucu ortağı Luca Bergamaschi’ye göre, ABD ve AB’deki iç siyaset G7 düzeyinde 2030’u son tarih olarak kabul etmeyi zorlaştırıyor. Doğu Avrupa ülkeleriyle devam eden müzakereler göz önüne alındığında, AB’nin net bir tarih vermek için hazır olmadığı izleniyor. AB ülkelerinin kendi içlerinde alacakları pozisyon üzerinde anlaşmaları gerekiyor. Oysa, Polonya 2049 yılına kadar kömürü aşamalı olarak bitirmeyi planlıyor.
Japonya İsteksiz
G7 dönem başkanlığını elinde bulunduran Japonya, elektrik üretiminin neredeyse üçte birini kömürden elde ediyor. Ülke daha önce yalnızca “verimsiz kömürle çalışan elektrik santrallerini 2030’a doğru” aşamalı olarak kaldırma niyetinin sinyalini verdi; ancak bir zaman çizelgesi belirlemedi.
Climate Integrate STK’sının yönetici direktörü Kimiko Hirata, Japonya’nın 2035 yılına kadar kömürü ve enerji sektörünün tamamen karbondan arındırılmasını sonlandırmaya şiddetle karşı çıktığını söylüyor. Hirata, Japonya’nın, iklim kriziyle başa çıkmak için olumlu bir siyasi sinyal vermek yerine, endüstri çıkarlarını ön planda tuttuğunu ekliyor.
Mayıs ayında gerçekleşecek olan G7 başbakanları ve cumhurbaşkanları toplantısı, kömürün geleceğine dair çok önemli bir tarih olarak ön plana çıkıyor.
ÜLKELERİN KÖMÜRDEN ÇIKIŞ PLANLARI
●Kömürsüz Avrupa ülkeleri: Belçika (2016), İsveç (2020), Portekiz (2021)
● 2025 yılına kadar kömürden çıkış yapacak Avrupa ülkeleri: Fransa (2023), Birleşik Krallık (2024), Macaristan (2025), İtalya (2025), İrlanda (2025), Avusturya (2023)
● 2030 yılına kadar aşamalı olarak kömürden çıkacak Avrupa ülkeleri: Kuzey Makedonya (2027), Danimarka (2028), Finlandiya (2029 ortası), Hollanda (2029 sonu), Slovakya (2030), İspanya (2030), Romanya (2030), Yunanistan (2028)
● 2030’dan sonra kömürden çıkacak Avrupa ülkeleri: Karadağ (2035), Hırvatistan (2033), Bulgaristan (2038- 2040), Slovenya (2033), Çekya (2033), Almanya (2038)
●Kömürden çıkış kararı almamış ülkeler: Kosova, Bosna Hersek, Polonya, Sırbistan ve Türkiye.
TÜRKİYE’NİN ELEKTRİK İÇİN KÖMÜR İTHALATI 2022’DE 5,3 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
Uluslararası düşünce kuruluşu Ember’in yayınladığı analize göre, Türkiye’nin elektrik üretimi için kömür ithalatı 2022 yılında iki katına çıkarak 5,3 milyar dolara ulaştı. Tüm zamanların en yüksek kömür ithalatına ulaşılan yılda Rusya, Kolombiya’yı geçerek Türkiye’nin en büyük kömür tedarikçisi oldu. Türkiye 2022 yılında kömür ithalatının yarısına yakınını Rusya’dan sağladı, 2021 yılında ise Rusya’nın payı yüzde 26 seviyesindeydi. Türkiye’nin Rusya’ya bağımlılığı yalnızca kömürde yüksek değil, doğalgaz ve petrol gibi diğer enerji kaynaklarında da Rusya’nın payı yüzde 40-45 arasında. Türkiye’de ithal kömürden elektrik üretimi yerli kömürden yüzde 25 daha fazla. 2010 yılından bu yana kömürden elektrik üretiminde ithal kömür kaynaklı bir artış söz konusu. Bu nedenle 2010’da yüzde 7 olan ithal kömürün elektrik üretimindeki payı, 2022’de yüzde 20’ye kadar ulaştı.
Bunları biliyor musunuz?
Türkiye, çoğu Avrupa ülkesinden de daha yüksek güneş potansiyeline sahip olmasına rağmen, 2022 yılında güneşten elektrik üretimi yalnızca 15,3 TWh veya toplam üretimin yüzde 4,7’si şeklinde gerçekleşti. Başka bir deyişle, Türkiye’nin güneş enerjisi üretimi Polonya ve Ukrayna gibi çok daha düşük güneş enerjisi potansiyeline sahip ülkelerle aynı seviyede kaldı.
Sürdürülebilir şehirler tasarlamanın 8 yolu
1-MEVCUT ALANIN KULLANIMINI EN ÜST DÜZEYE ÇIKARMAK
Mega kentlerin odağında mevcut olanların kullanımını en üst seviyeye çıkartmak olmalıdır. Örneğin; Melbourne, tarihi binaların farklı amaçlar için kullanılmasına izin veren bir program uyguluyor.
2-SUYUN AKILLI YÖNETİMİNİ SAĞLAMAK
Suyun kontrolü ve yağmur suyunun toplanması için akıllı sensör sistemlerinin kurulması veya ağ sorunlarının tespiti, su tasarrufunda önemli bir rol oynayabilir.
3-AĞAÇ EKİMİ İÇİN SOSYAL AĞI KULLANMAK
Günümüzde sosyal medyanın etkisi oldukça büyük. Sosyal medyanın erişim gücünü kullanarak ağaçlandırma seferberliği başlatmak etkili bir sonuç yaratabilir.
4-HAREKETLİLİĞİ ARTIRMAK
Mega şehirlerin en büyük sorunlarından biri olan trafik sorununa kalıcı çözümler üretilmeli, bireysel araç kullanımından önce toplu taşıma ve bisiklet kullanımı teşvik edilmelidir.
5-BİRLİKTE ISITMA, BİRLİKTE SOĞUTMA VE BİRLİKTE ÜRETME
Enerji temininde yenilenebilir enerjilerinin tercih edilmesi sürdürülebilirliğin temel koşulları arasındadır.
6-KENT ÇİFTLİKLERİNİ TEŞVİK ETMEK
Şehirlerde, yiyecek yetiştirmek için binaların çatı ve duvarları kullanılabilir. Bu sayede şehirlerde sebze ve meyve taşıma maliyeti azaltılabilir.
7-PAYLAŞIMLI ARAÇ KULLANIMINI TEŞVİK ETMEK
Araç rotalarının yanı sıra bilgisayar veya akıllı telefon destekli trafik yönetimi, sıkışık bölgelerden geçerken zaman ve yakıt israfını azaltabilir. Aynı zamanda, paylaşımlı araç kullanımını en üst düzeye çıkarmak hem enerjiden tasarruf sağlar hem de gereksiz park işgalinin önüne geçer.
8-AKILLI ELEKTRİK DİREKLERİNİN YAYGINLAŞMASI
Geleneksel sokak lambalarının LED lambalar ile değiştirilmesi mega şehirlerde bilgi sensörü ağı oluşturmak için fırsat sağlayabilir. Sensörler, hava kalitesi verilerini toplamak, trafiği izlemek ve suç riskini azaltmak gibi çeşitli verilerin toplanmasında yardımcı olacaktır.