Sadi ÖZDEMİR
ilimizde büyük acılara neden olan deprem felaketinin ekonomik faturası, kolay kolay ödenecek cinsten değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın zamanda 104 milyar dolar olarak açıkladığı zarara ilişkin topyekün, seferberlik halinde bir eylem planı gerekiyor. Faturayı en ağır şekilde yaşayan KOBİ ve esnaf kesimine bu noktada özellikle odaklanmak şart. Neden mi? Düşünün, aşağıdaki fotoğrafın çekildiği Antakya Sanayi Sitesi’nde bin 500 küçük işletmeden, bin 400’ü ağır hasar aldı. Dağ yamacında kurulu olan Antakya OSB’deki 120 fabrika ise depremden hasar almadan kurtuldu. Antakya iş dünyası temsilcileri sanayi sitesindeki ağır yıkımla birlikte tedarik kanalının tıkanmasıyla OSB’deki hasarsız fabrikaların üretim problemi yaşayacağını dile getiriyor. Hepimizin bildiği bir gerçeğin ışığında, “Esnaf iyi ise şehir iyi olur” kavramından hareketle, iş dünyası temsilcileri önderliğinde ekonominin bu en yaygın tabana sahip kesimine dönük bir “ortak akıl” ve “strateji planı”nın oluşturulması zarureti bulunuyor.
6 Şubat depremlerini yaşayan 11 vilayetimizin sanayicileri, ticaret erbabı ve esnafının, “iş yerinin, işin ve çalışanların kaybı” nedeniyle bambaşka bir yıkım gördüğü gerçek. Türkiye’nin yıllık ihracatının ve milli gelirinin yüzde 10’luk kısmını temsil eden bu illerimizin yeniden eskisi gibi üreten ve ihracat yapan iller haline gelmesi ülkemiz için de çok önemli. Siyasi irade ve ekonomi yönetimi depremlerin hemen ardından acil olarak bölgedeki işletmeler için vergi başta olmak üzere devlete ve kurumlara karşı yükümlülükleri erteledi, kredi borçlarında rahatlatacak adımlar attı. Ancak mesele çok daha derin ve bu illerimizde mikro işletmelerden büyük sanayicilere kadar “işin gücün” yeniden ayağa kaldırılması zaman alacak. Şu anda var olan teşvik ve destek düzeni elbette bu sürece ayrıca çok önemli katkılar sağlayacak. Örneğin Diyarbakır, Adıyaman ve Şanlıurfa halen 6. Bölge Teşvikleri kapsamındaki illerimiz arasındaydı. Diğer iller de Cazibe Merkezleri Destekleme Programı kapsamına alındı ve böylece depremzede illerimizin tamamı 6. Bölge Teşviklerine kavuştu. Kredi Garanti Fonu (KGF) kapsamında kullanılmış kredileri için öteleme kararı alındı, bu kapsamda kredi kullanımı daha da kolaylaştırıldı. Toplam kredi tutarı 350 milyar liraya çıkarıldı. Hazine kefaletiyle, kamu bankaları ve çok sayıda özel banka, deprem bölgesindeki işletmeler için 36 aya kadar ödemesiz, 10 yıl vadeli yatırım kredileri, 12 ay ödemesiz 60 ay vadeli de işletme kredileri açıldı. Bu kredilerden Sivas’ın Gürün ilçesindeki işletmeler de yararlanacak. Şartları düzeltme noktasında daha pek çok yeni uygulama devreye alındı. İhtiyaca göre sırası geldikçe alınacak yeni kararlarla “devletimiz üzerine düşeni” yapmaya devam edecek. Peki, bölgede başta Küçük ve Orta Boy İşletmelerimiz (KOBİ) olmak üzere sanayicilerimizi, ihracatçılarımızı, turizm ve lojistik başta olmak üzere hizmet sektörlerimizi temsil eden kurumsal yapı, bunlara ilave olarak ne öneriyor? Neler yapılmalı ki bölgenin ekonomisi de deprem öncesine dönebilsin?
Finans desteği öncelikli
- KGF kapsamında kredi türüne göre ödemesiz dönemi uygun, uzun vadeli ve düşük faizli ya da faizsiz yatırım ve işletme kredilerinde miktar en az iki misline çıkarılmalı.
- Fabrikası, ticarethanesi yıkılmış KOBİ’lerimize, dükkânı yıkılmış esnafımıza TOKİ ve Emlak Konut önderliğinde, çok uygun geri ödeme koşullarına sahip olmak kaydıyla 5 bin metrekare kapalı alana sahip fabrika veya ticarethane inşa edilmeli.
- TOBB önderliğinde başlatılan Türkiye genelindeki büyük şirketlerin tedariklerini depremzede illerden yapmalarına dönük kampanya, tüketici nezdinde genişletilmeli. Son tüketicinin her türlü alışverişte bu illerimizde üretilmiş ürünleri satın alması için kampanya başlatılmalı.
- Depremzede illere bu vesile ile sağlanacak uygun kredi, ek teşvik ve destekleri, bu bölgelerde yatırım yapmaları şartı ile Türkiye’nin her yerindeki sanayi, turizm ve lojistik sektörü firmalarına da açmalı. Böylece yıllardır sağlanamayan “sektörel üretim kümelenmeleri” ile bu illerimizin daha da büyük ekonomiler haline gelmesi mümkün olabilir.
- Depremzede illerimizde doğrudan yabancı sermaye yatırımları için de özel bir çalışma yapılabilir. Örneğin, ABD ile yıllardır konuşulan ve hayata geçirilemeyen “Nitelikli Endüstri Bölgeleri” konusu “depremzede illerimiz” vesilesiyle özel teşviklerle yeniden masaya yatırılabilir.
TOBB, öneri paketini Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletti
Depremlerin hemen ardından bölge ile sürekli iletişime başlayan ve sık sık bölge illerini ziyaret eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bölgedeki sanayi ve ticaret odalarının yönetimleriyle birlikte durum tespiti yaptı. Ayrıca Türkiye genelindeki 12 sanayi odasının başkanları deprem bölgesinde sanayinin, ticaretin ve istihdamın yeniden canlandırılarak ayağa kaldırılması için TOBB’da bir araya geldi. Bu toplantılardan 5 başlık çıkmıştı. Medyaya ayrıntıları yansıyan bu öneri başlıklarının ilk üçü, Türkiye genelinde farklı iş kollarındaki (e-ticaret siteleri de dahil) büyük şirketlerin tedariklerini depremzede illerdeki işletmelerden yapmasıyla ilgiliydi. Diğer iki başlık ise hasar görmüş üretim tesislerine acilen teknik destek sağlanması ile iş gücünün (çalışanların) bölgeye geri dönmesi için ücretler üzerinden işverenden kesilen gelir vergisi ve SGK primlerinin işçiye ödenmesiydi. TOBB’un bu önerilerinin hepsi çok doğru ve hayata geçmesi halinde bölgedeki işletmelere büyük katkı sağlayacak.
İşçi göçünü acilen tersine çevirmemiz gerekiyor
Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve diğer illerimizden görüşlerini bizzat dinlediğim iş insanlarının en çok vurguladıkları konu ise bölgeden yaşanan “işçi göçünün” acilen tersine döndürülmesi oldu. Öyle ki depremden etkilenmemiş fabrikaların bile üretimleri sadece bu nedenle durmuş vaziyette. Bunların üretime başlamasının önündeki en büyük engel işçisizlik. Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanı Adil Konukoğlu, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta da fabrikaları olduğunu belirterek, “Bir an önce mevcut çalışanlarımızın barınma sorununu çözmemiz gerekiyor. Biz acilen kendimiz konteyner evler yapıyoruz ki işçimiz işe başlayabilsin” diyor. Konukoğlu, bölgedeki illerin desteklenmesi konusunda hiçbir ayrım yapılmaması gerektiğini özellikle vurguluyor ve Adıyaman ile Kahramanmaraş’tan yaşanan göçün çok daha büyük sorun haline gelebileceğini anlatıyor. “Göçü hemen tersine döndürecek teşvikler lazım. Mersin, Adana, Şanlıurfa ve Diyarbakır’a ciddi göç yaşandı. Herkesin kendi iline geri dönmesi ve artık çalışmaya başlamamız lazım” diyor. Ücretler üzerinden yapılan kesintilerin işçiye ödenmesi (brüt ücret) önerisinin çok yerinde olduğunu belirtiyor. Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi de depremzede illerde yapılacak tüm yeni inşaatlarda kullanılacak malzemelerin bölgeden teminine özen gösterilmesini önermişti.
KOBİ için özel OSB kurulmalı
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin ise depremzede illerin, ilçelerin, firmaların etkilenme oranlarına göre kategorize edilmesini ve süper teşviklerin, desteklerin yeniden planlanmasını öneriyor. Bölgedeki firmalara kamu ihalelerinde öncelik sağlanması, ayrıca mikro ve küçük ölçekli işletmeler ve zanaatkârlar için özel OSB’ler kurulması gerektiğini söylüyor.