Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen ‘Yeşil İş Zirvesi’ başladı. Yeni dünya düzeninde dönüşümün, uzun vadede somut ve sistem açısından olumlu bir değişiklik sağlamaktan geçtiği vurgulanıyor. Bu dönüşüm ihtiyacından hareketle karşı karşıya olan sorunları çözmenin yanı sıra iddialı hedefleri proaktif, bilim temelli politikalara ve iş stratejilerine dönüştürmenin yollarını arayan şirketler, Yeşil İş Zirvesi’nde bir araya geldi. Zirvede düzenlenen Ekonomi Nereye Gidiyor? panelinde EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve EKONOMİ Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz konuşmacı olarak yer aldı. Zirvenin ilk gününde çeşitli konularda 9 panel düzenlendi. Zirvenin ikinci günü ise online şekilde düzenlenecek.
Zirvenin açılışında konuşan Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa, bu yılın temasının “Dönüşüm İçin Aksiyon, Birlikte, Şimdi Daha Hızlı” olduğunu vurgulayarak, “İki gün boyunca 10 temel aksiyon alanında ne yaptık ne yapmalıyız, neyi daha hızla yapmalıyız konularını uzmanlar, ve sürdürülebilirliğe gönül vermiş bunu iş modellerine yansıtmış profesyonelleri ile konuşacağız” dedi.
Son yıllarda sıkça duyulan ve bazen yerine göre birbirine alternatifmiş gibi kullanılan yepyeni bir terminoloji evreni oluştuğunu kaydeden Bursa, “Yeşil ekonomi, sürdürülebilir kalkınma, kaynak verimli, düşük atıklı ekonomi, net 0, düşük karbon, kapsayıcı, adil ekonomi… Sonuçta bir cümlede özetlemek istersek: Ne yapmak istiyoruz? Refahı artırmak ve yaygınlaştırmak yani kapsayıcı yapmak, doğal sermaye ve ekolojik değerleri eksiltmeyeceğiz, kirletmeyeceğiz, kaynakları verimli kullanacağız, gelecek nesillerin haklarını tüketmeyeceğiz, sonuçta bunları sürdürmeyi ve sürdürülebilir olmalarını sağlayacağız” diye konuştu.
“Yeşil ekonomide başarılı olmanın 3 sacayağı var”
Uluslararası ve ülke bazında yeşil ekonomi denildiğinde temelde başarılı olmanın sacayağı benzeri 3 temel unsuru olduğunu ifade eden Murat Sungur Bursa, “Birincisi devlet. Bunun içinde politika belirleyici, düzenleyici çerçeve, kurumsal yapılar- mevzuat, tarife, vergi, teşvik, sübvansiyon ve garantiler yer alıyor. İkincisi iş dünyası ve firmalar. Burada da yatırım, üretim, reklam, Ar-Ge, inovasyon ve tedarik zinciri bulunuyor. Son olarak ise tüketici ve vatandaş. Bu başlık altında bilgi-bilinç, tercihler, yaşam tarzı, tüketim alışkanlıkları öne çıkıyor” şeklinde konuştu.
“Yeşil iş fırsatları 200 milyon kişiye istihdam yaratabilir”
Bugüne kadar gidilen yolun, sağlıklı yol olmadığını dile getiren Murat Sungur Bursa, gelecek nesillerin haklarının tüketildiğini söyledi. Her yıl doğanın sunduğu kaynakları yıl içinde bitirme süresinin yıl başına yaklaştığına vurgu yapan Bursa, “Artık temmuz ayında o yıl sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak insanoğluna sunulan kaynaklar bitiyor. Çok değil, 50 yıl önce yılbaşında borçsuz olarak yeni yıla girebiliyorduk. 2050 yılına gelindiğinde iklim değişikliği dünya ekonomisinde yüzde 6,5 kayba neden olacak. Halbuki yeşil ekonomi bize yüzde 5,2 ilave ekonomik getiri sağlayabilecek. Yeşil iş fırsatları 200 milyon kişiye istihdam yaratabilir. Yeşil ekonomi global olarak bu fırsatları sunarken firma bazında ne katkı sağlayabilir dersek, regülasyon riskleri azalır, yeşil finansman imkanlarına erişim sağlar, çalışan tatminini ve mutluluğunu artırır, daha sürdürülebilir büyüme olur, marka değerine, müşteri memnuniyetine ve sadakatine katkı sağlar ve hisse değerlerine olumlu yansımaları olur” açıklamasında bulundu.