Depremler, orman yangınları, seller, toprak kaymaları gibi felaketlere karşı Türkiye’de bugüne kadar gösterilen yaklaşımın genellikle afet sonrası çalışmalar üzerinde yoğunlaştığını, bu durumun can, mal ve doğa kaybının yüksek olmasına yol açtığını belirten WWF-Türkiye, afetlere karşı dirençli ve doğayla uyumlu bir gelecek için tüm Türkiye’ye Yeşil İyileşme çağrısı yapıyor.
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta ve 20 Şubat 2023’te Hatay’da meydana gelen depremler, büyük bir yıkıma ve 50 bine yakın insanın yaşamını yitirmesine sebep oldu. Bölgede henüz temel geçici barınma ihtiyacı devam ederken, enkaz kaldırma ve yeniden inşa çalışmalarının ‘hızla’ başlatıldığı açıklandı. WWF-Türkiye, deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmalarından yaşam alanlarının inşasına ve geliştirilmesine kadar sağlıklı bir gelecek kurma mücadelesi olarak görülen ayağa kalkma sürecinin her aşamasının “Yeşil İyileşme” ilkelerine göre ele alınması için çağrıda bulunuyor.
WWF-Türkiye Yönetimi Kurulu Başkanı Nafiz Karadere, konuyla ilgili açıklamasında gelecekte karşılaşılabilecek benzer şoklara karşı daha güçlü olabilmesi için doğayı afet yönetim stratejisinin ayrılmaz bir bileşeni olarak ele almanın öneminin altını çiziyor. Karadere, hem sosyal hem ekolojik çözümlerin tasarlanması, geliştirilmesi ve uygulanması için başta kamu kurumları olmak üzere, yerel yönetimler, meslek örgütleri, bilim dünyası ve sivil toplumu iş birliğine davet ediyor.
Yeşil İyileşme ilkeleri
WWF-Türkiye, deprem sonrasında ayağa kalkma ve yeniden yapılanma sürecinde hayata geçirilmesi gereken Yeşil İyileşme ilkelerini şu başlıklarda topluyor: Daha Güvenli ve Doğayla Uyumlu Yaşam Alanları; Yönetişim; Çevresel Etkiler ve Önlemler; Doğa: Ormanlar, Meralar, Sulak Alanlar, Deniz ve Kıyılar; Su ve Temizlik; Altyapı; Enerji Tarım ve Gıda.
Yeşil İyileşme Çalıştayı düzenlenecek WWF-Türkiye, 29 Mart 2023 tarihinde, İstanbul’da, WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Çevre ve Afet Yönetimi Kıdemli Direktörü Anita van Breda’nın konuk konuşmacı olacağı Yeşil İyileşme konulu bir çalıştay düzenleyecek. Farklı disiplinlerden uzmanlar, sivil toplum kuruluşları, depremden etkilenen illerin yerel yönetimlerinden temsilciler gibi farklı paydaşların katılacağı çalıştayda konu bütün boyutlarıyla ele alınacak. Çalıştayın çıktıları ise bir rehber doküman niteliğinde kitapçık haline getirilerek, belediyeler ve karar vericilerin yararlanabileceği bir kaynak olarak paylaşılacak.
Deprem bölgesinde nükleer tehlike kapıda!
Kahramanmaraş’ta, 6 Şubat 2023 tarihinde 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen iki depremin Mersin ili ve çevresinde hissedilmesi Akkuyu Nükleer Santrali’ne yönelik tartışma ve endişeleri tekrar gündeme taşıdı. Santralin Ecemiş Fay Hattı, Kıbrıs Dalma Batma Fay Kuşağı, Ölü Deniz Fay Hattı, Güney Ege Dalma Batma Fay Kuşağı, Doğu Anadolu Fay Hatlarına yakınlığı ve santralinin soğutma suyu sistemi deniz dolgusu üzerinde monte edilmiş olması, 2011’de Japonya'da deprem sonrası yaşanan nükleer felaketi hatırlatıyor. Uzmanlar, bundan 12 yıl önce Fukuşima Nükleer Santral kazası sonrası Japonya’nın topraklarının yüzde 10’unun radyasyonla kirlendiğini ve bu topraklarda binlerce yıl tarım yapılamayacağını, o bölgede yaşayan 300 bin kişinin tahliye edildiğini ve o bölgede yaşayan ve radyasyona maruz kalan insanların gelecekte yüzde 70’inin kansere yakalanma riskinin çok yüksek olduğunu belirtiyor. Akkuyu Nükleer Santrali’nin de Fukuşima felaketine aday olduğunu belirten Doğu Akdeniz Çevre Platformu, deprem hatlarında, özellikle Kıbrıs merkezli beklenen depremde santralin dolgu alanında olan soğutma sisteminin arızalanması sonucu Akkuyu’da büyük bir radyasyon felaketinin meydana gelebileceğinin altını çiziyor ve kampanyalarına destek bekliyor. Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, “Tüm bilimsel deliller Akkuyu Nükleer sahası’nda 7’den büyük bir depremin her an gerçekleşebileceğini gösteriyor” diyor. Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Ortak Sekreteri Sabahat Aslan ise, “ Kahramanmaraş depremi sırasında Akkuyu Nükleer Santrali çalışıyor olsaydı, orada Fukuşima felaketi olurdu. İmza kampanyasını, Akkuyu Nükleer Santrali’nin deprem bölgesinde olması nedeniyle ve özellikle Kahramanmaraş depreminden sonra bilim insanlarının Kıbrıs Dalma Batma Fay Hattı’nda 7 büyüklüğünde deprem beklendiği ve fay hattının Akkuyu’ya 40 km yakın olması konusundaki uyarılarını dikkate alıp toplumsal farkındalık yaratmak ve hükümetin projeden vazgeçmesini sağlamak amacıyla açtık. İmzalarınızı bekliyoruz” yorumunu yapıyor.