Türkiye, hem sınırsız hem de ham madde maliyeti olmayan enerji kaynakları rüzgar ve güneşte büyük bir potansiyele sahip. Son yıllarda rüzgar ve güneş başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına ciddi yatırımlar yapıldı.
2021 yılı verilerine göre, elektrik üretiminde rüzgarın payı yüzde 9.4, güneşin payı da yüzde 4.2’ye yükseldi. Ancak, tüm dünyada fiyatları giderek artan doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtlar hali hazırda Türkiye’nin elektrik üretiminde yaklaşık yüzde 60 paya sahip.
‘Her yıl 3GW güneş enerjisi’ hedefi doğrultusunda çalışan Solar- 3GW, dahaucuzelektrik.com sitesinde güneşin ve rüzgarın elektrik üretimindeki payının artırılmasıyla maliyetlerin ne kadar düşürülebileceğini ortaya koyuyor.
“Karbonsuzlaşmayan ülkeler yalnızlaşacak”
Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, Türkiye’de 2010 senesinde 1 MW güneş enerjisinin yatırım bedelinin yaklaşık 2.5 milyon dolar olduğunu söylerken, bugün rakamın 700 bin dolara kadar düştüğünü, pandemiden önce ise 500 bin dolarların altında olduğunu vurguluyor. Turhan’ın yorumları şöyle: “Güneş ve rüzgar kapasitemizin artırılması cari açığımızı düşürecek. dahaucuzelektrik.com’da bunu ortaya koyduk. Daha fazla güneş ve rüzgar enerjisi kullanarak elektrik maliyetini azaltmak mümkün. Enerji fiyatlarının ucuzlaması enflasyonu düşürecek. Bugün yaşadığımız pek çok zorluktan kurtulmanın anahtarı yenilenebilir enerji kapasitemizi artırmak. Bunların üzerine bir de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hedef 2053 Net Sıfır Emisyon ‘AR-GE ve Yenilik Atılımı’ Koordinasyon Toplantısı’nda belirttiği gibi, hedefimizi gerçekleştirme yolunda en önemli silahımız yenilenebilir enerji gücümüzü artırmak. Ülkemizde pek çok yeni teşvikler, destek programları açıklanıyor. Bununla berabere 2053 net sıfır karbon hedefimizi gerçekleştirirsek dış politika anlamında çok ciddi mesafe alacağız çünkü dünyada karbonsuzlaştırma dış politikayı da şekillendiriyor. Bunu yapmayan ülkeler yalnızlaşacak.”
Turhan, üretimde rüzgar ve güneşin payı arttıkça, elektrik maliyetlerinin, dolayısıyla tüketicilerin elektrik giderlerinin azalacağını vurguluyor ve şunları söylüyor: “Geçtiğimiz 10 yılda planlanan rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarının tamamı hayata geçirilebilseydi, Türkiye’nin güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin yaklaşık iki katına çıkması, elektrik üretim fiyatının da buna bağlı olarak bugünkü seviyesinden yüzde 25 oranında düşmesi mümkündü. Bunun ötesinde, güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin 2,5 katına çıkarılması durumundaysa, elektrik üretim fiyatı yüzde 43 daha ucuz olabilirdi. Rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin 3,5 katına çıkarılmasıyla elektrik üretim maliyetinin neredeyse yarıya ineceği görebiliyoruz. Her yıl güneş ve rüzgar enerjisinde en az 3’er GW yatırım yapabilecek potansiyelimiz var.”
Maliyetler güneşte % 65 rüzgarda % 45 düştü
Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, “Bugün yenilenebilir enerji kapasitemizi artırmak sadece ekonomik değil ekolojik olarak da çok büyük önem arz ediyor. Teknolojik gelişmelerle birlikte son 10 yılda güneş santrallerinin maliyetleri dolar bazında yaklaşık yüzde 65, rüzgar santrallerinin maliyetiyse yaklaşık yüzde 45 oranında düştü. 2020 yılından bu yana da tüm dünyada güneş ve rüzgar yatırım maliyetleri kömür yatırımlarından daha düşük” diyor. dahaucuzelektrik.com’daki elektrik piyasası senaryolarının hesaplamalarını yapan enerji danışmanlık şirketi APlus Enerji Ortağı Volkan Yiğit ise, dahaucuzelektrik.com için yaptıkları hesaplamalarda Türkiye elektrik piyasasına yönelik geliştirdikleri tahmin modeli AVIEW MarketSim’i kullandıkları söylüyor. Yiğit, güneş ve rüzgar enerjisinde kapasite artışını öngören senaryolar incelendiğinde, elektrik fiyatlarında önemli bir düşüş olabileceğini ifade ediyor.