Merve YEDEKÇİ
Etik ve İtibar Derneği (TEİD) tarafından düzenlenen 10. Uluslararası Etik Zirvesi bu yıl ‘’Etiğin Renkleri’’ teması ile gerçekleştirildi. Zirve de TEİD üyeleri, etik, uyum ve itibar yönetimi konularına ilgi duyan profesyoneller bir araya gelerek, iş etiği, çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim (ESG), sürdürülebilirlik, dijitalleşmede etik, uyum, iç kontrol ve denetim süreçleri gibi konu başlıklarına masaya yatırdılar.
Zirvenin açılışında sürdürülebilirlik temalı fonların dünyada 3 trilyon dolara ulaştığını vurgulayan TEİD Başkanı Menteş Albayrak, bu alana yatırım yapan şirketler için bu veri daha ucuz ve kolay finansmana erişim anlamına geldiğini söyledi. Albayrak, “Gelir artışı, müşteri ve çalışan bağlılığı, itibar ve diğer artıları değerlendirdiğimizde CSY ve etik uzun vadede değer yaratımını destekler ve rekabet avantajı yaratır” dedi. S&P şirketlerinin yüzde 95’inin sürdürülebilirlik raporu yayınladığını belirten Albayrak, “Dünyanın en büyük 250 şirketinin (G250) 2022’de raporlama oranı yüzde 96. Fakat bu alanda zemin sağlam değil. Söylenen ile yapılan arasında boşluklar var. Bunun temel sebepleri; regülasyon eksikliği, global raporlama standartlarının gelişme ihtiyacı, mevcut yönetim, ölçme ve raporlama sistemleri yetersizliği, finansal raporlamada olan güçlü iç kontroller, yönetim imzasının olmaması ve yönetim kurullarında bilgi birikimi eksikliği. Yeşil aklama, sadece olumlu konuları raporlama veya yanlış yapmaktan korkanlar açısından da “yeşil suskunluk” yani bu konularda sessiz kalmak çok tartışılıyor” diye konuştu. Albayrak, şunları anlattı: “Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren şirketler, Ocak 2024’ten itibaren AB’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) kapsamında yeni finansal olmayan ve sürdürülebilirlik raporlama gereklilikleri ile karşı karşıya kalacak. ABD’de Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu kendi iklim açıklama düzenlemelerine ince ayar yapmakla meşgul. ESG konularının önceliklendirilmesi için ikna edici bir değer taahhüdüne ihtiyaç var. Birçok organizasyon bu alanlardaki çabalarının finansal etkisini ölçmekte güçlük çekiyor. McKinsey ve NielsenIQ ortak çalışmasına göre; ESG ile ilgili iddialarda bulunan ürünlerde son beş yıllık dönemde yüzde 28 kümülatif büyüme elde edilirken, bu tür iddialarda bulunmayan ürünlerde bu oran yüzde 20 oldu.”
“Ne yapacağımızdan ziyade nasıl yapacağımız daha önemli”
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Executive Direktör Vekili, Uyum Sorumlusu & Dürüstlük Projesi Direktörü John Mair ise “Peki etik kalmak neden bu kadar zor? Kendimiz için bile çok zorken düşünün ki bu kadar kalabalık bir insan topluluğunda bu kavramı sağlamak daha da zor” ifadelerini kullandı.
“Tüm şirketler yeni küresel ESG dönüşümüne hızla adapte olmalı”
Moderatörlüğünü Harward Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan’ın yaptığı “Etiğin Renkleri: Yükselen Riskler ve Fırsatlar’’ panelinde Anadolu Grubu, Kurumsal İlişkiler, İletişim ve Sürdürülebilirlik Başkanı Atilla D. Yerlikaya, hem etik hem de sürdürülebilirlik tartışmasında samimiyet ve özgün dil vurgusu yaparak, “Özgünlük ve samimiyet çok kritik öneme sahip. Her ne diyorsak söylediğimizi sadeleştirmeli ve tevazu içerisinde ifade etmeliyiz” dedi. .
Uyum yolculuğuna şirket olarak çok uzun zaman önce başladıklarını ifade eden Borusan Cat, İnsan Kaynakları ve Gelişimden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi İrem Erdoğan da, “Borusan olarak şirket içinde kurduğumuz ekiplerle iş modellerimizin sürdürülebilirliği için çalışmalar yürütüyoruz. Önümüzdeki dönemde iş ortağı olarak güvenilir, finansmana kolay erişebilir şirketler, ESG başlıklarında uyum kalitesi yüksek olan şirketler olacak” diye konuştu.
“Doğal afetler 2023 yılında 300 milyar doları aşkın zarara yol açtı”
Pera ESG Danışmanlık, Risk Yönetimi Direktörü Özgün Çınar da, “Son 50 yıl içinde doğal afetlerin sayısı beşe katlandı, her gün yüzden fazla insan bu sebeple hayatını kaybetti. 2023 yılında iklim değişikliğine bağlı olarak gerçekleşen zararlar 300 milyar doları aştı, 2050 yılında ise bu hasarların trilyonlarca dolara ulaşması bekleniyor” şeklinde konuştu.
“Şirketlerin ESG karnesi dikkat çekecek”
Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik; “Bir yerde en çok ne konuşuluyorsa orada o yoktur derler. Bizim durumumuz da biraz öyle” dedi. “Yolun çok başındayız” diyen Bilecikşöyle devam etti, “Bizi motive eden konular olmalı ki daha hızlı ilerleyebilelim. Sürdürülebilirlik öyle kolay bir kelime değil. Sürdürülebilirlik hedefi olan bir olgu. Türkiye’yi geleceğe hazırlamak için elimizi taşın altına koymamız gerekir. Şirketlerin sadece finansmanına bakılarak yapılan yatırımlar mazide kalacak. Yakın gelecekte de şirketlerin ESG karnesi ön resimde olacak. Eski köye yeni adet gelmesini sağlayacak çok fazla unsur var. ESG iş dünyası için bir acil durum çağrısı. Bugün rekabette zirvede olan kurumların yarısı yakın gelecekte konumlarını koruyamayabilirler. Sürdürülebilirliği bugün ele alan kurumlar yarın ayakta kalacak.”
Dijital yolsuzluklar artıyor
“Bir Rekabet Avantajı Olarak Uyum – Uyum’a Bakış Açışını Ve Uyum Algısını Yeniden Konumlandırma” panelinde konuşan Neqsol Holding, Baş Hukuk, Uyum ve Kurumsal Yönetim Görevlisi Toğrul Ahmadov “Finansal belgelerde imza taklit eden vardı ama şimdi dijital olarak yolsuzluklar var” dedi. “Yolsuzluk önleme gereçleri geliştirirken, bir taraftan onlar da kendilerini geliştiriyor” diyen Ahmedov; “Bu detayı atlamamalıyız. Uyum öyle bir adım ki kök neden analizi yapılmalı ve sahteciliğin nereden geldiği anlaşılmalı. Ardından sağlıklı bir ortam yapılmalı. E-posta üzerinden yapılan sahteliklerin de arttığını görüyoruz. Sahte kimlikler ve adreslerle isteklerde bulunuyorlar. Başka bir yöntem de taklitçilik. Başkasının resimlerini, bilgilerini kullanarak sahtekârlık yapıyorlar. 1 yıl boyunca kendi iş harcamalarını şirkete ödetebiliyorlar. Uyum işlevi şirketleri bu tür risklerden korumak için önem taşıyor” diye konuştu.