Didem ERYAR ÜNLÜ
Küresel ölçekte sera gazı emisyonlarındaki artışın en önemli nedeni olan enerji tüketimindeki büyüme, iklim değişikliği ile mücadelede enerji sisteminin dönüşümünü ön plana çıkarıyor.
Bu kapsamda yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği yatırımları gerek hükümetler gerekse iş dünyasının odak noktası haline geliyor.
Küresel enerji sektöründe yaşanan gelişmelerin yanı sıra, çevre ve insan sağlığı farkındalığı doğrultusunda Türkiye, Ekim 2021’de Paris Anlaşması’nı onayladı ve 2053 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonlu bir ekonomiye ulaşma taahhüdünü açıkladı. Bu taahhüt, tüm sektörlerin ve politika alanlarının net sıfır taahhüdüne odaklandığı bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) ilk olarak 2021 yılında Net Sıfır Yol Haritası’nı yayınladı. Rapor 26 Eylül 2023 tarihinde güncellendi.
Güncellenen rapora göre; dünya enerji sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarını net sıfıra çekmek ve küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak, temel temiz enerji teknolojilerinin rekor büyümesi nedeniyle mümkün olsa da, birçok alanda ivmenin hızla artması gerekiyor.
Bunun için daha güçlü uluslararası işbirliği ile desteklenen daha yüksek azaltım eylemleri ve uygulamaları kritik öneme sahip olacak.
İş birliği çok önemli
UEA İcra Direktörü Fatih Birol, “Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlama hedefini canlı tutmak için dünyanın hızla bir araya gelmesi gerekiyor. İyi haber şu ki, ne yapmamız gerektiğini ve nasıl yapacağımızı biliyoruz. En son veri ve analizlere dayanan 2023 Net Sıfır Yol Haritamız ileriye dönük bir yol gösteriyor. Ama aynı zamanda çok net bir mesajımız var: Güçlü uluslararası işbirliği başarı için çok önemli” yorumlarını yapıyor.
Yol Haritası, 2050 yılına kadar küresel enerji sektörü için net sıfır emisyona giden bir rotanın ana hatlarını çiziyor, ancak farklı ulusal koşulları dikkate alan adil bir geçişin teşvik edilmesinin önemini de kabul ediyor. Net Sıfır patikasında kalabilmek, neredeyse tüm ülkelerin hedefledikleri net sıfır tarihlerini öne almaları gerektiği anlamına geliyor.
2035 yılına gelindiğinde, emisyonların 2022 seviyesine kıyasla gelişmiş ekonomilerde yüzde 80, yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerde ise yüzde 60 oranında azalması gerekiyor. Bu da özellikle gelişmekte olan ekonomilerde yatırımların artmasını gerektiriyor.
Önümüzdeki 10 yılda daha cesur adımlar atılması gerektiğinin altını çizen rapora göre, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar üç katına çıkması; küresel temiz enerji harcamalarının da 2023 yılında 1,8 trilyon dolardan, 2030’ların başında yıllık 4,5 trilyon dolara yükselmesi şart.
Yol haritasında yer alan bir diğer önemli hedef ise; enerji verimliliği iyileştirmelerinin yıllık oranının iki katına çıkması. Bu süreçte özellikle elektrikli araç ve ısı pompasının artan rolüne dikkat çekiliyor.
Rapora göre, temiz enerji teknolojileri ve bunları üretmek için gerekli olan kritik mineraller için daha esnek ve çeşitli tedarik zincirleri, net sıfır emisyonlu bir enerji sektörü oluşturmanın önemli bir diğer unsuru.
1.5 dereceye giden yol daralıyor
Küresel ısınmanın 1.5 derece ile sınırlandırılması için daha güçlü uluslararası işbirliğinin önemini de vurgulayan rapor, şu an ile 2030 arasında hedefl erin ve uygulamaların yeterince artırılmamasının ek iklim riskleri yaratacağına ve 1.5 derece hedefine ulaşmayı zora sokacağına yer veriyor. Raporun incelediği “Gecikmeli Eylem Durumu”nda, temiz enerjinin 2030 yılına kadar yeterince hızlı bir şekilde yaygınlaştırılamaması, bu yüzyılın ikinci yarısında her yıl yaklaşık 5 milyar ton karbondioksitin atmosferden uzaklaştırılması gerektiği anlamına geliyor.
Dr. Birol, “Karbonu atmosferden uzaklaştırmak çok maliyetli. Karbonu atmosfere salmamak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız. 1.5 dereceye giden yol son iki yılda daraldı, ancak temiz enerji teknolojileri bu yolu açık tutuyor. Yenilenebilir kapasitenin üç katına çıkarılması ve enerji verimliliğinin 2030 yılına kadar iki katına çıkarılması gibi kilit küresel hedeflerin arkasında uluslararası bir ivme oluşuyor. Dubai’deki COP28 iklim zirvesi, bu kritik on yıl için hayati bir fırsattır” diyor.
Tüm dünyada sıfır karbon teknolojilerine dayalı yeni bir sanayi döneminin yükseldiğine şahit oluyoruz. Bu alanda küresel bir yarış başlamış durumda.
Sıfır karbon teknolojileri üretmek; endüstriyel büyüme, inovasyon ve rekabet gücü için bir ön koşul haline geliyor.
Net sıfıra geçişte treni kaçıran ülkeler büyük olasılıkla endüstriyel kalkınmada geride kalacak.
Dolayısıyla önümüzdeki dönemde, net sıfır yolculuğunu destekleyecek finansal çözümler, yenilikçi yaklaşımlar ve iş birlikleri çok büyük bir önem taşıyacak.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN DÜNYA İŞ KONSEYİ’NDEN REHBER:
Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Türkiye’nin, çatı örgütü Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya İş Konseyi (WBCSD) bundan bir süre önce net sıfır karbon hedefini gerçekleştirmek konusunda şirketlere yol gösterici bilgiler içeren “SOS 1,5 Net Sıfır Karbon için Yol Haritası” raporunu yayınladı.
“SOS 1,5” raporu, sektörlerinde önde gelen şirketlerin görüş ve önerileriyle geliştirerek, şirketlerin Kapsam 1, 2 ve 3 karbon emisyonlarını nasıl azaltabileceğine ilişkin bir rehber niteliği taşıyor. Şirketlerin net sıfır karbon emisyonları hedefine ulaşma yolculuğuna başlamasına veya yolculuğunda ilerlemesine yardımcı olacak 5 ana adım ve 16 eylemden oluşan bu yol haritasının 3 ana mesajı var. Bunlar;
1- İşletmeler, sürdürülebilir bir dünya için küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmak adına harekete geçmekten sorumlu. Çevre dostu istihdamın yaratılması, ekonomik büyümenin sağlanması ve daha güçlü ve iklim risklerine dayanıklı bir toplumun geliştirilmesi bu sorumluluğun ana çerçevesini oluşturuyor.
2- Tüm şirketlerin 2050 yılına kadar net sıfır karbon hedefine ulaşmak için bilimsel verilere dayanan iklim eylem planlarını uygulamaya koyması gerekiyor. SOS 1,5; tüm şirketlerin net sıfır karbon hedefine ulaşması amacıyla iklim eylemi planları geliştirip uygulamaya koyması için bir çerçeve sunarak bu kapsamda bütün şirketlerin 1,5°C hedefine ilişkin tüm taahhütlerini ve girişimlerini destekliyor.
3- Hiçbir şirket tek başına net sıfır karbon hedefine ulaşamaz. SOS 1.5; net sıfır karbon ekonomisine geçişi hızlandırmak amacıyla şirketlerin paydaşları ve değer zincirleri ile iş birliği yapmasını öngören bir WBCSD projesi.
“Gerçekleştirilmesi gerekli ve mümkün eylemler” WBCSD’nin SOS 1,5 projesinin amacı; net sıfır karbon hedefine ulaşmaya yönelik stratejilerini geliştirmesinde şirketlere yardımcı olarak, şirketlerin net sıfır karbon emisyonları hedefine yönelik çalışmalara ilişkin “gerçekleştirilmesi zor işler” algısını değiştirerek “gerçekleştirilmesi gerekli ve mümkün eylemler” yaklaşımını benimsetmek olarak ön plana çıkıyor. SOS 1,5 projesi, şu hedeflere dayanıyor:
Şirketin karbon ayak izini, net sıfır karbon emisyonları hedefine taşımasına yönelik stratejinin geliştirilmesi; Düşük karbon ekonomisine geçişin önündeki engellerin birlikte tespit edilmesi ve ortadan kaldırılması;
Değer zincirinin ve tedarik zincirinin aynı doğrultuda seferber edilmesi.