Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2025 Yıllık Toplantısı, 20-24 Ocak tarihleri arasında İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenecek. Bu yılki toplantının ana teması “Akıllı Çağda İş Birliği” olarak belirlendi. 2024 yılında Davos’un ana mesajlarından biri “öngörüler kader değildir” ifadesiydi. Liderler, küresel parçalanmanın tehlikelerine dikkat çekmiş, buna karşı birlik ve iş birliği çağrısında bulunmuştu. Küresel ekonomik belirsizlikler, ticaret gerilimleri, toplumsal kutuplaşma ve iklim kaygıları gibi zorluklar 2025’te de devam edecek.
Ancak yapay zeka, kuantum bilişim ve biyoteknoloji gibi alanlardaki hızlı yenilikler, daha yüksek yaşam standartlarına ulaşma konusunda umut vadediyor. Forum’un katılımcı profili; endüstriler, nesiller ve cinsiyet açısından çeşitlilik gösteriyor. Bu çeşitlilik, küresel meselelerin en geniş çerçevede ele alınmasını ve çözümlerin kapsayıcı bir yaklaşımla tasarlanmasını sağlamak adına kritik öneme sahip. Forum’un kurucusu Klaus Schwab, bu dönemi yalnızca teknolojik değil, toplumsal bir devrim olarak tanımlıyor ve şunları söylüyor: “Bu devrim, insanlığı yüceltecek güce sahip bir çağ; ancak aynı zamanda parçalanma riskini de beraberinde getiriyor.”
Bu bağlamda, liderlerin cevaplaması gereken önemli sorular gündemde. Parçalanmayı nasıl önleyebilir ve daha akıllı bir gelecek inşa edebiliriz? Teknoloji, krizleri engellemede nasıl bir rol üstlenebilir? Kolektif eylemler ve sorumlu liderlik, mevcut eşitsizlikleri derinleştirmek yerine sürdürülebilirlik ve iş birliğini nasıl teşvik edebilir? Davos 2025, bu sorulara cevap arayacak beş ana tema etrafında düzenleniyor. Bu başlıklara detaylı bakalım:
1- Büyümeyi yeniden hayal etmek
Yeni küresel ekonomide büyümenin kaynakları nasıl belirlenebilir? Daha güçlü ve dirençli ekonomiler inşa etmek için büyüme nasıl yeniden canlandırılabilir?
- Küresel ekonomi; iklim krizinin etkileri ve jeopolitik gerilimlerin yarattığı belirsizliklerle karşı karşıya. Bu bağlamda, büyümenin yeniden canlandırılması ve sürdürülebilir kılınması için yenilikçi yaklaşımlar kritik öneme sahip. Geleneksel büyüme kaynaklarının ötesine geçerek dijital dönüşüm, yeşil ekonomi ve döngüsel ekonomi gibi alanlara odaklanmak gerekiyor. Örneğin, yapay zeka ve büyük veri, endüstriyel verimliliği artırabilirken, yeşil altyapı projeleri uzun vadede ekonomik büyümenin temel taşlarından biri olabilir.
- Ekonomik büyümenin etkilerinin toplumun tüm kesimlerine yayılması, gelir eşitsizliğiyle mücadele ve sosyal uyum için çok önemli. Bu bağlamda, küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi ve yeni istihdam alanlarının yaratılması gerekiyor.
- Krizlere karşı dayanıklılık, ekonomilerin büyüme potansiyelini artırmak için kilit bir unsur konumunda. Çeşitlendirilmiş tedarik zincirleri ve yerel üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi, bu direncin bir parçası olabilir.
2-Akıllı çağda endüstriler
Şirketler, ekonomik ve teknolojik değişimlere uyum sağlamak için iş stratejilerini yeniden tanımlıyor. Kısa vadeli hedeflerle uzun vadeli gereklilikler arasında nasıl bir denge kurulabilir?
- Teknolojik yenilikler ve jeoekonomik değişimler, endüstrileri dönüştürmeye devam ediyor. Bu değişim, şirketlerin kısa vadeli hedeflerle uzun vadeli sürdürülebilirlik gereksinimleri arasında denge kurmasını zorunlu kılıyor.
- Şirketler, operasyonel verimliliği artırmak için dijital dönüşüme yöneliyor. Yapay zeka ve otomasyon, üretim süreçlerini hızlandırırken, müşteri deneyimini de iyileştiriyor. Ancak, etik kaygılar ve iş gücü üzerindeki etkilerin de dikkatle ele alınması gerekiyor.
- Karbon salımını azaltma hedefleri, enerji yoğun sektörler üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Bu sektörlerin yenilenebilir enerjiye geçiş süreçlerini hızlandırması ve döngüsel ekonomi modellerini benimsemesi gerekiyor.
- Geleneksel iş modellerinin yerini, sürdürülebilirlik odaklı ve teknoloji destekli yaklaşımlar alıyor. Şirketlerin inovasyonu stratejik bir öncelik haline getirmesi, uzun vadeli rekabet avantajı sağlayabilir.
3- İnsana yatırım yapmak
Coğrafi -ekonomik değişimler, yeşil dönüşüm ve teknolojik ilerlemeler, istihdamdan eğitime ve kamu hizmetlerine kadar her şeyi etkiliyor. Kamu ve özel sektör, modern ve dirençli bir toplum için insan sermayesinin geliştirilmesine nasıl katkı sağlayabilir?
- Küresel iş gücü, teknolojik değişimlerin ve yeşil dönüşümün etkisiyle büyük bir dönüşüm geçiriyor. Modern toplumların dayanıklılığı, insana yapılan yatırımlarla doğrudan bağlantılı.
- Teknoloji odaklı bir gelecekte, iş gücünün dijital becerilerle donatılması şart. Eğitim sistemlerinin STEM alanlarına daha fazla yatırım yapması ve yaşam boyu öğrenme programlarının yaygınlaştırılması önem kazanıyor.
- Çalışma hayatına katılım oranını artırmak için kadınlar, gençler ve dezavantajlı gruplara yönelik fırsatlar sunulması gerekiyor. Esnek çalışma modelleri ve uzaktan çalışma imkanları, bu hedeflere ulaşmada etkili olabilir.
- Sağlık hizmetlerine erişim, sürdürülebilir bir iş gücü oluşturmanın temel taşlarından biridir. Kamu ve özel sektör iş birliğiyle, sağlıklı bir toplum inşa edilmesinin temel önceliklerden biri olması önemli.
4-Gezegeni korumak
İklim ve doğa hedeflerine ulaşmak, temiz teknolojilerin yaygınlaştırılması ve yenilikçi iş birlikleriyle mümkün olacak. Enerji sistemlerini güvenli, adil ve sürdürülebilir hale getirmek için hangi adımlar atılabilir?
- İklim krizi ve doğanın korunması, gezegenimizin geleceği için en büyük önceliklerden biri olmaya devam ediyor. Bu hedeflere ulaşmak için yenilikçi iş birlikleri ve teknolojik çözümler kritik rol oynuyor.
- Yenilenebilir enerji, karbon yakalama teknolojileri ve sürdürülebilir tarım gibi alanlarda yapılan yatırımların artması öncelikli. Örneğin, güneş ve rüzgar enerjisi projelerinin yaygınlaştırılması, enerji dönüşümünün hızlanmasına katkı sağlayabilir.
- Gelişmekte olan ülkelerin iklim hedeflerine ulaşabilmesi için uluslararası finansman mekanizmalarının devreye sokulmasının hız kazanması gerekiyor.
- Şehirleşme ve altyapı projelerinde doğa dostu yaklaşımlar benimsenmesi, biyolojik çeşitliliği koruyan ve doğal kaynakları sürdürülebilir şekilde kullanan projelerin teşvik edilmesi gerekiyor.
5-Güveni yeniden inşa etmek
Toplumsal ayrışmanın derinleştiği, çok kutuplu bir dünya düzeninde liderler, ulusal ve uluslararası düzeyde yeni iş birliği yolları geliştirebilir mi?
- Toplumlar arasındaki derinleşen ayrışma ve artan kutuplaşma, iş birliği ve diyalog ihtiyacını daha da önemli hale getiriyor.
- Kamu kurumlarına ve liderlere duyulan güvenin yeniden inşa edilmesi, şeffaflık ve hesap verebilirlikle mümkün. Liderlerin toplumun tüm kesimlerini kapsayan politikalar üretmesi öncelikli.
- Çok kutuplu dünya düzeninde, tek çözüm ülkeler arasında iş birliği ve diplomasiyi güçlendirerek, küresel krizlere ortak çözümler geliştirilmesini sağlamak.
- Vatandaşların karar alma süreçlerine dahil edilmesi, demokratik değerlerin korunması ve toplumun güçlendirilmesi için önemli. Dijital platformlar, bu katılımı artırabilir.
Türkiye’nin güneş enerjisi üretimi yüzde 40 arttı
Düşünce kuruluşu Ember’in analizine göre, elektrik talebinin en yüksek olduğu dönemde, güneş enerjisi, talep artışının üçte ikisini karşılıyor. Temmuz 2024’te 10 milyondan fazla kişiye elektrik enerjisi güneş enerjisinden karşılandı. Çalışma, Türkiye’nin güneş enerjisi üretiminin 2024 yılında 2023’e göre yüzde 40’tan fazla artış gösterdiğini, puant elektrik talebindeki artışın üçte ikisini karşıladığını ortaya koyuyor. Güneş enerjisinin puant talebi karşılamadaki oranı 2017’den bu yana yedi kat artmış durumda.
Elektrik talebini karşılamada giderek daha büyük paya sahip olan güneş enerjisi, 2019 yılından bu yana, puant elektrik talep artışının yüzde 70’ini tek başına karşıladı. 2017’de yalnızca yüzde 2,5 olan güneş enerjisinin saatlik puant elektrik talebini karşılama oranı, 2024’te yüzde 18’e yükselerek bu alanda yeni bir rekora imza attı. Güneş enerjisindeki bu hızlı artış çevresel faydalar sağlamanın yanı sıra, Türkiye’nin 16 GW’lık fosil yakıtlı santral yatırımından da kaçınmasını sağladı ve fosil yakıt bağımlılığına bağlı maliyetleri azalttı.
Türkiye’nin yüksek güneş enerjisi potansiyeli, güneşin puant talebi karşılama kapasitesini daha da artırabilir. 120 GW’ın üzerinde çatı tipi güneş enerjisi potansiyeli ve depolama sistemleri için iddialı planları olan Türkiye, yenilenebilir enerji portföyünü daha da genişletmek için gereken tüm imkanlara sahip. Bu potansiyelin hayata geçirilmesi, gelecekte puant talebin karşılanmasında güneş enerjisinin daha büyük bir rol oynamasını sağlayabilir. Güneş enerjisi, şebeke istikrarını güçlendirebilir, şebeke işletme maliyetlerini düşürebilir ve fosil yakıtlara bağımlılığı azaltabilir.
Enerji tüketimini azaltmanın 10 temel yolu
2007 tarihli Enerji Verimliliği Kanunu ile enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılması amaçlanıyor. Bu kapsamda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi tarafından her yıl Ocak ayının ikinci haftası Enerji Verimliliği Haftası olarak kutlanıyor. Hem bireysel hem de kurumsal düzeyde enerji tüketimini azaltarak maliyet tasarrufu sağlarken çevresel etkileri de en aza indirmek için etkili 10 temel adım şöyle:
Enerji Verimli Teknolojilere Yatırım Yapın
LED aydınlatma, enerji tasarruflu beyaz eşyalar ve yüksek verimli motorlar gibi enerji verimliliği sağlayan teknolojilere geçiş yapın.
Yalıtım Sistemlerini İyileştirin
Binalarda ısı yalıtımı, enerji kayıplarını önemli ölçüde azaltır. Duvar, çatı ve pencere yalıtımlarına yatırım yaparak ısınma ve soğutma maliyetlerini düşürün.
Enerji Yönetim Sistemleri Kullanın
Akıllı enerji izleme ve yönetim sistemleri, enerji tüketimini optimize etmenize ve gereksiz enerji harcamalarını önlemenize yardımcı olur.
Yenilenebilir Enerjiye Geçiş Yapın
Güneş panelleri veya rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak enerji ihtiyaçlarınızı temiz kaynaklarla karşılayın.
Davranışsal Değişiklikleri Teşvik Edin
Çalışanlar veya bireyler arasında enerji tasarrufu bilinci oluşturun. Gereksiz ışıkları kapatma, enerji tasarruflu cihazları kullanma gibi alışkanlıkları teşvik edin.
Enerji Verimliliği Standartlarını Uygulayın
ISO 50001 gibi enerji yönetim standartlarını benimseyerek enerji verimliliği politikalarını kurumsallaştırın.
Atık Isı Geri Kazanımı Yapın
Sanayi tesislerinde ve büyük ölçekli binalarda, atık ısıyı geri kazanarak yeniden kullanmak enerji verimliliğini artırır.
Ulaşımda Verimlilik Sağlayın
Elektrikli araçlar ve toplu taşıma kullanımını teşvik edin. Araç filolarında yakıt tasarruflu modelleri tercih edin.
Bakım ve Denetimleri Düzenli Yapın
Ekipmanların düzenli bakımı, enerji verimliliğini artırır. Enerji kayıplarını önlemek için HVAC (ısıtma, havalandırma ve klima) sistemlerini ve diğer enerji yoğun cihazları periyodik olarak kontrol edin.
Teşvik ve Finansman Fırsatlarını Değerlendirin
Enerji verimliliği projeleri için devlet teşviklerinden, hibelerden ve düşük faizli kredilerden yararlanın. Bu kaynaklar, yatırımların geri dönüş süresini kısaltır.