BARIŞ SEDEF
Ülkemizde süt üretim kapasitesi 21,5 milyon ton ile ifade ediliyor. Bu rakamla Türkiye, Uluslararası Süt Federasyonu tarafından yapılan sıralamada Avrupa’da Almanya ve Fransa’dan sonra 3’üncü, dünyada ise 9’uncu sırada yer alırken verimlilik sıralamasında ise 50’inci sıralarda yer alıyor. Yani kapasite sorunu olmayan Türkiye, gündeminin ilk sırasına verimliliği alması gerekiyor.
Üretimdeki başarının, verimlilik konusuna da yansıtılması global rekabette Türkiye’yi bir üst lige taşıyacak. Bunun için hastalıktan ari işletme sayısının artırılması, aşılmaların genişletilmesi ve ırk ıslahlarının yapılması gibi başlıklar hayati önemli bir yer tutuyor.
Hastalıktan ari işletme sayısı artırılmalı
Süt Eylem Planı’nın ortaya konulması adına çalıştaylar gerçekleştirilse de ihracatta istikrarlı ivme ve daha rekabetçi bir yapıda yer almanın formülü hastalıktan ari işletme sayısının artırılması, aşılmaların genişletilmesi ve ırk ıslahlarının yapılmasıyla mümkün. Yanı sıra iç piyasadaki fiyat kırılganlıklarının da önüne geçmek için yem konusunda üreticilerin izlemiş olduğu politikalar da belirleyici bir yerde bulunuyor. Endüstri, yemin önemli bir kısmını ithal ederken, döviz kaynaklı nedenlerden dolayı bu durum süt sektöründeki maliyetlerin de yukarı yönlü hareket etmesinde etkili. Özellikle Türkiye’nin yem konusunda karma üretimli bir yapıya sahip olması Avrupa ve ABD gibi ülkelerden fiyat dengesi noktasında ayırışılan önemli bir detay olarak karşımıza çıkıyor.
Kaba yeme yönelim fiyat kırılganlıklarını azaltabilir
Özellikle buğday, arpa ve soya gibi ürünlerin iç piyasadaki talebi karşılamaması ve yapılan ithalatlar; süt sektöründeki fiyatları da kırılgan hale getiriyor. Kaba yem olarak bilinen ve meraya dayalı mekanizmaların daha etkin hale getirilmesi ve bu durumun yönetmeliklerle desteklenmesi fiyat kırılganlıklarının azalmasını sağlayacak çözüm önerilerinden birisi. Fiyatlara bakıldığında ise Ulusal Süt Konseyi verilerine göre 20211’in sonunda 0,9 kuruş olan sütün litre fiyatı yolculuğu, 2024’ün ikinci yarısından sonra 14 TL’ye çıktı. Üreticiler ise bu fiyatın 22 TL olmasını talep ediyor. Sektörde istikrarlı üretim için yem sorunun çözümüne ilave olarak hastalık ari işletme sayısının artırılması, aşılmaların genişletilmesi ve ırk ıslahlarının yapılması gibi başlıklar sektöre ivme kazandıracak konular arasında yer alıyor.
Sektörde 18 Ar-Ge merkezi bulunuyor
İhracat tarafına bakıldığında dokuz aylık dönemde 339 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2023’ün aynı dönemine nazaran toplamda yüzde 16 artış gerçekleştirilirken, tereyağı ve süt tozuna getirilen kısıtlamalar frene basılmasına neden oldu. Mevcut pazarların yanı sıra sektör üreticileri Körfez bölgesinde önemli kazanımlar elde etmek adına depo ve yurt dışı temsilciliği yatırımları da gerçekleştirdi. Katma değerli ihracat için verimliliği destekleyecek bir diğer başlık ise Ar-Ge alanında yapılan çalışmalar. Gıda alanında Türkiye’de 55 Ar-Ge merkezi bulunurken, bunun 18 tanesi süt sektörüne ilişkin. Hem teorik hem de pratik yetkinliklerin eş zamanlı olarak sahada karşılıklı bulması verimlilik zincirinin de en kritik halkaları arasında yer alıyor.