ERAY ŞEN / ADANA
Bossa, enerji tüketiminden su ve elektrik tasarrufuna kadar birçok konuda hayata geçirdiği projelerle karbon yükünü azaltıyor. Adana’da 1951’den bu yana üretim yapan, iplik, dokuma ve boya terbiye ana üretim hatlarına sahip olan Bossa, 6 kıtada yüzde 90’ı Avrupa olmak üzere 48 ülkeye gönderdiği ürünlerine, yeşil dönüşümün getirdiği yeniliklerle daha rekabetçi bir kimlik kazandırıyor.
Yeşil dönüşüme yönelik çalışmaları hakkında bilgi veren Bossa Ar-Ge Merkezi Müdürü Serdal Sırlıbaş, öncelikle enerji kullanımıyla ilgili attıkları adımları anlattı. Şu anda elektrik tüketimlerinin yüzde 22 oranında çatı GES’lerden karşılandığını belirten Sırlıbaş, “Devam eden ve kısa vadede tamamlanacak çatı ve arazi yatırımlarıyla GES üretimi, tüketimimizin yüzde 30’luk kısmını karşılayacak. Gelecekte hedefimiz ihtiyacın tamamını karşılamak” dedi.
Telefler de üretime dahil ediliyor
Geçen yıl devreye aldıkları geri dönüşüm tesisinde, üretim sürecinin bazı aşamalarında ortaya çıkan ‘telef’lerin yeniden elyaf haline getirilerek üretime dahil edildiğini vurgulayan Sırlıbaş, “Böylece hammadde tüketiminin azalması ile birlikte su ve karbon ayak izinin düşürülmesine katkı sağlanmakta” diye konuştu. Dönüşüm süreçlerinin bütün olarak ele alınmasının önemine dikkat çeken Sırlıbaş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Dönüşümün hammaddenin yetiştiği yerden, yani pamuğun tarlada üretilmesinden başladığına inanıyoruz. Bu nedenle üretim kapsamımıza girmediği halde tedarikçilerimizin de ötesinde yani tedarikçimizin tedarikçilerini de teşvik ederek, birlikte hareket ederek rejeneratif pamuk üretimine dahil olduk. Rejeneratif tarım uygulaması toprak sağlığını koruyan, karbonu toprakta tutan ve biyoçeşitliliği artıran entegre uygulama.”
“Çevresel etkisi düşük ürünler üretiyoruz”
Konunun önemli bir boyutunun da verimlilik’ olduğunu belirten Sırlıbaş, şöyle konuştu: “Enerji verimliliği projeleri ile birim üretimdeki enerji tüketimleri azaltılmıştır. Ayrıca boya, kimyevi, işçilik, su ve zamanı tasarruflu ve verimli kullanmak amacıyla yeni yöntemlerle kumaş renklendirilmesi çalışmaları sonucunda çevresel etkisi düşük ürünler üretmeye başladık. I-REC sertifikası alarak yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasına ve bu şekilde yenilenebilir enerji üretimin devamlılığına destek oluyoruz. Bu yaklaşımımızın bir çok sektörü, işletmeyi, tedarikçilerimizi ve rakiplerimizi harekete geçirdiğini görmek bizleri ayrıca mutlu etmekte.”
Sınırda karbon vergisinin henüz tekstil sektörü için söz konusu olmasa da önümüzdeki günlerde kaçınılmaz hale geleceğini belirten Sırlıbaş, “Bossa ürün ve işletme bazında karbon yükünü azaltacak projeler ile su, enerji, kimyasal ve malzeme tüketimini azaltmaya devam edecek. Enerji tüketiminin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılamak amacıyla planlanan arazi GES yatırımımız tamamlandığında AB’nin sınırda karbon vergisi uygulaması için tamamen hazır olacağımızı düşünüyorum” yorumunu yaptı.
Yeşil dönüşüm rekabet gücümüzü artırır
Serdar Sırlıbaş, Türk tekstil sektörünün, yeşil dönüşüm nedeniyle ihracatta izlemesi gereken stratejilere değinirken şunları söyledi: “Avrupa Birliği’nin en büyük ithalatçılardan biri olan Türkiye, Avrupa’da değişen tüketici davranışlarını da dikkate alarak gerekli tedbirleri almalıdır. Tekstil sektörü, geniş ürün çeşitliliğine sahiptir ve gelişmeler sürekli olarak devam etmektedir. Yeşil dönüşüm kapsamında olan dijital dönüşüm, sürdürülebilir üretim uygulamaları ve izlenebilirlik tekstil ihracatının potansiyelini daha da artırmıştır. Hangi ürünlerin nerede talep gördüğü ve görebileceği iyi analiz edilmeli ve potansiyel pazar mutlaka belirlenmelidir. Teknolojik ilerleme, üretim sürelerinin verimli hale getirilmesi, yenilenebilir enerji kullanımı, kaynak ve hammadde tüketiminin azaltılması sadece Avrupa’da değil dünyada rekabet gücümüzü ve pazar payımızı artıracaktır.