SELÇUK ALTUN
Hızla yaşlanan nüfus, artan emekli, azalan çalışan sayısına dikkat çeken Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez, sistemin bu şekilde ayakta kalamayacağını söyledi. Türkiye’yi çok zorlu bir sürecin beklediğini dile getiren Türkölmez, yaşlılıkla birlikte sağlık harcamalarının da artacağına işaret ederek kişi bazlı tamamlayıcı emeklilik ve kişi bazlı tamamlayıcı sağlık sigortalarının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
TSB Yönetim Kurulu, Başkanı Uğur Gülen liderliğinde basın mensuplarıyla iftar programında bir araya geldi. Buluşmaya başkan yardımcıları Ahmet Yaşar ile Taylan Türkölmez, yönetim kurulu üyeleri Neslihan Neciboğlu ile Erol Öztürkoğlu ve TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı da katıldı. Sigorta ve bireysel emeklilik sektörünün 2024 yılı teknik sonuçları ve 2025 yılı beklentilerinin paylaşıldığı buluşmada, 6 Şubat depremlerinin ardından sigorta sektörüne yönelik beklentilerin artması doğrultusunda birlik tarafından çalışılan “Deprem Odaklı Sigorta Reform Ajandası”nın detayları da anlatıldı. Başkan, yardımcıları ve yönetim kurulu üyelerinin sırasıyla söz aldığı buluşmada TSB Başkan Yardımcısı ve Allianz Türkiye Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez’in değişen demografik yapı, yaşlanan nüfus, emeklilik sistemine yönelik açıklamaları özellikle dikkat çekti.
Türkiye’deki emeklilerin yaşam standartlarındaki kötüleşmeye ilişkin haberlerin yapıldığını belirten Türkölmez, “Öyle gözüküyor ki, biz bu günleri ararız. Bugün emekliler için sorun ettiğimiz, maaşların yetmediği, herkesin nasıl geçineceğim dediği dönemi ararız. Rakamlar, çok daha zorlu bir sürecin bizi beklediğini gösteriyor” dedi.
“SGK ve TÜİK verileri, Türkiye’nin ortalama ömür açısından Avrupa ülkeleri seviyesine geldiğini gösteriyor” diyen Türkölmez, buna karşın finansal bağımsızlığın olduğu, yani çalışılan, refah dönemi olarak da tabir edilen süreçte Türkiye’nin farklılaştığını belirterek şöyle devam etti: “Gelişmiş toplumlarda çalışma süresi 60’ın üzerine çıkarken biz EYT gibi uygulamalarla emekli sayısını yükseltip, çalışan sayısını aşağı çektik. EYT haktır, kabul. Ama şunu görmemiz lazım, TÜİK verileri diyor ki, Türkiye’de demografik yapı değişiyor ve nüfus yaşlanıyor. Yaşlanan nüfus daha fazla sağlık harcaması demek. Gidişatı nasıl yöneteceğimizle ilgili bir an önce adım atmalıyız. Kişi bazlı tamamlayıcı emeklilik, kişi bazlı tamamlayıcı sağlık sigortaları olmazsa olmazımız haline geliyor.”
“Bu sistemin dengede kalması mümkün değil”
Baz senaryoya göre bugün 35 olan ortanca yaşın 2100 yılında 52’ye çıkacağını ve çocuklarımızın ihtiyarlık döneminde bunu yaşayacağını aktaran Türkölmez, herkesin emekli haline geldiği, çalışanların azınlık kaldığı bir nüfus, demografik yapıyla karşı karşıya kalınacağını belirtti.
Bugün bile bu durumun gerçekleştiğine atıfta bulunan Türkölmez, SGK verilerini işaret ederek şunları söyledi: “Çalışan, prim ödeyen sayısı 26 milyonken, emekli sayısı 16 milyonlara gelmiş durumda. Çalışan sayısı artmıyor, ama emekli sayısı sürekli artmaya devam edecek. Bu sistemin dengede kalması mümkün değil. Bugün itibariyle herkesin zorda olduğunun farkındayız. Çokça duyuyoruz ya, ‘emekli maaşım yetmiyor.’ Bu sistemde emekli maaşının yetebilir olması mümkün değil. O nedenle tamamlayıcı emeklilik sistemi bu ülkenin olmazsa olmazıdır. Ne kadar geç kalıyorsak kendimiz için geç kalıyoruz. Nelerine itiraz ediyorsak kendi geleceğimiz için itiraz ediyoruz. Sürekli biz bunu anlatıyoruz. Gözüken o ki, ilerisi için bu tip kişi bazlı emeklilik sistemlerine ihtiyacımız var ki ana sistemi tamamlayabilsin.”
TSB Başkanı Uğur Gülen: 2025’te %35-40 bandında büyürüz
2024 yılının sigorta sektörü açısından güçlü büyüme ve fi nansal sağlamlık ile öne çıktığını belirten TSB Başkanı Uğur Gülen, “Sigorta sektörü, özsermaye yapısını güçlendirmeye devam ederek finansal dayanıklılığını artırdı. 2024 yılında özsermaye büyüklüğü yüzde 74 artışla 265,3 milyar TL’ye ulaştı. Bu gelişme, sigorta şirketlerinin uzun vadeli yükümlülüklerini karşılama kapasitesini de güçlendirdi. En sevindirici gelişmelerden biri ise motor, sağlık ve yangın gibi ana branşlarda poliçe sayımızın artıyor olması” dedi.
Sektörün bilanço gücünü artırmaya devam ettiğinin altını çizen Gülen, toplam aktif büyüklüğün geçen yıl yüzde 61 artarak 2,29 trilyon TL’ye ulaştığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Son 20 yılda sigorta sektörü, enflasyonun üzerinde yüzde 10-20 aralığında büyüme gösterdi. 2024’ü 838 milyar TL prim üretimi ile kapattık. 2025 yılında yüzde 35-40 bandında bir büyüme bekliyoruz. Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte artık enfl asyondan arındırılmış gerçek büyüme rakamlarını göreceğiz.”
Ahmet Yaşar: Trafikte zarar artmaya devam ediyor
Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar ise trafik sigortasındaki maliyet baskısına dikkat çekerek, “Trafik sigortasında zarar artmaya devam ediyor. 2023 yılında 13,9 milyar TL teknik zarar açıklayan branşta 2024 sonunda bu zararın 34,9 milyar TL’ye yükseldiğini görüyoruz. Hasar/prim oranı %141’den %137’ye düşmesine rağmen, zorunlu tarife sistemi nedeniyle fiyat baskısı devam ediyor. Serbest tarifeye geçiş ile birlikte bu alanda daha rekabetçi bir ortam oluşacağını ve fiyatların düşeceğini öngörüyoruz” dedi.
Neslihan Neciboğlu: Özsermaye kârlılığı yüzde 50’ye çıktı
Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Neciboğlu ise sektörün teknik kârlılığına dikkat çekerek, “Sigorta sektörünün teknik kârlılığı 2024 yılında yüzde 69 artarak 103,6 milyar TL’ye ulaştı. Bu kârın 84 milyar TL’si hayat dışı branşlardan, 19,6 milyar TL’si ise hayat ve emeklilik branşından elde edildi. Net dönem kârı ise yüzde 57 artışla 103,9 milyar TL seviyesine çıktı. Kârlılık oranlarına bakıldığında; aktif kârlılık oranı yüzde 12, özsermaye kârlılığı yüzde 50 ve prim/teknik kâr oranı yüzde 12 olarak gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
Erol Öztürkoğlu: TES emeklilikte temel taşlardan biri olacak
Yönetim Kurulu Üyesi Erol Öztürkoğlu da BES’te asıl büyük değişimin Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile geldiğini belirterek, “TES, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de çok basamaklı emeklilik yapısına geçişin temel taşlarından biri olacak. TES, işveren katkısını da ekleyerek çalışanların emekliliğe kadar sistemde kalmasını sağlayan güçlü bir yapı sunuyor. Yani, artık emeklilikte oluşacak gelir kaybı azalacak ve tasarruflar daha da artacak. Sektör olarak bu dönüşüm için uzun süredir çalışıyoruz ve gerekli enstrümanları oluşturduk. Sistemin 2025 sonu veya 2026 başında hayata geçmesini öngörüyoruz” şeklinde konuştu.