MUSTAFA KEMAL ÇOLAK
Avrupa’da dahi daha yasası bulunmayan ülkeler varken, Türkiye’de özel güvenlik yasasının varlığı 20’nci yılını dolduruyor. Bu ülkemiz adına, çok önemli bir hizmetin sağlıklı alınabilmesi noktasında atılmış en büyük adımlardan biri kuşkusuz. Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair 5188 Sayılı Kanun’un Ekim 2004’te yasalaşması sonrası sektörün gelişim sürecinde önemli mesafeler kat edildi. Yolculuk, bu yasanın ışığında emin adımlarla devam ediyor.
Yine de 20’nci yılını doldurmasının bir getirisi olarak üzerinde yeniliklerin yapılması da gerekiyor. Yani güncellenmeye, 20 yılda cereyan eden yeniliklerin ve değişen ihtiyaçların doğrultusunda düzenlemeye muhtaç olduğu da bir gerçek, Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair 5188 Sayılı Yasa’nın.
Kanunun özellikle çalışanlar açısından yeniden planlanması gerekiyor. Bugün artık çalışan kadar işveren de, özel güvenliğin bir meslek olarak tanımlanmasının zorunluluğunu dile getiriyor. Hatta bir işveren örgütü olarak kurulan ve bu yıl 30’uncu yılını dolduran Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD), bu konuda en büyük gayreti gösteren mesleki oluşum Türkiye’de.
Sektörün en eski ve öncü sivil toplum kuruluşu GÜSOD bünyesindeki özel güvenlik şirketlerinde 60 binin üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam ediliyor. Özel güvenlik sektöründe gerçekleşen cironun yüzde 25’i de GÜSOD üyesi şirketler tarafından ortaya konuyor. Türkiye’nin bu genç çalışan nüfusa sahip, en dinamik sektörlerinden biri olan özel güvenlik sahasında toplam 850 bin sertifikalı özel güvenlik elemanı var. Aktif olarak çalışanın ise bu rakamın yarısından daha az olduğunu ifade etmeliyiz. Türkiye genelinde 375 bin aktif özel güvenlik çalışanı, şehrin merkezindeki alışveriş merkezinden, konut sitelerine, organize bölgelere, dağın başındaki enerji santrallerine kadar çok değişik alanlarda geceli gündüzlü, kesintisiz hizmet yürütüyor.
Tek başına bu iki rakamın karşılaştırılması dahi özel güvenliğin meslek tanımını çoktan hak ettiğini gösteren bir çıplak gerçeklik. Çalışmak isteyen en erişilebilir alanlardan biri olarak özel güvenliği tercih ediyor, sınavlarına, eğitimlerine giriyor, sertifikasını alıyor. İş arama noktasında, garantili saha olarak da gördüğünden cebine özel güvenlik sertifikasını alıyor. Hal böyleyken, başka bir işe girebilme şansı yakalayan veya işsiz kalabilme direncini gösterebilen 475 bin kişi özel güvenlik sektörünün dışında tutuyor kendisini.
Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Turgay Şahan, bu durumu “Özel güvenlik görevlilerinin çalışma koşullarının zorluklarının yanı sıra düşük ücret politikalarının (asgari ücret) uygulanması istihdam açığını büyütüyor. Çalışma saatleri, fazla mesai kısıntıları ve yan haklardan mahrumiyet daha az tercih edilmesine yol açıyor. Özel güvenlik görevlilerinin sürekli iş değiştirmelerden kaynaklanın hızlı sirkülasyon da hizmet kalitesini olumsuz etkiliyor” diyor.
40 bin açık var
Bu arada belirtelim, Türkiye genelinde özel güvenlik sahasında 40 binin üzerinde daha istihdam açığı bulunuyor. Yani açık var, çalışacak özel güvenlik elemanı yok. Bu da çelişkilerin bir başka boyutunu oluşturuyor. GÜSOD Başkanı Turgay Şahan, “Türkiye genelinde 40 bin çalışana ihtiyaç duyulmasına karşın, çalışma koşulları, özlük haklar sorunu ve meslek olarak tanımlanma ihtiyacının giderilememesi, bu açığı kapatamıyor. Yasamız güncellenmeli, bakanlığın çalışanın yetkilerinin tanımlanması önceliklendirilmeli” diye konuşuyor.
Kalifiye eleman sorunu giderilmeli
Özel güvenlik sektörünün istihdam açığı konusunda açıklamalarda bulunan GÜSOD Başkanı Turgay Şahan, Türkiye genelinde rakamların hızla arttığına işaret ederek şunları söyledi: “İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki hastaneler, okullar, toplu konutlar ve kamu binaları gibi birçok yerde özel güvenlik görevlilerine olan ihtiyaç, diğer illere oranla oldukça yüksek, özel güvenlik sektöründe iyileştirilmesi gereken en önemli konuların başında ise eğitim ve kalifiye personel eksikliği geliyor.”
Özel güvenlik çalışanı için barınma imkanı sağlanabilir
GÜSOD üyesi özel güvenlik şirketleri başta olmak üzere, birçok firmanın özel güvenlik görevlileri için konaklama ve barınma hizmeti sunarak, sektördeki istihdam sayısını artırmayı ve yaşanan sirkülasyonu azaltmayı hedeflediklerini belirten Turgay Şahan, “Enflasyon, geçim sıkıntısı, ev kiralarının artması, ekonomik koşullar göz önüne alındığında ve İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde kira artışları düşünüldüğünde lojmanlar, özel güvenlik görevlileri için çok faydalı. Marmara Bölgesi başta olmak üzere, yaşam koşullarının zor olduğu büyükşehirlerde istihdam edilen özel güvenlik görevlilerine konaklama imkânı sunulması çok değerli. Ancak bu lojmanlar ve misafirhaneler, istihdama yönelik uzun süreli bir çözüm olamayacağı gibi hizmet maliyetlerini de yükseltiyor. Bu olanak, özel güvenlik görevlileri için sadece bir ara çözüm” diyor.