YENER KARADENİZ/İSTANBUL
Ocak ayında Bolu’da yaşanan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangını, Türkiye’de toplu yaşam alanlarında yangın güvenliğini yeniden gündeme getirdi. Mobilya ve tekstil malzemelerinin tutuşabilir özellikleri nedeniyle yangının şiddetini ve yayılımını artırdığı biliniyor. Ancak Türkiye’de ısıya dayanıklı tekstil kullanımı zorunlu değil. Oysa ABD’de ve Avrupa’da birçok ülke, toplu yaşam alanlarında kumaş ve mobilyalar için sıkı düzenlemeler getirerek yangın riskini minimize ediyor. Yani bu alanlarda kullanılan mobilya ve tekstil ürünlerinde belli bir süre ısıya dayanıklılık şartı aranıyor.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, 2016’da Adana’da yaşanan yurt yangını sorası konuyu bakanlığa ilettiklerini hatırlatarak, “Artık bunu gündeme almak gerekiyor. Toplu yaşam alanları için bir mevzuat olması lazım. Bu mevzuata uygun ürünler ile yangınlar ve can kayıpları önlenebilir” dedi.
İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Aydın Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sami Aydın da Türkiye’nin bu alandaki üretim kapasitesinin oldukça güçlü olduğunu belirtti. Aydın, ancak talebin büyük oranda ihracata yönelik olması nedeniyle, iç piyasada yeterince farkındalık oluşmadığına dikkat çekti.
Isıya dayanıklı kumaşlar, yüksek sıcaklıklara maruz kaldıklarında yapısal bütünlüklerini ve performanslarını koruyabilen özel tekstil malzemelerinden elde ediliyor ve bu kumaşlar, yüksek sıcaklıklara maruz kalsalar dahi tutuşmuyor veya bozulmuyor. Bu da onları yangın tehlikesi olan ortamlarda ideal kılıyor. Bu ürünler itfaiye ya da askeri personel kıyafetlerinde, endüstride çelik üretimi, cam imalatı gibi alanlarda, elektrik yalıtımında ve otomotiv ve havacılık sektöründe kullanılıyor. Bu kumaşlar, bu yıl 7. kez düzenlenen Texhibition İstanbul İplik, Kumaş ve Tekstil Aksesuarları Fuarı’nda da sergilendi. İTHİB Kumaş Danışmanı Filiz Tunca, fuarda yer alan kumaşın 7,5 saat yanmadığını ve şu an başta konaklama olmak üzere birçok alanda bu tarz kumaşların kullanılması gerektiğini belirtti. Tunca, söz konusu ürünlerin perden halıya, duvar kağıdından yatak çarşafına kadar her alanda uygulanabileceğini söyledi.
Gönüllülüğe bırakınca talep olmuyor
Dünyada İngiltere’den ABD’ye kadar birçok ülke 80’li yıllarda meydana gelen yangın sonrası başta oteller olmak üzere bu tarz tekstil ürünlerinin kullanımını yasal mevzuatlar ile zorunlu hale getirmiş. 2016’da Adana’da yurt yangınını hatırlatan İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, “Orada perdeden dolayı bir yangın çıkmıştı. Bu nedenle bu tarz tekstil ürünlerinin kullanımı önemli. En azından yarım saat- bir saat ısıya dayanıklı olsa, anında müdahaleye fırsat verir. Bu sadece tekstille de olmuyor. Mobilyada duvar kağıdında da olması lazım. Bunu gündeme almak gerekiyor. Toplu yaşam alanları olan yurtlar, huzur evleri, hastaneler, okullar ve otellerde yasal mevzuat ile zorunlu hale gelmeli. Gönüllülük esasına bırakıldığında çok düşük maliyetli olmasına rağmen talep olmuyor. Ticaret Bakanımız da fuara katıldı kendisine de bahsettim. 2016’da çıkan yangın sonrası yine bakanlığa bunun yasal mevzuat ile zorunlu hale getirilmesine yönelik bilgilendirmemiz olmuştu” diye konuştu.
ABD ya da AB’deki mevzuat uygulanabilir
İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Şişman, Türkiye’nin yanmaz ev tekstillerini uzun yıllardır ihraç ettiği bilgisini verdi. Şişman, “2000 yılında bu işe başladım ve o zamandan beri üretiliyor. İngiltere ve ABD gibi ülkelere satılan perde gibi ürünler mevzuat gereği ısıya dayanıklı olmak zorunda” dedi. Bakanlık ile yapılan görüşme konusunda ise Şişman, “Biz ABD ya da Avrupa’daki standardı alalım. Yangını yaymayan, yandığında toksit duman çıkarmayacak, ya da insanların kaçacağı kadar zaman kazandıracak kumaşlar olsun. Kızılay çadırları bu özellikte mesela. ABD’de önce bir saat diye çıkardılar. Sonra maliyetler nedeni ile yarım saate indirdiler. Maliyeti de çok yüksek değil” diye konuştu.
Yüzde 20-25 daha pahalı
İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi olan ve aynı zamanda bu tarz üretimi de gerçekleştiren Aydın Tekstil Genel Müdürü Ali Sami Aydın, ısıya dayanıklı tekstilin, iki farklı üretim yöntemiyle elde edildiğini anlattı. Aydın, “İplikten yanmazlık kazandırılarak üretilen kumaşlar ve kumaşlara kimyasal kaplama uygulanarak ısıya dayanıklı hale getirilmesi. Türkiye bu alanda büyük bir üretici olmasına rağmen üretiminin yaklaşık yüzde 90- 95’lik kısmı ihraç edilmekte. Kalan kısmı da özellikle yurtdışına mobilya ihraç eden firmalar tarafından kullanılıyor” dedi. Bu tarz kumaşların, konvansiyonel kumaşlara göre yüzde 20-25 civarında bir fiyat farkı oluşturduğuna dikkat çeken Aydın, “Otel ya da yurt gibi yaşam alanlarında mobilya maliyeti içinde kumaşın payı yaklaşık yüzde 30’dur. Fakat fiyat farkı, sağladığı güvenlik ve uzun vadede yangın gibi riskleri engelleme potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda oldukça makul” ifadelerini kullandı.