Türkiye’de faktoring sektörüne yönelik ilk adımlar, 1980’li yılların sonlarına doğru finans ve bankacılık sektörlerinde yaşanan gelişmeler yoluyla ortaya çıktı. Bu dönemde devletçi ekonomi modelinden liberal ekonomi modeline geçişle birlikte ortaya konan liberal ekonominin araçları arasında faktoring de yer aldı. Türkiye’de faktoring şirketleri ilk olarak 1988 yılında bankalar bünyesinde ayrı bir departman olarak faaliyete başladı. Esas dönüm noktası için 1994 yılı beklendi. O tarihte çıkarılan 545 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile faktoring işlemleri resmen devreye girdi. 2006 yılında faktoring konularındaki denetim hakkı Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu’na devredildi. Kurulun gözetimi ve yol açıcı faaliyetleriyle hızını artırdı.
Aradan geçen 37 yılın ardından sektör, Türkiye ekonomisinde rüştünü ispatlamış durumda. Halka açık, banka ortaklı ve özel sermayeli birçok şirketin katkısıyla gelişimini sürdürüyor. Her yıl kendini aşan iddialı rakamlarla ekonomik devinime katkı sunmaya devam ediyor. Hali hazırda 5 şirket Borsa İstanbul’da işlem görüyor. 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında ve BDDK denetiminde faaliyet gösteren faktoring sektörü, 48 şirket, 395 şube ve 4 binden fazla personel ile çoğunluğu KOBİ olan 80 bine yakın müşterinin önemli iş ortağı olarak faaliyet yürütüyor.
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Faktoring Sektörü Başkanı Nurcan Taşdelenler, sektörün 37’nci yılına girdiği 2024’e ilişkin rakamları yorumladı. Geçen yılın işlem hacminin 2023 yılına göre yüzde 51 artarak 1.2 trilyon lira seviyesine ulaştığını kaydeden Taşdelenler, “Sektörün aktif büyüklüğü, 2023’e göre yüzde 48 artışla 2024’te 316 milyar TL’ye, alacakları 2023’e göre yüzde 46 artışla 288 milyar TL’ye yükseldi. Bu veriler ve geçmişten gelen trend faktoring sektörünün Türkiye ekonomisinde giderek daha önemli bir yer edindiğini ortaya koymaktadır.” diye konuştu.
Dijitalleşme temel gündem
2024’te faktoring sektörünün öne çıkan gündem maddelerinin dijitalleşme ve fintech iş birlikleri, yapay zeka destekli risk analizi uygulamaları, KOBİ’ler için daha uygun maliyetli finansman modelleri tesis edilmesi ve sektör şirketlerinin daha fazla firmaya ulaşmasını sağlayacak mevzuat düzenlemelerinin yapılması olduğunu kaydeden Taşdelenler, “2024’te ayrıca, faktoring işlemlerinde yeni mevzuat düzenlemelerine uyum ve uluslararası işlemlerin artırılması da gündemimizdeydi. 2025 yılında ekonomiye ve işletmelere vermeye devam edeceğimiz destekle sektördeki büyümenin devam etmesi ve enfl asyon oranın üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Özellikle dijital faktoring çözümlerinin yaygınlaşması ve e-ticaret sektörünün artan finansman ihtiyacı, büyümeyi destekleyecek faktörler arasındadır.” diye konuştu.
MFKS’ye 2015-2024 arasında 3.9 trilyon lira fatura kaydedildi
Finansal Kurumlar Birliği’nin odak noktaları, dijital projeler ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillenecek. Merkezi Fatura Kaydı Sistemi (MFKS) ekosisteminin genişletilmesi ve yeni entegrasyonlarla daha güçlü, güvenli ve kapsayıcı bir yapıya dönüştürülmesi öncelikli hedefl er arasında yer alıyor. Finansal şeff afl ığı artıran, ticari işlemleri hızlandıran, risk yönetiminde etkin çözümler sunan ve kayıt dışı ekonomi ile mücadeyi destekleyen MFKS, Türkiye’nin finansal altyapısında önemli rol oynuyor. Hayata geçirildiği 2015 yılından 2024 yılı sonuna kadar 3,9 trilyon TL tutarında, 48,3 milyon adet faturanın kaydedildiği MFKS’yi 48 faktoring şirketi ve 32 banka kullanıyor.
İhracat, Türkiye ekonomisinde kritik bir önemde bulunuyor. Bu yıl ihracatta, hizmet sektörleri de dahil olmak üzere 390 milyar dolar işlem hacmi yaratılması planlanıyor. Bu hedefte son dönemde mal ve hizmet ihracatında rolü öne çıkan faktoring sektörüne de önemli görevler düşüyor.
Faktoring Sektörü Başkanlığı’nı yürüten Nurcan Taşdelenler, ihracata yönelik değerlendirmelerini şu başlıklar altında topladı:
- Türkiye ekonomisi, ihracat odaklı büyüme stratejisini benimseyerek küresel pazarlarda rekabet gücünü artırmayı ve dış ticaret dengesini iyileştirmeyi hedeflemektedir. Orta Vadeli Program (OVP) ve Türkiye’nin 2024-2028 Kalkınma Planı gibi stratejik belgelerde, katma değeri yüksek ihracatın artırılması, ihracatçı firmaların finansmana erişiminin kolaylaştırılması ve dış ticaretin daha sürdürülebilir hale getirilmesi gibi hedefler vurgulanmaktadır.
- Bu çerçevede, ihracat faktoringi, Türkiye’nin dış ticaretteki rekabetçiliğini güçlendiren kritik bir finansal enstrüman olarak ön plana çıkmaktadır. Ülkemiz ağırlıklı olarak yurt içi faktoring işlemlerinin yapıldığı bir ülke olmakla birlikte, yurt dışı faktoring işlemlerinde, özellikle de ihracat faktoringi işlemlerinde, dünyanın önde gelen oyuncularından biridir. Uluslararası Faktoring Birliği FCI’nın (Factors Chain International) verilerine göre; Türkiye, iki faktörlü ihracat faktoringi işlemlerinde dünyada ilk sıralarda bulunmaktadır.
- Türkiye’de faaliyet gösteren faktoring şirketleri, FCI’ın yayınladığı dünyanın en iyi ihracat faktoringi şirketleri sıralamasında uzun yıllardır ilk üç sırada yeralmaktadır. Türkiye’nin ihracata dayalı büyüme modelinde, ihracatçı firmaların yeni pazarlara güvenle açılabilmesi, uluslararası rekabette güçlü kalabilmesi ve döviz bazlı finansman erişimini artırabilmesi için ihracat faktoringi önemli bir destek mekanizması sunmaktadır.
- ?? Türkiye’nin özellikle Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika gibi farklı mevzuatlara ve ekonomik dalgalanmalara sahip bölgelere yaptığı ihracatlar, tahsilat riskleri açısından büyük değişkenlik göstermektedir. Türkiye’deki faktoring şirketleri yurt dışında yerleşik muhabirleri aracılığı ile ithalatçıların ödeme gücüne dair riskleri analiz ederek firmalara garanti hizmeti sunar ve ihracat gelirlerini koruma altına alır.
- Türkiye, pazar çeşitliliğini artırmayı ve Asya, Latin Amerika ve Afrika gibi gelişmekte olan pazarlarda daha etkin rol almayı hedeflemektedir. Faktoring, ihracatçı firmaların ödeme vadelerine bağlı kalmadan nakde erişimini sağladığı için yeni pazarlara giriş sürecini kolaylaştırır ve sermaye yetersizliği nedeniyle büyüyemeyen ihracatçıların finansal hareket alanını genişletir.
- Türkiye’de ihracatın da büyük bir kısmı KOBİ’ler tarafından gerçekleştirilmektedir. Ancak KOBİ’ler, finansmana erişimde büyük ölçekli firmalara kıyasla daha fazla zorluk yaşamaktadır. İhracat faktoringi, KOBİ’lerin teminat gösterme zorunluluğu olmadan finansmana erişmesini sağlayarak onların ihracatta daha güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme yakalamasına olanak tanır.
- Türkiye’nin ekonomik hedefleri doğrultusunda, ithalata bağımlılığı azaltarak ihracatı artırma stratejisi benimsenmiştir. İhracat faktoringi, ihracatçıların uluslararası alanda rekabetçi fiyatlar sunmasını sağlayarak daha fazla sipariş almalarına ve döviz girdisinin artırılmasına yardımcı olur. Türkiye’de kamu otoritesi tarafından sunulan ihracat teşvikleri, ihracat faktoringinin sağladığı avantajlarla entegre olarak ihracatçı firmaların daha sağlam bir finansal altyapıya sahip olmasını sağlar. Özellikle ihracata yeni başlayan firmalar için devlet destekleriyle birlikte ihracat faktoringinin kullanılması, rekabet avantajını artırarak uluslararası ticarette sürdürülebilir büyüme sağlar.