HÜSEYİN GÖKÇE/ANTALYA
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) iç piyasayı ve fiyatları gözeterek ithalatı kısıtlamasına rağmen Türk un sanayicisi son 10 yılda olduğu gibi 2024 yılında da dünya un ihracatı liderliğini sürdürdü.
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu’nun (TUSAF) bu yıl 19’uncusunu düzenlediği kongre ve serginin bu yılki teması “Sürdürülebilir Gelecek: İklim, Su, Tarım” oldu.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan TUSAF Başkanı Haluk Tezcan, organizasyonun dünyanın en büyük gıda kongresi olduğunu kaydetti.
2024’ün, iklim değişikliği, doğal afetler, savaşlar ve lojistik problemlerinin dünyanın bir ‘dur çağrısı’ niteliğinde geçtiğini belirten Haluk Tezcan, sezonluk buğday üretiminin yüzde 5.5’lik azalma ile 20 milyon tona gerilediğini söyledi.
Dünya genelinde son 2 yıllık üretimin, tüketimin gerisinde kaldığını belirten Tezcan, yeni sözleşmeli üretim modelinin yeni bir yol haritası çizeceğine inandığını aktardı.
Yüksek kur ve faiz döneminde kamunun çiftçiyi mağdur etmeden yüksek alımlar yaparak sektöre destek sunmaya gayret ettiğini bildiren Tezcan, son 10 yıldır olduğu gibi 2024’te de 1.5 milyar dolarlık gelirle sezonu dünya ihracat lideri olarak kapattıklarını söyledi.
Buğday ithalatının, TMO’nun alımıyla birlikte yasaklanması ve sonra kısıtlı olarak devam etmesinin, 4 milyon ton barajına ulaşılmasını zorlaştırdığını dile getiren Haluk Tezcan, bu yılın ilk ayında yüzde 30’un üzerinde bir gerileme yaşandığı bilgisini verdi.
Buna rağmen yılın geri kalanında ihracata ivme kazandırmayı hedeflediklerini dile getiren Haluk Tezcan,
“Bu başarı, ihracat yapan firmalarımızın yanında, iç piyasada ürün arzını sorunsuz gerçekleştiren sanayicilerimizin ile bizlerle bu sanayinin yapı taşlarını oluşturan sektör paydaşlarımızın ortak başarısıdır” dedi.
“Sanayiciyi riskli dönemler bekliyor”
Dünyada ve Türkiye’de tarım politikalarının değişmeye başladığını, artık ülkelerin suyu merkeze alarak planlama yaptığını dile getiren Tezcan, gıda güvenliği yanı sıra su güvenliğinin de önemli mücadelelerden birisi olacağını anlattı.
Bir yandan dünyanın un ambarı olmayı sürdürürken, diğer yandan da güvenli gıdaya erişimde kilit rol oynadıklarının altını çizen Tezcan, tarım gibi geleneksel bir sektörde gençlerin ilgisini çekmenin yeni bir vizyon gerektirdiğine vurgu yaptı.
Gıda sanayinin global ölçekte yaşanan daralmalardan etkilenme lüksü olmadığına değinen Haluk Tezcan, finansmana ulaşımda yaşanan problemlerle birlikte, sektörü riskli bir dönemin beklediğini vurguladı.
Güldal: Yağışlar yetersiz ama tüm ihtiyacı karşılayacak stokumuz var
İklim değişikliğinin en çok tarım sektörünü etkilediğini belirten TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, artan gıda talebinin sektörü stratejik konuma taşıdığını bildirdi. Üretimde son dört sezondur kuraklık kaynaklı dalgalanmalar yaşandığını ifade eden Güldal, Ofisin 2023 yılında 13.1 milyon ton ile dünya fiyatlarının üzerinde ve tarihin en yüksek alımını yaptığını kaydetti.
Alımlar karşılığında 5 milyar dolarlık finansman maliyeti oluştuğunu vurgulayan Güldal, geçen yıl stok miktarını yarıya indirdiklerini söyledi. Hâlen TMO’dan alınan ürünün yüzde 25’i kadar ithalata izin verildiğini kaydeden Güldal, yağışın şu ana kadar yetersiz olduğunu bildirdi. Buna karşılık TMO’nun tüm ihtiyacı karşılayacak kadar stokunun bulunduğunu aktaran Ahmet Güldal, şu an buğdayı; yem, makarna ve ekmeklik üretimi kullanıcılarına satış yaptıklarını belirtti.
Gürcan: Türkiye’nin payı artıyor
Ticaret Bakanı Yardımcısı Mahmut Gürcan, Türkiye’nin son 5 yıldır dünya tarım ticaretinden aldığı payı artırdığını kaydederken, lisanslı depolarda saklanan ürünlere yönelik vergi avantajının 2028 sonuna kadar uzatıldığını hatırlattı.
Bağcı: Fiyat dalgalanmalarını stabilize etmek için çalışıyoruz
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı da bu yıl tarımda planlı üretim modelinin uygulandığını söyledi. Bağcı, modelin somut uygulama sonuçlarının 3. Yıl sonunda alınacağını bildirirken, bu dönemde fiyat dalgalanmalarını stabilize etmek için uğraşacaklarını aktardı. Bağcı yeni başlayan tarım sayımı ile de politikaları besleyecek dataları çıkaracaklarını bildirdi.